Gül, Çelik-İş Sendikası Kayseri Şubesi'nin bir restoranın toplantı salonunda düzenlenen genel kurulunda, yaptığı konuşmada, grev denilince çok üzüldüklerini ve grev heveslisi bir sendika olmadıklarını ifade etti.
Grev yapmak istemediklerini ancak yasada varsa ve şartlarda uyuşuyorsa bunu desteklediklerini belirten Gül, şunları kaydetti:
"Gerçekten hak etmediğiniz emek ücreti teklif ediliyorsa yasal anlamda işi durdurmak ve greve çıkma hakkınız var. Ama bu ülkemizde kağıt üzerinde yazılı kalıyor. Türkiye'deki anlayışa göre grevin kağıtta kalması gerekiyor. Bir gün bunu hayata geçirdiğinizde işyerine zarar veren kötü sendikacı oluyorsunuz ve 'yok edilmelisin' anlayışı hakim oluyor. Hak mücadelesini yapabilmek için 1886'da Amerika'da işçilerin gösterdiği çabayı biliyoruz. Çalışma saatini 16 saatten 8 saate indirebilmek için yüzlerce işçi hayatını kaybetti. İşverenler mafyalarla saldırdı. Yüzlerce emekçinin kanıyla çalışma saati 8 saate indirildi" şeklinde konuştu.
İşçilerin haklı mücadelesinde bu kadar önemli yer tutan unsuru kullanmak istediklerinde "iş yeri haini", "vatan haini" olarak değerlendirildiklerini ifade eden Gül, şöyle devam etti:
"Bu korku bu kaygı, Türkiye'de işçilere, sendikalara grev kararı aldırmıyor ve işverenler de bunu bildiği için hoyratça toplu sözleşmeleri dayatarak, istediklerini orada bitiriyor. Çünkü 'sendikalar grev silahını kullanamaz' diyorlar. Türkiye'de bu kullandırılmıyor, bunu da Türkiye'de nedense sadece Çelik-İş kınıyor. İş birliğini en çok savunan insanlardan birisiyim. Biz 'çalıştığımız iş yerlerinin cıvatasına zarar veren bizden değildir' anlayışıyla hareket ediyoruz. O nedenle iş yerlerimizde yer yer eylemler, mücadeleler olur ama Çelik-İş Sendikası o iş yerinin cıvatasına bile zarar vermez."
Konuşmanın ardından genel kurul basına kapalı devam etti.
