Başbuğ, Bodrum Turgutreis Mahallesindeki D-Marin'de bulunan bir kitapevinde "20. Yüzyılın En Büyük Lideri: Mustafa Kemal", "Terör Örgütlerinin Sonu" ve "Suçlamalara Karşı Gerçekler" isimli kitaplarını imzaladı. Burada gazetecilerin, Balyoz davasındaki tahliyelere ilişkin sorularını yanıtlayan Başbuğ, 26 ay cezaevinde kaldıktan sonra 7 Mart 2014'te tahliye edildiğini hatırlattı.
Tahliye olduktan sonra mücadelesini sürdürdüğünü ifade eden Başbuğ, "(Son arkadaşım, silah arkadaşım cezaevinden çıkıncaya kadar mücadeleye devam edeceğim) dedim. Bugün mutluyum. Tabi bu mutluluğumun nedeni, Balyoz davasından tutuklu bulunan 236 silah arkadaşım ile en sonunda Hanefi Avcı'nın tahliye olmasıdır. Tabi bu tahliyeler, bütün Türkiye'ye sevinç ve mutluluk getirdi. Bu açıdan gerçekten mutluyuz" diye konuştu.
Başbuğ, 13 silah arkadaşının hala tutuklu olduğunu, bunların da en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşacaklarına inandığını belirtti.
Yargı alanında ayakta kalan tek kurumun Anayasa Mahkemesi olduğunu dile getiren Başbuğ, Anayasa Mahkemesi'nin tarihi bir görev icra ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi, Türk yargısının namusunu kurtardı. Yine sevinerek görüyoruz ki son dönemlerde Anayasa Mahkemesi gibi bizlere güven veren diğer ağır ceza mahkemelerimizi de görmeye başladık. Tabi bu durum gelecek açısında bize ümit vermektedir. Anayasa Mahkemesinin son kararı, aslında Yargıtay'a bir derstir. Verdiği karar bir noktada Ergenekon davası için geçerlidir."
- "Kumpası kuranlar, ortada açık"
Başbuğ, Balyoz davasında Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi tarafından 17 duruşmanın yapıldığını ancak 17'sinde de avukatlara bir soru bile sorulmadığını ifade etti. Adalet istediklerini dile getiren Başbuğ, şunları kaydetti:
"Bu kumpası kuranların bulunup yargı önüne çıkartılıp, gerekli cezaların verilmesini istiyoruz. Kumpası kuranlar, ortada açık. Fazla aramaya gerek yok. İşte başlayın Zekeriya Öz'lerden, Ali Fuat Yılmazer'lere... Bu görev, her şeyden evvel iktidara, hükümete, Türkiye Büyük Millet Meclisine düşüyor. Bugün Genelkurmay Başkanıyken, yaşanan olaylara ilişkin o günlerde söylediğim bütün hususların bugün gerçek çıkmasından dolayı mutluyum. İstihbarat alanında çalışmış bir polis şefi olan Hanefi Avcı, dün bu konuyla ilgili 'bunları bulanlar, bunları gömenlerdir' dedi. Bundan daha açık bir ifade olur mu? Genelkurmay Başkanlığı dönemimde 'ilticayla mücadele eylem planı' diye bir planın hazırlandığı iddia edildi. Özel yetkili mahkeme de bu konuyu inceledi, herkes inceledi ama böyle iddia edilen bu planın Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlandığına dair en ufak bir emareye bugüne kadar erişilemedi."
Başbuğ, bugün kendisinin ve Silahlı Kuvvetler'deki arkadaşlarının Türk milletinin gönlünde, yüreğinde çok güzel bir yerde olduğunu ifade etti.
- Cumhurbaşkanlığı seçimleri
İlker Başbuğ, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin, Türkiye'nin ciddi iç ve dış sorunlarla yüz yüze olduğunu, bu süreçte cumhurbaşkanlığı makamının önemli bir rol oynayacağını kaydetti.
Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğini belirten Başbuğ, "Bu, normal bir cumhurbaşkanlığı süreci değil. Buna dikkat etmemiz lazım. Ciddi iç sorunlarımız var, ciddi dış sorunlarımız var. Cumhurbaşkanı, bu sorunlarımıza yönelik olarak elbette önemli rol oynayacak" dedi.
Başbuğ, çatı aday olarak önerilen Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında net bilgisinin olmadığını, bu açıdan da bir yorum yapamayacağını belirtti.