Medical Park Antalya Hastanesi Organ Nakil Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, canlı vericili organ nakli yapılırken, hem alıcıya, hem vericiye 50 civarında test uygulandığını belirterek, bunun amacının vericinin organını bağışlamaya, alıcının da ameliyat olmaya uygun olup olmadığını tespit etmek olduğunu ifade etti.
Nakil olacak hastaların kalplerinin değerlendirilmesi esnasında, kalp damarlarında tıkanıklık olduğunun belirlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Demirbaş, şöyle konuştu:
"Hastaların bypass ameliyatı olmaları gerektiği ortaya çıktı. 4 yıl önce başlattığımız bir yöntemle, hastalara aynı seans içerisinde bypass ve daha sonrasında böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirdik. Bunun nedeni, diyaliz hastalarının bypass ameliyatı olduktan sonraki 6 ay içerisindeki ölüm oranları yüzde 25'e kadar çıkabiliyor. Fakat bu ameliyatları birlikte yaptığınız zaman bu oranları çok düşürebiliyoruz."
Demirbaş, hastanelerinde 2008 yılından beri 3 bin civarında organ nakli yapıldığını dile getirerek, bu yıl Eylül ve Ekim aylarında yapılacak, iki uluslararası kongrede bu nakillerle ilgili açıklayacakları sonuçların ardından, bu yöntemin yaygınlaşacağına inandığını kaydetti.
- "4 çocuktan sonra böbreğimi de eşime severek verdim"
Eşinden böbrek alarak sağlığına kavuşan Mustafa Çetin (67) de 1967 yılından beri şeker hastası olduğunu belirterek 11 aydır da diyalize girdiğini söyledi.
Diyalize girerken eşinin sürekli yanında olduğunu aktaran Çetin, bir gün eşinin kendisinin teklif etmemesine karşın "Sana böbreğimi vereceğim" demesi üzerine nakil olmaya karar verdiklerini dile getirdi.
Çetin, nakil için hastaneye geldiklerinde kalp damarlarında sorun olduğunun söylendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Hocam 'Önce damarlardan ameliyat olacaksın. Ondan sonra böbreğe sıra gelecek' dedi. Yaşlı olduğum için korktum. 'Hiç korkma' dedi. Hanımla ikimiz karar verdik. Hoca da cesaret verdi sağ olsun. Sabah 08.30'da girdim, uyandığımda gece 23.30'du. Operasyonun hepsi oldu mu dedim, oldu dediler. 5 günde taburcu oldum."
Çetin, hastaneye gelmeden önce kalp şikayetinin olmadığını, sadece göğsünde ağrı çektiğini dile getirerek, bu ağrıların da tansiyondan kaynaklandığını düşündüğünü belirtti.
Mustafa Çetin'in eşi Tahsile Çetin (62) ise eşi 11 ay diyalize girerken onu hiç yalnız bırakmadığının altını çizerek, "4 çocuktan sonra böbreğimi de eşime severek verdim. 43 yıllık evliyim. İsteyerek verdim" dedi.
- Kardeşi sayesinde hayata tutundu
Kardeşi Raziye Okutkan'dan böbrek alan Ramazan Özden de 2007'den beri böbrek yetmezliği yaşadığını, 2014 yılında artık diyalize girmesi gerektiğinin söylendiğini belirtti.
Bunun üzerine kardeşlerinin ve teyzesinin böbreklerinin vermek istediklerini aktaran Özden, yapılan testler sonunda ablası Raziye ile dokularının uyduğunu aktardı.
Özden, böbrek nakli için hastaneye geldiklerinde yapılan tetkiklerde, 3 damarının tıkalı olduğunun tespit edildiğini ifade ederek, "Bypass ameliyatının gerektiği, böbrek nakli için bunun şart olduğunu söylediler. Her ikisi de tek seansta yapılabilir denildi. Ben de kabul ettim" diye konuştu.
Daha önceden herhangi bir kalp rahatsızlığının olmadığını, daha önce bir kaç kere EKG'ye girmesine karşın, hiç böyle bir şeyin çıkmadığını vurgulayan Özden, hastanede yapılan efor testi sonunda rahatsızlığın bulunduğunu kaydetti.
