Bakan Zeybekci, A Haber yayınında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Irak'ta çalışan Türk vatandaşları ve ülkedeki yatırımlarla ilgili risk durumuna yönelik soru üzerine Zeybekci, kayıt dışı çalışanlarla beraber 30 bine yakın vatandaşın Irak sınırları içinde iş yaptığını ve bölgedeki olumsuz hava nedeniyle hemen herkesin etkilendiği, sürecin böyle devam etmesi halinde sorunlar yaşanacağını söyledi. Bakan Zeybekci, "Gerekirse oradaki vatandaşlarımızın tamamını tahliye eder ve işlerimizin tamamını durdurmak zorunda kalabiliriz" diye konuştu.
Bölgeye yönelik ihracatta tedbirlerin alındığı bir dönemden geçildiğine işaret eden Zeybekci, bunun nedeni olarak Habur'dan Zaho'ya yapılan yük aktarımında Kürt bölgesinin sorunlu olmasını ve bu yüzden Habur geçişlerinde ciddi bir azalma yaşanmasını gösterdi.
Zeybekci, rehin tutulan vatandaşlar kurtarılsa dahi Türkiye açısından bölgedeki sorunun bitmediğini, ihracatta ikinci pazar olan Irak'ın bir an önce normale dönmesinin ülke ekonomisi için kritik olduğunu vurguladı.
Mayıs ayı sonu itibarıyla Irak'a ihracatta yüzde 11 civarında bir artış yaşandığını belirten Zeybekci, yumurta ihracatında yüzde 90'nın ve tavuk eti ihracatında yüzde 70'in üstünde bir oranın Irak'a yapıldığını ve Irak'ın bölge için bir dağıtım merkezi olduğunu vurgulayarak sektör açısından durumun rahatsız edici olduğunu söyledi. "Şu an için ihracatta hafif bir yavaşlama söz konusu ancak ciddi bir etkilenme yok" diyen Zeybekci, bölgedeki ticaret müşavirlerinin durumu yakından izlediğini ve yavaşlamanın bir hafta içinde aşılmasının beklendiğini dile getirdi.
-Cari açık ve döviz kuru-
Irak'taki krizle petrol fiyatlarında yaşanan sıçramanın cari açığa yansımasına yönelik soruya karşılık Zeybekci, son dönemde cari açıkta öngörülenin çok üzerinde bir düzelme yaşandığını, cari açığın yılın ilk dört ayında yüzde 33 azaldığını kaydetti. Zeybekci, buna bağlı olarak, şu anki olumsuz ortamın cari açık üzerinde kuvvetli bir etki yaratmasının öngörülmediğini ifade etti.
Zeybekci, kurdaki hareketleri değerlendirirken, ihracatı artırıp ithalatı cazip olmaktan çıkarmak için doların 2,15-2,25 aralığında seyretmesi gerektiğini anlattı. Kurda ya da faizde spekülatif amaçlı oynamaların olmasını istemediklerini ifade eden Zeybekci, doların şu an istenilen aralığı yakaladığını ancak bunun Irak'taki gibi tedirginliklerden kaynaklı olmasının rahatsız edici olduğunu belirtti. Zeybekci, "Doların 2,15'e gelmesinden memnunuz ama keşke bu sebepten değil de Merkez Bankasının müdahalesi ile olsaydı ifadesini kullandı.
Gelinen seviyenin tedirginliğe yol açmadığını anlatan Zeybekci, Türkiye'de son 10 yılda oluşan güçlü yapının artık krizleri beslemekten uzak olduğunu dile getirdi. Sayısal oranlara bakıldığında Türkiye'nin AB'nin 25 ülkesinden çok daha iyi noktada durduğunu ve bu şartlarda Türkiye'nin böyle gelişmelerden kaynaklı ciddi olumsuzluklar yaşamasının artık mümkün olmadığını aktaran Zeybekci, "Irak'tan gelecek dalgadan kaynaklı Türkiye'nin cari açığının ya da döviz rezervlerinin beklenmeyen bir oynamaya girmeyeceği" bildirdi.
-Faiz oranları-
Faiz oranlarında bir düşüş bekleyip beklenmediğinin sorulması üzerine Zeybekci, faizler konusunda çıkacak kararın aşağı yönlü olmasını istediklerini vurgulayarak ay sonu itibarıyla enflasyonda çok daha iyimser rakamlar beklediklerini söyledi.
Şu ana kadar Irak'ın Türkiye ekonomisi üzerinde, faiz oranlarını ya da dış piyasalardaki algısını şekillendirecek herhangi bir ciddi etkisi olmadığını bildiren Zeybekci, Irak'ın, Merkez Bankasının kararlarını değiştirebilecek ana etken olamayacağını belirtti.
Hükümetin ya da başka hiç kimsenin Merkez Bankası üzerinde bir vesayet kurmaya çalışmadığını ancak Merkez Bankasının büyümeyi, yatırımları, istihdamı göz ardı eden bir para politikasıyla hareket etmesini de doğru bulmadıklarını ifade eden Zeybekci, Merkez Bankası ile hükümet arasında problem varmış algısı yaratılmaya çalışıldığını ancak bunun gerçeği yansıtmadığını kaydetti. Zeybekci, "Millete hesap verecek olan bizler her türlü sorumluluğu alıyor ve Merkez Bankasına 'ha gayret' diyerek faizleri indirmesi için çağrı yapıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin büyümesinin beklentilerin üzerinde olacağını söyleyen Zeybekci, piyasayı her anlamda kontrol ettiklerini ve rakamlarla her şeyin pozitif ve yukarı yönlü olduğunu belgelediklerini ifade etti. Avrupa Birliği'ndeki canlanmayla üye ülkelere ihracatın yüzde 15 seviyelerinde artış gösterdiğine işaret eden Zeybekci, Almanya ile ihracatın özellikle belirgin artış gösterdiğini ve bu rakamların Türkiye'nin yıl sonu büyüme değerlerine yüzde 2 etki sağlamasını beklediklerini anlattı. Zeybekci, "Bu durum üretimin de aynı seviyede artması yani istihdamın da artması, haliyle refah seviyesinin, tüketimin ve tüketimden kaynaklı paranın tekrar üretim ve yatırıma dolayısıyla milli büyümeye kaynak olması demektir" dedi. Zeybekci, şunları kaydetti:
"Sıcak para, istemediğimiz ancak cari açıktan dolayı muhtaç olduğumuz bir para. Diğer taraftan doğrudan yabancı sermaye yatırımı Türkiye için sağlıklı paradır. Ama asıl olarak Türkiye'de ihracatın yüzde 10 artması, yani ihracat gelirlerinde 20 milyar dolar civarında bir artış sağlanması demek, Türkiye'de refahın, gelirin ve yatırımın artması için kullanılabilecek ve cari açığı daraltacak milli para demektir. Onun için ihracat artışlarını gördüğümüz zaman Türkiye'deki büyüme rakamlarını da tahmin edebiliyoruz. Dolayısıyla bu rakamlar yıl sonu itibarıyla yüzde 4'ün altına inmeyecektir."
Zeybekci, enflasyon rakamlarında haziran ayında ilk düşüş döneminin görüleceğini ve herkesi sevindiren bir enflasyon oranı beklediklerini, yıl sonunda ise hedeflenen yüzde 7,5 seviyesinin tutturulacağını belirtti.
-İhsanoğlu'nun adaylığı-
Bakan Zeybekci, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na ilişkin soruları yanıtlarken, "Kişiler üzerinden yorum yapmak istemiyorum ancak bu millet tercihini geçtiğimiz 30 Mart seçimlerinde açık ve net bir şekilde ortaya koymuştur" değerlendirmesinde bulundu.