Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltında bulunan 11 kişiden bazılarının avukatlığını yapan Sürer, Hakan Dişkeser ve Hasan Hüseyin Taşpınar ile Ankara'daki bir otelde basın toplantısı düzenlendi.
Hazırlanan açıklamayı okuyan Sürer, 2013'te Başbakan Erdoğan'ın katıldığı bir televizyon programında çalışma ofisinde böcek bulunduğunu gündeme getirmesinden sonra yapılan çalışmalar neticesinde okların bilinçli bir şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesinde ve Başbakanlık Koruma Dairesinde çalışan bazı personel üzerinde yoğunlaştığını ileri sürdü.
"Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan raporda hiçbir hukuki dayanağı ve delilleri olmadığı halde sadece ismi geçen personel hedef yapılarak tamamen MİT kurumunun raporu baz alınarak mevcut gerçeğin ortaya çıkartılması engellenmiş, bununla birlikte sadece bahse konu şahıslar üzerine yönlendirilme yapılmıştır" diyen Sürer, dün sabah saat 06.00'da da eş zamanlı olarak çeşitli illerde arama ve el koyma çalışması yapıldığını anımsattı.
Bunun sonucunda gözaltıların olduğunu dile getiren Sürer, zanlıların sorgulanmasına henüz başlanmadığını ifade etti.
"Dosyada, tarafımızca dünden itibaren yapmış olduğumuz çalışmalarda kendimizce tespit etmiş olduğumuz hukuki çelişkileri ve hataları sizin vasıtanızla kamuoyuna bildirmek ve açıklamak üzere basın açıklamasını tertiplemiş bulunmaktayız" diye konuşan Sürer, "böcek" bulunduğu iddia edilen odada MİT tarafından yapılan çalışmada usule uygun hiçbir işlem yapılmadığını, aramanın kamerayla çekilmediği gibi binada bulunan mevcut kamera kayıtlarının incelenmediğini, bulunduğu iddia edilen cihaz üzerinde parmak izi çalışması ve DNA araştırması yapılmayarak delillerin karartıldığını öne sürdü.
Sürer, soruşturma dosyası incelendiğinde içerisinde birçok çelişkinin bulunduğunun da açıkça görüldüğünü savunarak 2011'de bulunduğu iddia edilen "böcek"in gündeme geldiğini ancak bu hususun 2014'te Cumhuriyet Başsavcılığınca resen bir araştırmayla gündeme alındığını bildirdi.
-"3 yıldır inceleme yapılmadı"-
Avukat Mehmet Sürer, 3 yıl içinde adliyeye intikal etmiş herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığını, ayrıca sağlıklı bir şekilde adli anlamda da herhangi bir inceleme yapılmadığını öne sürdü.
"Elle tutulur hiçbir hukuki delil niteliği olmayan, doğru dürüst hiçbir delil bulunmamaktadır" diyen Sürer, yurt dışına görevli gönderilen personelin giriş çıkış kayıtları ve fotoğraflarının da dosyada casusluk intibası uyandırmak maksadıyla delil olarak sunulduğunu iddia etti. Sürer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şüpheliler her ne kadar casuslukla itham edilerek gözaltına alınmış olmasına rağmen bu yönde casusluk yaptıklarına ilişkin 3 yıl boyunca herhangi bir iddia ve araştırma yapılmış değildir. Şüphelilerin aynı şekilde bu 3 yıllık süre içinde ve sonrasında herhangi bir ülke ile gerek casusluk anlamında ve gerekse başka türlü irtibatlarının olduğu konusunda herhangi bir araştırma ve çalışma yapılamamıştır, yapılmamıştır da. Aksine, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün bu kişilerin herhangi bir casusluk faaliyetinde bulunmadıkları, herhangi bir ülkeyle ilişkilerinin ve irtibatlarının olmadığı, herhangi bir terör örgütüyle bağlantılarının bulunmadığı ve kendi aralarında dahi bir terör örgütü ya da suç örgütü niteliğini taşıyacak bir astlık, üstlük ilişkisi ya da bu yönde bir çalışmalarının söz konusu olmadığı şeklinde açıkça Cumhuriyet Başsavcılığına yazıyla bildirilmiştir. Dolayısıyla yapılmış olan soruşturma, kanaatimizce bilinçli bir şekilde delillerin değiştirilerek ve kamuoyunda algı yanılgısı oluşturacak şekilde yürütüldüğü izlenimi bizde uyanmıştır."
Sürer, arama ve el koyma kararına itirazlarını bugün öğleden sonra mahkemeye sunduklarını, ayrıca gözaltı kararına yönelik de Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesine de itirazlarını yaptıklarını bildirdi.
