Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Başbakan Erdoğan'ın, Genç'e yönelik, "edepsiz, müsvedde, şenayet, aklını izanını kaybetmiş" ifadelerini, kamusal tartışmanın bütünü çerçevesinde ifade özgürlüğü olarak değerlendirdi.
Genç'in, söz konusu grup konuşmasındaki sözleri nedeniyle, Başbakan Erdoğan'a manevi tazminat istemli "hakaret davası" açtığı hatırlatılan kararda, davaya bakan Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin, Genç'in kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu kabul ederek, tazminat yerine kınama kararı verdiği kaydedildi.
Başbakan Erdoğan'ın, dava konusu sözleri, Genç'in, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in cinsiyeti üzerinden yaptığı konuşma sonrasında, tartışma ortamında söylediği ifade edilen kararda, tüm hukuk sistemlerinde, siyasetçilere yönelik eleştiri sınırlarının, özel kişilere göre daha geniş olduğunun altı çizildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), siyasetçilere hakaret alanında temel kriterlerin belirlendiği davaların başında gelen "Lingens- Avusturya" kararında, şansölyenin siyasi uygulamalarının eleştirilmesi sırasında kullanılan, "ahlak dışı, şerefsiz" sözlerini, ifade özgürlüğü olarak değerlendirdiğine dikkat çekilen kararda, Oberschlick davasında da bir gazetecinin, Avusturya Özgürlük Partisi Lideri Jörg Haider'i 'geri zekalı' olarak tanımladığı için hakaret suçundan mahkum olduğu, ancak gazetecinin başvurusu üzerine AİHM'nin, siyasetçilere yönelik kabul edilebilir eleştiri sınırlarının daha geniş olduğunu vurguladığı, ifadelerin kullanıldığı bağlam ve ortamın önemli olduğu tespitinde bulunduğu aktarıldı.
-"Eleştirilere katlanma yükümlülüğü var"
Söz konusu olayda, tarafların Türkiye'nin bilinen siyasi kişilikleri olduğu anımsatılan kararda, şunlar kaydedildi:
"Davacı ve davalının, kamuoyunu ilgilendiren bir konuda açıklama yaptıkları, birbirlerini ağır bir şekilde eleştirdikleri, eleştiri sırasında davalının davacı hakkında kullandığı 'edepsiz, müsvedde, şenayet, aklını izanını kaybetmiş' şeklindeki ifadeleri, kamusal tartışmanın bütünü içerisinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Ayrıca davaya konu ifadeler, 'bir bakanın cinsiyeti üzerinden söylenen sözler' üzerine söylenmiştir. Davacı, siyasi bir kişilik olarak bu açıklamaları yaparken kendisini tartışma ortamına çekmiştir. Bu tartışma üzerinden yapılan eleştirilere de katlanma yükümlülüğü vardır. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının kınanmasına karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir."
Kamer Genç, Başbakan Erdoğan'a söz konusu ifadeleri nedeniyle 20 bin lira manevi tazminat davası açmış, mahkeme, tazminatı kabul etmeyerek, Erdoğan hakkında "kınama kararı" vermişti.
