Kılıçdaroğlu, CHP'li 234 belediye başkanının katılımıyla Eskişehir'de, Sanat ve Kültür Sarayı'ndaki düzenlenen "Büyük Buluşma" toplantısında yaptığı konuşmada, önlerinde bir sürecin olduğunu belirterek, ilk kez Türkiye Cumhuriyeti'nde Cumhurbaşkanını halk oyuyla seçeceklerini kaydetti.
Toplumun her kesimiyle, her siyasal partiyle olabildiğince görüştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Çünkü halk seçeceğine göre, her bireyle, 76 milyondan her bireyle tek tek görüşemeyeceğimize göre siyasal partilerle, sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla, meslek kuruluşlarıyla görüşerek onların tabanlarının görüşlerini bir anlamda almak istiyoruz. Bizim bu girişimlerimiz birilerini rahatsız ediyor. Oysa teşekkür edilmesi lazım. Neden? Vatandaşın nabzını tutuyoruz. Cumhurbaşkanı seçeceğiz. O makam çok önemli bir makamdır. Oraya oturacak kişinin sorumluluğu yoktur. Vatana ihanet dışında sorumluluğu yoktur. O bayrağı temsil edecek, o vatanı temsil edecek, bizi temsil edecek, hepimizi temsil edecek. O nedenle oraya seçilecek kişinin hepimizi kucaklaması lazım. Hepimizin gönlünden geçen 'İşte bu benim Cumhurbaşkanı adayım olabilir' diyecek bir kişi olması lazım. Hala bir kavga gidiyor. Biz, kavgadan uzak duracağız. O istediği kadar kendisiyle zaten iç dünyasıyla kavgalı. Ruhen sorunu var. Ama biz farklı bir pencereden, uzlaşmacı anlayışla büyük bir uzlaşmayı sağlayarak Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz."
-"Milleti ve vatanını sevecek"
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının herkesi temsil etmesi için uzlaşıya önem verdiklerini vurguladı.
"Seçilecek Cumhurbaşkanı adayının kuvvetler ayrılığına inanmayan birisi olmaması lazım" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Kuvvetler ayrılığına ben inanıyorum demesi lazım. Anayasa'da kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır. Yasama, yargı yürütme. 'Ben bunlara inanıyorum' demesi lazım. İnanmayanın Cumhurbaşkanı adayı olmaması lazım. 'Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır' diyen birisinden Cumhurbaşkanı olmaz. Bütün dünya güler bize. Bütün kainat, millet bize güler. 'Nasıl olur da böyle birisi olabilir' diye. Vatandaşına sevgi ve hoşgörü gösteren birisi Cumhurbaşkanı adayı olabilir. Vatandaşını tokatlayan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olur mu, arkadaşlar? Sormazlar mı? 'Siz nasıl bir ülkesiniz? Gelip senin vatandaşını tokatlıyor, tokatlayan adamı seçiyorsunuz'. Olmaz. Herkesin vicdanına sesleniyorum. Öyle birisinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Kin ve öfkeyi sanata dönüştüren, kin ve öfkeyi topluma aşılamaya çalışan, kin ve öfkeyi gençlere aşılamaya çalışan bir kişiden Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Kin ve öfke değil, sevgiyle, hoşgörüyle dünyaya bakacaksınız. Pencereniz olacak. Böyle bir pencereniz olacak. Milleti ve vatanını sevecek. Bayrağını sevecek. Böyle birisi ancak Cumhurbaşkanı adayı olur"
-"Cumhurbaşkanı adayı hukukun üstünlüğüne inanacak"
"Ben her türlü milliyetçiliği ayağımın altına aldım" diyen kişinden Cumhurbaşkanı adayı olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü, milliyetçilik vatan sevgisi demektir. Milliyetçilik bayrak sevgisi demektir. Kafatası milliyetçiliği, 19. yüzyılda kaldı. Biz, şimdi 21. yüzyıldayız. Bu farkların bilinmesi gerekiyor. Hukukun üstünlüğüne inanmayandan Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Cumhurbaşkanı adayı hukukun üstünlüğüne inanacak yani adalete inanacak. Yani bilecek ki adalet, kutup yıldızı gibidir. Sabit yerinde durur, bütün kainat onun etrafında döner. Adalet budur. Buna inanmayan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Cumhurbaşkanı adayının kadın-erkek eşitliğine inanması lazım. Kadın-erkek eşitliğine inanmayan birisinden Cumhurbaşkanı adayı olmaz. 21. yüzyıldayız. Bireyin hak ve özgürlüklerinin genişletilmesinden yanayız. Vatandaşını 'bizden ve onlardan' diye ayırandan Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Benim gibi düşünmeyen insana da ben saygı göstereceğim. Benim düşünceme katılmayan insana da ben saygı göstereceğim. Eğer biz farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul etmezsek toplumu bir felakete sürüklemiş oluruz."
Kılıçdaroğlu, bir ülkenin bilgi birikimiyle yönetileceğini bildirdi.
"Eğer bilgi birikiminiz yeterli değilse o kişiden Cumhurbaşkanı adayı olmaz" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti?
"Bilgi, birikim, tevazu, hoşgörü, zarafet bunların olmazı lazım. Oturmasını, kalkmasını bilmesi lazım. Terbiyeli bir adamdan Cumhurbaşkanı olur. Terbiyeli, ne olduğunu bilen birisinden Cumhurbaşkanı olur. İyi bir eğitim almış kişiden Cumhurbaşkanı adayı olur. Bunları düşünmek zorundayız. Ayrıca çok daha önemlisi halkına yalan söyleyenden Cumhurbaşkanı adayı olmaz. Siyaseti yalan üzerine inşa edebilirsiniz ama Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişinin yalancılığıyla ünlenmiş bir kişi olmaması lazım. Buna bütün yurttaşlarımın dikkat etmesi lazım ve çok daha önemlisi Cumhurbaşkanı adayının temiz birisi olmazı lazım. Şaibesiz birisi olmazı lazım. Hesabını veremeyeceği hiçbir noktasının olmaması lazım."
Kılıçdaroğlu, ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını hatırlatarak, belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı'nda bulunması gereken nitelikleri halka anlatmak zorunda olduğunu bildirdi.
Bir partinin Cumhurbaşkanı adayını seçmeyeceklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Halkın Cumhurbaşkanı adayını seçeceğiz. Budur. Onun için söyledim. İlla 'bir partinin olsun' diye bir düşüncemiz yok. Halkın benimseyeceği, özelliklerini hepimizin kabul ettiği bir Cumhurbaşkanı adayımız olsun. Bu çerçevede önerilerimizi yapıyoruz. Sivil toplum kuruluşlarını, pek çok kesimi dinliyoruz. Düşüncelerimizi aktarıyoruz. Bu söylediğim özellikler bana aktarılan, benim değil. Sivil toplumdan, sendikalardan, meslek kuruluşlarından, sanatçılardan, yazarlardan, çizerlerden bize aktarılanlar. Biz böyle bir Cumhurbaşkanı istiyoruz. Nitelikleri böyle olmalı. Temiz olmalı. Dürüst olmalı. Hukukun üstünlüğüne inanmalı. Adaletli olmalı. Vatandaşına sevgiyle, hoşgörüyle bakmalı. Zarif olmalı. İyi bir dil bilmeli. Yabancı devlet adamlarıyla yan yana gelirken onlarla espri yapma yeteneği olmalı. Dünyayı yeninden keşfetmemeli. Bilgisiyle, birikimiyle, bütün dünyada saygınlık uyandırmalı. Böyle birisini istiyoruz biz. Bu halk seçer mi böyle birisini? Niye seçmesin. Bu halka hep beraber güveneceğiz. Halkımıza güveneceğiz. Onun sağduyusuna güveneceğiz. Dürüst birisi, namuslu birisi o koltuğa inşallah oturacaktır ve bizler hep beraber Cumhurbaşkanı adayımızı alkışlayacağız. O bir partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı olacak. Hedefimiz o."
(Sürecek)