AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Altuntaş, Obama'ya 2010 yılında "Ortak Yatırım Fonları" yani "kamu parasını akıllı paraya nasıl çevirebiliriz" fikrini sunduğunu anımsatarak, dünyada artan işsizlik tehlikesine dikkati çekti. Kamu fonlarının geleceği planlayan bir şekilde sistematik dağıtımının şu anda pek farkedilmeyen ama muazzam da önemi bulunan bir konu olduğunu belirten Altuntaş, otomasyon ve M2M' (Makineler arası iletişim) sistemlerinin artmasıyla dünyada işsizliğin birinci sorun olacağını anlattı.
Altuntaş, "Hibe yoluyla kamu parasını girişimciye aktarırsanız girişimci bizim ölüm vadesi sınırı dediğimiz aşamaya kadar gelir ve ölür. Onun yerine girişimciyi mi desteklemek önemli yoksa girişimciyi destekleyen birimleri desteklemek mi önemli? Dünyada böyle bir kamu politikasının oluşması konusunda ben fikirlerimi Sayın Obama'yla paylaştım" dedi.
Yaklaşan işsizlik odaklı kaygı verici duruma dikkati çekerek üzerine düşen görevi yaptığını dile getiren Altuntaş, projeyle ilgili somut gelişmeler olduğunu belirterek, "Ülkelerde akreditasyon sistemine geçmek, ortak yatırım fonlarının önem kazanarak ete kemiğe bürünmesi bu görüşmeden sonra ortaya çıktı. Gelinen noktada Sayın Başkan Obama'ya sunduğumuz fikir işlemeye başladı" ifadelerini kullandı.
Katma değer oluşturacak parlak fikir sahibi girişim Melek Yatırımcı'nın koymuş olduğu para kadar kamunun da nitelikli desteğinin önemine vurgu yapan Altuntaş, şöyle devam etti:
"Siz de kamu otoritesi olarak hibe vermek yerine para koyup ortak olursanız, Melek Yatırımcı, 'know-how'ını, 'network'ünü ve mentorluğunu girişimciyle paylaştığı için girişimciyle siz kamu parasını çok iyi bir şekilde değerlendirmiş oluyorsunuz. Bedavadan onun 'know-how'ından 'network'ünden ve mentorluğundan istifade ediyorsunuz. Bunu dünya çapında global bir politika olarak oturtabilirse devletler işsizliğe çok önemli bir çözüm olacak. Bu aşamadan geçmiş 'start up'lar (Başlangıç düzeyindeki şirket) ilk yıl içinde 5 kişi istihdam ediyorlar ve çok daha sağlam yürüyorlar. Dolayısıyla bu figür Başkan Obama'nın çok hoşuna gitti.
Global anlamda Avrupa'nın en fazla girişimcilik ve yatırımcılık ekosistemiyle bütünleşmiş bireyi seçtiler bizi Dublin'de... Melek Yatırımcılar Derneği'nin başkanıyım ve EBAN'da da başkan yardımcısıyım. 37 ülkenin 30 oyunu almak açıkçası kolay olmadı"
-"10 liralık iPhone kılıfı
Türkiye'de ve dünyada ailelerinin KOBİ işini devam ettiren 2. kuşağın, genellikle ailelerinin iş yapma şeklinden şikayetçi olduğunu, bunun, gençlerin bilişim çağında sükse yapacak işler yapma hevesini çoğu zaman kırdığını anlatan Altuntaş, insanların kendi kurdukları işlerin bir noktadan sonra memuru olmayı kabul edip risk almak istemediklerini bunun da bir noktadan sonra girişimcilik becerisinin kaybına neden olduğunu anlattı.
Türkiye'nin dev markalar çıkarmasının da gençlerin hayatlarında adını tarihe not ettirecek başarı hikayeleri yazmasının da tek çaresinin kararlılık olduğunu söyleyen Altuntaş, şöyle konuştu:
"Bir insanın babası bir işi yapıyor diye o kişinin de ömür boyu o işi yapacağı yönünde bir kural yok. Melek Yatırımcılık bu yüzden çok güzel bir şey. Çünkü küçük rakamlarla yeni işlere girip başarı hikayelerini yakalayıp somut bir şekilde birinci neslin karşısına koyabilir. Bunu yaptığı zaman işin rengi değişiyor. Eğer bunu yapamazsa bu jenerasyon ancak Melek Yatırımcılar tarafından kurtarılabilecek. Bizim dünya çapında markalar çıkartma ihtimalimiz yok. Böyle bir durumda içine kapanık bir ekonomi haline gelme ihtimalimiz var. Maalesef böyle bir durumda biz bir Apple çıkaramayız da 10 liralık iPhone kılıfı üretimiyle, çeşitli renklerde Samsung S4 kulaklıkları üretimiyle sınırlı kalırız... Buna gerek yok inovatif düşünce Türkler olarak bizim zaten genlerimizde var. Şunu iyi görmek lazım, Avrupa ekonomisinden daha iyi bir ekonomiye sahip olan Türkiye, eğer girişimcilik enerjisini de bu ekonomiye doğru monte edebilirse, 2. Silikon Vadisi o zaman Türkiye'den çıkar."
- "Türkiye başarı hikayelerinin yazıldığı bir ülke olacak"
ABD'deki Silikon Vadisi'nin bilişim alanındaki tüm çeşmelerin başını tut gibi göründüğüne işaret eden Altuntaş, Türkiye'de kamu otoritesinin bu konuya teşvikler ve vergi avantajlarıyla esaslı bir biçimde eğildiğini ancak dünyadaki en önemli sorunun Silikon Vadisi dışında bir çıkış stratejisinin olmaması olduğunu belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuyla ilgili önemli bir ilke imza atıp 'Silikon Vadisi'ni Türkiye'ye getireceğim' dediğini anımsatan Altuntaş, "Balkanlar ve MENA Bölgesi'nin tam ortasında yer alan Türkiye, şu anda yakalamış olduğu ivmeyi eğer genç girişimcileriyle birleştirebilirse ikinci jenerasyon 'Global markalar çıkartabilirim' düşüncesine sahip olursa, buna da birkaç başarı hikayesi eklenirse işte bu ekosisteme 1. jenerasyon yani babalar da dahil olacak. Türkiye başarı hikayelerinin yazıldığı bir ülke olacak" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin geleceğini kaybetmemesi için Melek Yatırımcılığa odaklanması gerektiğini yineleyen Altuntaş, Melek Yatırımcılıkta aynı anda bir ağın üyesi olarak başarı hikayelerine imza atma şansı ve yapılan yatırımın hep beraber takip edilme imkanı olduğunu söyledi.
Baybars Altuntaş, "Böylece ikinci nesil kendi arasında 'İkinci Nesil Melek Yatırım' ağını kurabilir ve biz de Melek Yatırımcılar Derneği olarak onları destekleriz. Bu kayıp nesil, bu ağın üyesi olarak yatırım yapmaya başlarsa ve projelerine de yurtdışından yatırım almaya başlarsa bu ekosistemde çok önemli bir ivme daha kazandırılır" dedi.
İhtiyaçları ve zamanın gereksinimlerini iyi anlayan girişimcilerin akıllarına ticarileştirilebilir parlak bir fikir geldiğinde yatırımcıya güven konusuna saplanıp fikri heba edebildiğini belirten Altuntaş, girişimcinin, güven sorununu kendine güvenerek aşabileceğini çünkü, Melek Yatırımcı'nın projeye değil girişimciye yatırım yaptığını vurguladı.
Altuntaş, "Melek Yatırımcı zaten belli bir birikimi olan, iş hayatına yıllarını veren insanlar ve şirketler. Yatırımcının ihtiyacı olan zaten topu koşturacak adam. Melek Yatırımcı teknik direktörlük yapacak. Girişimci kendine güvensin, Melek Yatırımcı'nın da girişimciye yatırım yaptığını bilsin. Girişimci bu iki bakış açısını kavrayabilirse o kaygısını yaşadığı güven sorununu da çözer" diye konuştu.
- "Gençler hayallerine ve fikirlerine daha sıkı sarılsınlar"
Baybars Altuntaş, girişimci gençlerin sıklıkla yaşadığı kaygılara ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
"Gönül isterki aklına büyük paralar kazanacağı sağlam bir iş fikri gelen gençler, 'Bu sermaye gerektiren işi bir yatırımcıya sunsam, beni saf dışı eder kendileri yaparlar' anlayışına kapılmadan bu işin peşinden koşsun. Çünkü bu israftır, bir fırsatı acımasızca çöpe atmaktır... Sözünü ettiğim durumu 'adam sende' sendromu diye adlandırmak mümkün... Bunun yanında bir de ilk engelde havlu atıp, yüzlerce belki binlerce insana istihdam olanağı sunacak, sektörler içinde yeni alt dallar oluşturacak fikirleri heba etme sıkıntısı... Ben umut ediyorum ki gençler hayallerine ve fikirlerine daha sıkı sarılırlar ve kendilerini ispatlama şansını dikkatli kullanırlar. Böylece bizler de Mark Zuckerberg yerine Türk gençlerinin başarı hikayelerini gittiğimiz ülkelerde kıvançla anlatabiliriz."