Tezcan, partisinin Karabük, Zonguldak, Bartın, Kastamonu, Düzce ve Bolu milletvekilleri, belediye başkanlarıyla il yöneticilerinin katılımıyla Karabük Belediyesi Nikah Salonu'nda düzenlenen, Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine Hazırlık Bölge Toplantısı'nda konuyla ilgili 12'nci kez bir araya geldiklerini, 7 kez daha toplanacaklarını söyledi.
Türkiye'nin, gündemi her gün hızlı değişen süreçten geçtiğini anlatan Tezcan, "Gün olmasın ki bir devlet, siyaset krizi ortaya çıkmasın. İki gündür ibretle ve dehşetle Ortadoğu bataklığı içinde Türkiye'ye dönük hain saldırı karşısında öfkemiz kabarmış, dikkatle izliyoruz. Ne olduğu belirsiz, düne kadar çapulcu örgütler, Ortadoğu'da siyasetin belirleyicisi ve yönlendiricisi olmaya başladı. Musul Elçiliğimiz ve oradaki diplomatlarımız, vatandaşlarımız rehin alındı" diye konuştu.
TBMM'de 3 yıldır milletvekili arkadaşlarıyla "Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına çekmeyin" dediklerini aktaran Tezcan, "Ortadoğu'daki otorite boşluğunun ilk zarar vereceği ülke Türkiye'dir. Bölgede devlet otoritelerinin ortadan kalktığı, kabile ya da çete otoritelerinin hakim olmaya başladığı siyaset tarzının ilk vuracağı yer Türkiye olacaktır. Bölgede mezhep ayrılığı ya da etnik ayrışmalar üzerine kurgulanan siyasetin bedelini kendi iç siyasetimizde ödemek zorunda kalırız" ifadesini kullandı.
Dünyanın en büyük komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ün yerleştirdiği dış politikanın üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni dış politika oturtturmaya çalıştığını ileri süren Tezcan, şöyle devam etti:
"Ortadoğu'da çeteleri besleyen hükümetle karşı karşıya kaldık. El-Kaide'ye, El-Nusra'ya ve bugünkü IŞİD'e, Ortadoğu'da mezhep ayrışması üzerine örgütlenen ve terör estiren örgütlere lojistik destek ne yazık ki bu hükümet tarafından verilmiştir. Türkiye'den verilmiştir. Türkiye topraklarında terörün kaynağı grupların ordu topladığı günleri yaşadık. İnternet ortamında verdikleri adres, müracaat adresleri Türkiye adresleriydi. Verdikleri telefon numaraları Türkiye operatörlerinin numaralarıydı. Türk hükümeti buna göz yumdu, imkan hazırladı. Lojistik destek sağladı. Hatay'daki kampa milletvekillerimizi sokmadılar. O kamp sığınmacı kampı olsaydı ,milletvekillerini sokmamazlık edebilirler miydi? Çok açıktır ki orası eğitim kampıydı."
Türkiye sınırını kalbura çevrildiklerini, sınırdan Ortadoğu'ya silah geçiş noktaları oluşturulduğunu iddia eden Tezcan, yarattıkları şeytanın şimdi kendilerini vurmaya başladığını ileri sürdü.
"Bu topraklar üzerinde zaman zaman halkımızı, milletimizi etnik ayrışmalarla çatıştırmaya ya da mezhep çatışmasına sürüklemeye dönük uluslararası politikalar hayata geçirilmiştir" diyen Tezcan, şu görüşleri paylaştı:
"Her seferinde kısa vadede etkili olsa bile uzun vade de bu politikalar iflas etmiş ve halkımız birbiriyle barış içinde yaşamayı her zaman tercih etmiştir. Bunları bildiğimiz için işte biz AK Parti'ye şu uyarıda bulunduk. 'Ortadoğu, mezhep çatışması, etnik çatışma gölüdür. Bizi bu kan gölünün içine sokmayın. Sokarsanız oradaki Şii-Sünni çatışması, Türkiye'de ki Alevi-Sünni, Türk, Kürt, Laz, Çerkez çatışmasına dönüşür, oradan ithal edersiniz ayrışmayı. Oysa bizim birliğe, dayanışmaya ihtiyacımız var' dedik. Bugünkü iktidar sahipleri, yeni Osmanlıcılık anlayışıyla Türkiye'yi Ortadoğu cehenneminin içine soktular."
Musul'da diplomatları teslim alanların Erdoğan hükümetinin gönderdiği silahları kullandıklarını iddia eden Tezcan, "Başbakan, Reyhanlı'da 'Sünni kardeşlerimiz öldü' diye tarif etmişti. Ortadoğu'daki çatışma kültürüne ne kadar uygun bir dil. Sen, çete lideriysen bu dille konuşabilirsin. Bu, Başbakan'a yakışmıyor. Türkiye, bu bataklıktan bir an önce çıkmalıdır. Bunun siyasi faturası ödenmek zorundadır. Türkiye, bu iktidarı artık taşıyamaz" değerlendirmesinde bulundu.
- Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 2 aydan daha az kaldığını hatırlatan Tezcan, toplumun bütün kesimlerini gezdiklerini, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun örgütlü kesimlere ulaştığını anlattı.
Cumhurbaşkanı konusunda toplumun ortak kanaati bulunduğuna dikkati çeken Tezcan, şunları dile getirdi:
"Ayrıştırmayan, bölmeyen, fay hatlarını kesinleştirmeyen, çatışma kültürünü tahrik etmeyen, toplumu birbirine düşürmeyen, 'bende olan ve olmayan' diye ayırmayan, halkının bir kesimini 'dinsiz' diye hakir görmeyen, bir başka kesimin mezhebiyle alay etmeyen, hakaret etmeyen ve kendini yukarıda görmeyen, hukukun üstünlüğüne saygı duyan cumhurbaşkanı istiyor toplum. Aşırı partizan bir cumhurbaşkanı istemiyor. Anadolu topraklarında yaşayanlar, Çankaya Köşkü'nde Atatürk'ün koltuğuna yakışır cumhurbaşkanı istiyor.
Türkiye, parti devletiyle yönetiliyor. Son seçimlerde çok açık şekilde totaliter devlet yapısının siyasal anlamda parti devleti olarak örgütlendiğini, AK Parti iktidarının parti devleti anlayışıyla devletin bütün imkanlarını partiye açtığını ve bunun dışındaki muhalefetin hiçbir kesimine hayat hakkı tanınmayan, sendikalardan demokratik kitle örgütlerine ve siyasal partilere kadar iktidarın kulu olmayan, örgütlü sürece yaşam hakkı tanımayan parti devleti pratiği yaşıyoruz."
Tezcan, cumhurbaşkanlığı seçiminde de dile getirdiği hususların devam edeceğini öne sürerek, seçimde sandığa sahip çıkan örgütün CHP olacağını sözlerine ekledi.