IŞİD mensuplarının dün Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na yaptıkları baskında başkonsolos dahil 49 konsolosluk personeli ve personelin bazı aile fertlerini rehin almasına dünyanın birçok ülkesinden tepki yağdı.
ABD yönetimi, baskını "en güçlü" şekilde eleştirdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasındaki telefon görüşmesinden bahsederek, iki bakanın 'Musul'da bozulmakta olan güvenlik durumuna ve IŞİD terör örgütü mensuplarının Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'na düzenlediği baskına yönelik ortak kaygılarını' belirtti.
Psaki, konsolosluk çalışanlarının alıkonulmasına yönelik kaygılarını da dile getirerek, "Türkiye'nin kaçırılan diplomatik personelinin bir an önce serbest bırakılması noktasında Türkiye ve uluslararası toplumun çağrılarına katılıyoruz" ifadelerini kullandı.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest ise "başkonsolosluğa düzenlenen alçak saldırıyı" kınadı. IŞİD tarafından rehin alınan başkonsolosluk mensupları ve güvenlik personelinin acil biçimde serbest bırakılması çağrısı yapan Earnest, "Türkiye ve Irak hükümetleriyle temas halindeyiz ve herhangi bir uygun yardımı da sağlamaya hazırız" diye konuştu.
AB Dönem Başkanı Yunanistan'ın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, yaptığı yazılı açıklamada, saldırıyı kınadığını belirterek, alıkonulan personelin bir an önce serbest bırakılması dileğinde bulundu.
Irak'taki şiddet olaylarından endişe duyduğunu belirten Venizelos, "Dost ülke Irak'ı yaralayan şiddet dalgası ve istikrarsızlık büyük endişeye neden olmaktadır. Musul'daki Türk konsolosluğunun işgal edilmesini kesin bir şekilde kınıyoruz. Rehinelerin en kısa zamanda serbest bırakılmalarını ve Irak halkının güvenliğini, istikrarını ve refahını sabote etmeyi amaçlayan tüm şiddet olaylarının sona erdirilmesini diliyoruz' dedi.
İngiltere, baskınla ilgili derin endişe duyduğunu bildirdi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Irak'ta devam eden durumdan ve Türk vatandaşları ile Türk Başkonsolosluğu çalışanlarının alıkonulmasından derin endişe duyuyoruz" ifadesi yer aldı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying da Irak'ta kötüye giden durumdan endişe duyduklarını belirterek, "Yabancı diplomatik kurum ve kişilere karşı terör saldırısını şiddetle kınıyoruz" dedi. Hau, ilgili tarafın rehineleri koşulsuz ve derhal salıvermesi gerektiği çağrısında bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, yaptığı yazılı açıklamada, Irak'ta yaşanan son terör eylemlerini, özellikle de Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğu'nun işgal edilerek konsolosluk çalışanlarının rehin alınması olayını kınadıklarını bildirdi. Olayın son derece kaygı verici olduğunu belirten Afham, diplomatik misyonların ve çalışanların haklarına saygı gösterilerek korunmasını istedi.
- BM'den sert kınama -
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise Türk diplomatların IŞİD tarafından kaçırılmasını sert bir dille kınayarak, "Yaşadığım şoku anlatmama imkan yok. Bu, kesinlikle kabul edilemez" dedi.
Ban, Irak hükümeti, bölge ülkeleri ve uluslararası topluma diplomatların ve aile fertlerinin bir an önce güvenli biçimde serbest bırakılması, suçluların adalet karşısına çıkarılması için birlikte çalışarak mümkün olan her şeyi yapmaları çağrısında bulundu. Ban, "BM Genel Sekreteri olarak diplomatlara yönelik bu tür terör saldırılarını en sert biçimde kınıyorum. Diplomatları ve sivilleri hedef alan bu saldırılar hiçbir şekilde haklı görülemez. Yaşadığım şoku anlatmama imkan yok. Bu kesinlikle kabul edilemez" dedi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) de baskını kınayarak, personelin güvenli bir şekilde bırakılmasını istedi. BMGK açıklamasında, IŞİD'in eylemlerinden duyulan kaygı vurgulandı ve Irak'ta düzenlenen, bu ülke ve bölgede istikrarsızlığa neden olan terörist saldırılar kınandı. Sivil halkın saldırılar nedeniyle göç etmek zorunda kalmasından duyulan endişenin belirtildiği açıklamada, Irak hükümetinin terörizmle mücadele etmek için birlik çağrısı yapmasından duyulan memnuniyete yer verildi.
Açıklamada, tüm BM üyesi ülkelerden IŞİD terör örgütüne yönelik alınan 1267 ile 1989 sayılı BMGK yaptırım kararlarını uygulamaları ve bu örgüte yönelik varlık dondurma, seyahat yasağı ve silah satış ambargosuna bağlı kalmaları istendi.