Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orta Afrika'da insan onurunu ayaklar altına alan, 21. yüzyılda asla kabul edilemeyen insani değerlerle bağdaşmayan inanılmaz olayların yaşandığını, ciddi bir soykırım yapıldığını, yaklaşık 1 milyon kişinin sadece Müslüman kimliğinden dolayı evini terk etmek zorunda bırakıldığını söyledi.
Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları olarak buna sessiz kalmalarının mümkün olmadığını belirten Kurt, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde yaşanan insani krizi gündeme taşıma ve acil insani yardım ihtiyacına cevap vermek amacıyla Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) ile İnsani Yardım Platformu üyesi kurum ve kuruluşların katılımıyla Orta Afrika İnsani Yardım Kampanyası'nı başlattıklarını aktardı.
Toplanan yardım malzemelerinin kıymet itibarıyla yüksek, yükte hafif olduğunu ifade eden Kurt, 2 kargo uçağı dolusu ilaç, giyim ve barınma, çadır ve çadır bezi tarzındaki ürünler ile az miktardaki gıda malzemesinin toplam 60 ton ağırlığında ve 600 metreküp civarında, bedelinin de 2 milyon liranın üzerinde olduğunu kaydetti.
- "Briket makinesiyle evler yapılacak"
Yardımların bulunduğu ilk kargo uçağının bugün Çad'ın başkenti Encemine'ye gönderildiği bilgisini veren Kurt, uçağı Çad Büyükelçiliği görevlileri ile Çadlı bakanların törenle karşıladığını söyledi. Kurt, "Daha önceden bölgeye giden ekibimiz, malzemeleri Çad'ın güney kısmında, sınırda ve dışındaki mülteci kamplarında dağıtacak" dedi.
Vatandaşların yardım kampanyasına ilgisiz kalmadığını vurgulayan Kurt, malzemeler arasında çadır bezi, kumaş, battaniye, ayakkabı, terlik, havlu, tişört ile ağırlıklı olarak aşı, antibiyotik ve ağrı kesiciler gibi ilaçlar olduğunu dile getirdi.
Kurt, bu ülkeye briket makinesi de götürdüklerini anlatarak, "Afrika'da çok güneş ve güçlü yağmurlar var. En güçlü çadırlar bile paramparça oluyor. Orada sanki içine hafif çimento katılmış gibi uygun bir toprak var. Küçük bir takviyeyle sağlamlaşıyor. Bu briket makinesiyle kerpiçten, kalıcı ev yapılacak. Bu daha proje. Uygun olursa bu projeyi destekleyeceğiz. Başka briket makineleri göndererek, evler yapılacak" ifadelerini kullandı.
- Uçaktan sonra gemiyle yardım götürülecek
Asıl gıda yardımlarının bölgeden alınarak orada dağıtımın yapılacağına işaret eden Kurt, ikinci uçağın da önümüzdeki hafta içinde Kamerun'a gideceğini, sınırdaki Müslüman mültecilere ve başkentteki Müslümanlara yardım ulaştırılacağını bildirdi. Kurt, daha sonra da gemiyle temel gıda maddelerini bölgeye ulaştıracaklarını dile getirdi.
Öncelikle oradaki mevcut sağlık kurumlarının rehabilitasyonu, sağlık elemanlarının yeniden istihdamı gibi projeleri olduğuna dikkati çeken Kurt, şöyle devam etti:
"Çad'da 100 binin üzerinde, Kamerun'da ise 200 bine yakın sığınmacının olduğu ortamda bizim bir uçak Çad'a, bir uçak da Kamerun'a yapılan yardımın temelde oradaki insanların ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu, her şeyden önce bir mesajdır. Oradaki kardeşlerimize, 'Türkiye'deki kardeşleriniz sizin farkınızda, sizi destekliyorlar, onun için biz buradayız, dik durun' mesajı veriyoruz. Oradaki uluslararası güç odaklarına, bu konuda duyarlılığı olan insani yardım kuruluşlarına ve insan hakları örgütlerine de bir mesajdır."
- "Bu dramı çözmek, uluslararası toplumun sorumluluğudur"
İnsani krizin önlenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Kurt, şunları kaydetti:
"Bataklığın kurutulması gerekir. Bizin yaptığımız yardımlardan öte Birleşmiş Milletlerin harekete geçip önce ülkedeki krizi sonlandırması, bu olaya sebep olanların derdest edilip Uluslararası Ceza Mahkemesine çıkartılması gerekir. Uluslararası toplumun önceliği bu olmalıdır. Buna benzer bir olayı, maalesef 3 yıldır Suriye'de yaşıyoruz. Ukrayna'da küçük bir kriz çıktı, Rusya BM'ye müracaat ederek güvenlik koridoru oluşturulmasını istedi. Ukrayna'daki talep haklıdır. Aynı talep Suriye ve Orta Afrika için de geçerlidir. Bizim buradan seslenmek hakkımız değil midir? Benzer bir olayın çok daha kötüsü 3 yıldır Suriye'de, 6 aydır da Orta Afrika'da oluyor. Orta Afrika'da sadece 14 bin Müslüman kaldı. 1-1,5 milyonluk toplum gayri insani muamelelere maruz bırakılarak asırlardır yaşadıkları topraklardan kopartıldı. İnsani yardımın ötesinde uluslararası topluma mesajımız; bu zulmün bir an önce durdurulması, yerinden, yurdundan edilen masum insanların tekrar kendi topraklarına geri dönüşlerinin sağlanmasıdır. Olaya sebep olan çete elemanlarının mahkeme önüne çıkarılması gerekir. Yargısız bir infaz istemiyoruz. Kim suçluysa, bunları kim tetiklediyse, herkes yaptığının karşılığını bulsun. Bu dramı çözmek ve ortamı rehabilite etmek, yine uluslararası toplumun sorumluluğudur. BM'nin kendisinden beklenen misyonu icra etmesi, uluslararası barışı temin etmesidir."