Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in Şişli'de 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin açılan ve yargı aşaması devam eden dava haricinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce "cinayette ihmali olduğu" iddia edilen kamu görevlilerine ilişkin yürütülen ve bir süre önce takipsizlikle sonuçlanan soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin, İstanbul Valiliği'nin soruşturma izni vermemesi ve Bölge İdare Mahkemesi'nin buna yapılan itirazı reddetmesi kararlarını dayanak göstererek 21 Şubat 2014'te takipsizlikle sonuçlandırdığı soruşturmaya ilişkin Dink ailesi avukatlarınca Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz dilekçesi sunuldu.
- Mahkemenin kararı
İtirazı değerlendiren mahkeme heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri ile eski İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör'ün de aralarında olduğu 9 kamu görevlisi hakkında verdiği takipsizlik kararının kaldırılmasına oy birliğiyle hükmetti.
Dink ailesi avukatlarına dün tebliğ edilen kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri ve ihlal kararı içeriğine göre, bağlayıcı olan ihlalin ortadan kaldırılmasının ancak cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması ile mümkün olacağı belirtilerek, aksinin kabulü halinde soruşturma bakımından kısır bir döngü yaşanması ihtimalinin ortaya çıkacağı dile getirildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ihlal kararından sonra, Dink ailesi avukatlarının 17 Ocak 2011'de, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesi ile görevli özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne başvurarak, AİHM kararı doğrultusunda İstanbul ve Trabzon emniyet müdürlükleri, İstanbul Valiliği ve Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında soruşturma açılması talebinde bulundukları hatırlatılan kararda, şöyle denildi:
"Bu durumda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, müşteki avukatları tarafından belirtilen 2007/972 soruşturma sayılı evrakın da incelenerek, aynı konuda soruşturma olup olmadığının saptanması, AİHM'in ihlal kararındaki tespitler dikkate alınıp temel soruşturma işlemlerinin yapılarak şüphelilerin hukuksal konumlarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, takipsizlik kararı olarak değerlendirilen işlemden kaldırıma kararı kaldırılmıştır."
İtirazı kabul eden mahkeme, soruşturma dosyasının gereğinin yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edilmesine hükmetti.
- Dink cinayetinde "ihmal" iddiasına ilişkin süreç
Dink ailesinin avukatları, AİHM'nin "cinayette ihmal olduğu" yönündeki Türkiye kararı sonrası 17 Ocak 2011'de dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne yaptıkları başvuruyla, dönemin İstanbul ve Trabzon emniyet müdürlükleri, İstanbul Valiliği ile Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Avukatlar, 30 Nisan 2013'te, 6459 sayılı "İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine, 1 Temmuz 2013'te aynı görevliler hakkında bu kez, kapsamı değişen TMK'nın 10. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'ne suç duyurusunda bulunmuş, Başsavcıvekilliği de Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında yetkisizlik kararı vererek, Trabzon'daki kişilere ilişkin soruşturmanın Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülmesini kararlaştırmıştı. Dönemin İstanbul Valisi olan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında da soruşturmanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülmesi için görevsizlik kararı verilmişti.
- Valilik izin vermemişti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve şube müdür yardımcısı Bülent Köksal ile emniyet görevlileri İbrahim Pala, İbrahim Şevki Eldivan, Volkan Altunbulak, Bahadır Tekin ve Özcan Özkan hakkında, 4483 sayılı "Memur ve Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanunu" işleterek, soruşturma için İstanbul Valiliği'nden izin istedi.
Avukatlar bu karara, 6 Ağustos 2013'te yaptıkları başvuruyla, "savcılığın kamu görevlileri hakkında soruşturma izni talebinde bulunmasının hatalı olduğu" gerekçesiyle itiraz ederken, savcılık bu itirazı reddetmiş ve valilik de İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişlerinin "soruşturma izni verilmemesi" yönünde kanaat bildirmesi üzerine soruşturma izni vermemişti.
Soruşturma izni verilmemesi kararına avukatlarca İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne yapılan itirazın mahkemece 22 Ocak 2014'te reddedilmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, 21 Şubat 2014'te İstanbul Valiliği ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararlarına dayanarak, kamu görevlilerine ilişkin "kovuşturmaya yer olmadığına" karar vermişti.
Dink ailesinin avukatları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin bu "takipsizlik" kararına, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yaptıkları başvuruyla itiraz etmişti.