Kaag, BM Güvenlik Konseyi'ne kapalı oturumda gerçekleştirdiği sunumun ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'nin beyan ettiği kimyasal stoğun yüzde 92,8'inin ülke dışına çıkarıldığı ya da ülke içinde imha edildiğini açıkladı.
Geride kalan yaklaşık yüzde 7,2'lik miktarın güvenlik gerekçesiyle taşınamadığını kaydeden Kaag, BMGK kararında belirtilen 30 Haziran hedefinin tutturulamayacağının görüldüğünü ancak en azından kimyasal stoğun tamamının tehlike bölgesinin dışına çıkarılmasının sağlanabileceğini ifade etti.
Kaag, süreç için BM üyesi ülkelerden de destek isteyerek, "Kimyasal stokların imhası takvimine uyulamayacak. Tüm BM üyesi ülkelerden Suriye'de kalan kimyasal materyallerin ülke dışına çıkarılması için destek vermelerini istiyorum" dedi.
Kaag, gazetecilerin Suriye rejiminin beyanıyla, ülkedeki gerçek kimyasal madde stoğu arasında çelişkiler olduğuna ilişkin iddiaları sormaları üzerine, bunun KSYÖ'nün incelemesi gereken bir konu olduğunu kendilerinin görevinin sadece beyan edilen miktarın imhası olduğunu vurguladı.
ABD, İngiliz ve Fransız istihbarat raporları, Suriye'de Esed rejiminin beyan ettiğinden daha fazla kimyasal madde ve tesis olduğunu öne sürmüştü.
-Suriye rejimi takvime uymadı
Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Gerard Araud, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, BM-KSYÖ Suriye misyonunun 30 Haziran tarihinden sonra da çalışmaya devam etmesi ve görevini tamamlaması gerektiğini belirtti.
Esed rejiminin ise ortak misyonun görevinin 30 Haziran itibariyle sona ermesini istediği kaydediliyor.
Suriye rejimi, ABD ve Rusya'nın inisiyatifiyle başlatılan ve BMGK'da kabul edilen kimyasal silahların imhası takvimindeki sürelerin hiçbirisine uymamış ve gecikme için güvenlik sorunlarını mazeret göstermişti.
KSYÖ uzmanları halen ülkede klorin gazı kullanıldığı iddialarını araştırıyor.