WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya çapında nesli tehlike altında olan deniz kaplumbağalarının her yıl yuvalamak için haziran-ağustos döneminde karaya çıktığını belirtti.
Yaz boyunca insanlarla aynı kumsalı paylaşan deniz kaplumbağalarının korunması için turizm ve balıkçılık başta olmak üzere tüm sektörlerin duyarlı davranmasının önemine değinen Baştak, merkezi ve yerel yönetimlerin ise gerekli tedbirleri alması gerektiğini vurguladı.
Baştak, Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye, Patara, Kale, Kumluca, Olimpos-Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa, Anamur, Göksu Deltası, Alata, Davultepe, Kazanlı, Akyatan, Yumurtalık ve Samandağ kumsallarının, deniz kaplumbağaları için Akdeniz'deki önemli yuvalama alanları olduğunu kaydetti.
Dünyadaki yedi deniz kaplumbağası türünün hepsinin tehlike altında olduğuna işaret eden Baştak, "Bu türlerden iribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ve yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) yuvalamak için Türkiye'deki kumsallara çıkıyor. Haziran-ağustos aylarında yuvalama kumsallarına yumurtalarını bırakan ergin dişi bireyler, yaz boyunca kıyılarımıza yakın mesafelerde besleniyor. Ancak insan kaynaklı sorunlar, yuva yapmak için karaya çıkan dişi bireyleri ve yuvadan denize ulaşmaya çalışan yavruları hem denizde hem de karada tehdit ediyor" şeklinde konuştu.
-Yerel yönetimlere görev düşüyor
Yuvalama kumsallarında faaliyet gösteren herkese önemli görevler ve sorumluluklar düştüğünü dile getiren Baştak, şöyle devam etti:
"Deniz kaplumbağalarının yuvalamak için kilometreler kat ederek kumsallarımıza geldiği ve yavruların yumurtadan çıktığı haziran-eylül ayları, her yıl pek çok turistin ve alanda koruma çalışmaları yürüten ekiplerin heyecanla beklediği bir dönem. Deniz kaplumbağalarının Akdeniz'de yuvalamak için geldiği 21 kumsalımız var. WWF-Türkiye olarak bu kumsallar arasındaki Akyatan'da koruma ve izleme çalışması yürütüyoruz. Bu muhteşem doğa olayının Türkiye'de gerçekleşmesi bizler için büyük bir şans ancak yuva yapan dişi bireyler ve yumurtadan çıkan yavrular, insanın bilerek ya da bilmeyerek yaptığı yanlışlara ve ihmallere karşı çoğunlukla savunmasız kalıyor."
İnsanların deniz kaplumbağalarıyla paylaştığı alanlarda doğa koruma çalışmalarıyla uyumlu hareket etmesi, etmeyenleri uyarması ve herhangi bir vaka gördüğünde hemen yetkililere bildirmesinin önemli olduğunu dile getiren Baştak, yerel yönetimlerin ise riskleri en aza indirgeyecek önlemleri alması ve uygulaması gerektiğini bildirdi.
-"Deniz taşıtları kıyı çizgisinden 1 mil uzakta seyretmeli"
WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem de balıkçı ağlarına tesadüfen yakalanma, tekne çarpması, yaşam alanlarının kaybı, kirlilik, kasti öldürme gibi insan kaynaklı olayların, deniz kaplumbağalarının maruz kaldığı başlıca tehlikeler olduğunu anlattı.
Yuvalama ve yavru çıkışı olduğu dönemlerde, bu tehditlere karşı gerekli önlemlerin alınması ve sezon boyunca etkin izleme ve denetimlerin yapılmasının türün devamlılığı açısından büyük önem taşıdığını belirten Kalem, "Elle besleme tüm kıyılarda engellenmeli, özellikle yuvalama ve yavru çıkışı döneminde kumsala yakın yerlerde balıkçı ağı bırakılmamalı ve her türlü deniz taşıtı kıyı çizgisinden 1 mil uzakta seyretmelidir" dedi.