Çavuğoğlu, Almanya'nın Aachen kentinde katıldığı 2014 Uluslararası Charlemange Ödül Töreni sonrası AA muhabirinin Solingen faciası ve AB ile vize konularına ilişkin sorularını yanıtladı.
Uluslararası Charlemange Ödül Töreni'nde Türkiye'yi temsil ettiklerini ifade eden Çavuşoğlu, ödülü alan Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'un Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini söyledi.
Ziyareti kapsamında Türk toplumu ile bir araya geleceğini, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret edeceğini belirten Çavuşoğlu, "Aachen'de yapılan caminin inşaatını yerinde inceledik. Özellikle buradaki yerel yönetimin cami yaptırma ve cami minaresinin hatta daha yüksek olması konusunda Türk toplumuna, Müslüman toplumuna destek vermesi gerçekten takdire şayandır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta Köln'ü ziyaret ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Avrupa'da yaşayan Türk toplumunun Başbakan Erdoğan'ı muhteşem bir şekilde karşıladığını ve gerekli mesajı verdiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Angela Merkel'e misafirperverliklerinden ve aldıkları tedbirlerden ötürü teşekkür ettiğini aktaran Çavuşoğlu, Türkiye ve Almanya'nın birbirinden ayrılamaz iki ülke olduğunu, iki ülke arasındaki en önemli köprünün de burada yaşayan vatandaşlar olduğunu vurguladı.
- "Hukuki kararlara Avrupa ülkelerinin ve yöneticilerin uyması gerekiyor"
Almanya ile vize sorunları konusunda diyalog sürecinin başlatıldığını da belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 3-3,5 yıl sonra bunun hayata geçeceğini umut ediyoruz. Herkes sözünde durursa tabi... Diğer taraftan da gerçekten buraya özellikle hizmet almak için gelenlere ciddi bir vize engeli var. Yani burada iş kurmak isteyenlere engel var. Burada da çelişkiler var, çifte standart var. Türk halkı için de milletimiz için de ayrımcılık yapılıyor. Hizmet sunmaya gelene kolaylık, hizmet almaya gelene zorluk... Bu bir ayrımcılık ve bir de aday ülkeler, müzakere eden ülkeler içinde vizesiz dolaşamayan tek halk bizim halkımız. Bu da gerçekten ciddi bir ayrımcılık ve Almanya ve tüm Avrupa gördü ki son yıllarda tersine göç başladı. Bu konuyu hem siyasi hem hukuki olarak yakından takip ediyoruz. Kazanılan mahkemeler var. Bununla ilgili de MÜSİAD'dan arkadaşlarımız bir basın toplantısı yapacak. Bu hukuki kararlara Avrupa ülkelerinin ve yöneticilerin uyması gerekiyor."
Mevlüt Çavuşoğlu, Solingen'de 1993'te aşırı sağcıların kundakladığı evde 5 Türk'ün hayatını kaybettiği olayın 21. yıl dönümü olduğuna dikkati çekerek, "Solingen cinayeti aslında Almanya ve Avrupa'da böyle ırkçı akımların ilk kez belirgin şekilde ortaya çıkmasının bir yansımasıydı" diye konuştu.
- "Bu, Avrupa'yı birleştiren değerleri de tehdit ediyor"
O günden bu yana Avrupa'daki yöneticilerin ve ülkelerin bu konuda ciddi tedbir almadıklarını belirterek, özellikle Almanya'da bu konuda ciddi sıkıntılar olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"En son Neonazi cinayetleri ortaya çıktı, NSU davası devam ediyor. Ancak burada özellikle istihbaratın bu Neonazi saldırıyı yapan teroristlerle işbirliği yapması korkutucu. İşin bu noktaya geldiğini görmek gerçekten korkutucu. Başka ülkelerde de artan ırkçılık artık terorizme ve cinayetlere vardı ve en son bu AP seçimlerinde halkın aşırı partilere, ırkçı partilere verdiği desteği görünce herkes paniklemeye başladı. Ama bunun sinyalleri zaten Solingen ile beraber Avrupa'da yaşayan sadece Türklere yönelik değil diğer Müslüman ve göçmenlere yönelik saldırılarla aslında verilmişti. Bu, Avrupa'nın değerlerini, Avrupa'yı birleştiren değerleri de tehdit ediyor. Esas itibariyla daha öncesinde Avrupa'da yaşanan felaketlere baktığımız zaman hepsi de böyle başlamış ama o zaman da 'bir şey olmaz' umursamazlığı olmuş. Umarım bu seçimler ve seçimlerde verilen sinyali Avrupa'nın merkezinde olan, aşırı uçta olmayan siyasetçiler anlar ve Avrupa değerlerini göçmenlerin hakları başta olmak üzere güçlü bir şekilde her zamankinden daha fazla savunur."