Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen'in, Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlediği, "Medeniyetimiz ve Büyük Türkiye Yolunda Eğitim, Fetih ve Gençlik" temalı Türkiye buluşmasında yaptığı konuşmada, 1 yıl önce yaşanan Gezi Parkı odaklı olaylara değinerek, şunları söyledi:
"Bundan 1 yıl önce, İstanbul'da bazı kendini bilmezler, bazı densizler, gittiler duvarlara 'Zulüm 1453'te başladı' diye yazdılar, maalesef.... İşte bu zihniyet, barışı savunamaz. Bu zihniyet hakkı, adaleti, dayanışmayı, dostluğu, kardeşliği savunamaz. Bu zihniyet, fethi de anlamamış, fetih medeniyetini de anlamamış bir zihniyettir. Onun için bunlar molotofkokteylleriyle cam çerçeve indirirler, insanları öldürürler. Onun için başörtülü kızlarımıza alçakça saldırdılar. Onun için mabetlerimize saygısızlık yaptılar. Onun için sokakları savaş alanına, çatışma alanına çevirmek istediler. Fethe, İstanbul'un fethine zulüm gibi bakanlar, işte bu zihniyetlerinden dolayı gittiler Türk bayrağını yaktılar. Bira şişeleriyle TC yazdılar. Bölücü örgüt liderlerinin posterleriyle Gazi Mustafa Kemal'in posterlerini yan yana açtılar. Fethi ve fetih ruhunu anlamış bir gençlik bunları yapmaz. Medeniyet tasavvuru olan bir gençlik, bizim gençliğimiz bunları yapmaz."
"Tarihinin, ecdadının, kendi öz medeniyetinin ruhuna vakıf olmuş bir gençliğin, asla böyle ahlak dışı hareketlerin" içine girmeyeceğini kaydeden Erdoğan, "Bizim medeniyetimizin gençliği, haksızlık karşısında sesini yükseltebilecek cesarete sahip bir gençliktir. Bizim medeniyetimizin gençliği, eleştiren, haksızlığa itiraz eden, 'yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum' diyen bir gençliktir ama aynı zamanda bizim medeniyetimizin gençliği Hakk'ın takdirini kendinde uman, ahlaklı, yüksek seciyeli, büyük düşünen, büyük hayaller kuran ve büyük hedeflere ilerleyebilen bir gençliktir. Türkiye'nin gençliği, Hazreti Hamza gibi yürekli bir gençliktir. Türkiye'nin gençliği, Hazreti Ömer gibi adaletli bir gençliktir. Bizim gençliğimiz, elif gibi dimdik, hakkı hatırlatan, Hakk'ı hatırlayan omurgalı bir gençliktir" ifadelerini kullandı.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un bu gençliğe, "Asım'ın nesli" dediğini kaydeden Erdoğan, Ersoy'un, "Asım'ın nesli diyordum ya... Nesilmiş gerçek/İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek/Şüheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar.../O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar" şeklindeki dizelerini okudu.
Erdoğan, gençlere seslenmeyi şu sözlerle sürdürdü:
"Biz kula kul olmadık, olmayacağız. Biz kullar karşısında eğilmedik, eğilmeyeceğiz. Biz sadece Hakk'ın karşısında eğiliriz. Genç kardeşlerim! Sizler var ya, o kadar talihlisiniz ki; fetih ruhunu bir miras olarak, bir emanet olarak devralmış bir gençliksiniz. Evet... Bu bir talihtir ama bu aynı zamanda mesuliyettir. Sizler, tarihinize karşı mesulsünüz. Sizler, ecdadınıza karşı, medeniyetinize karşı mesulsünüz. Sizler, Sultan Alparslan'ın, Osman Gazi'nin, Fatih Sultan Mehmed'in mirasına karşı mesulsünüz. Sizler, Şeyh Edebali'ye, Ahmed Yesevi'ye, Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye, Ahmed-i Hani'ye, Mehmet Akif'e karşı, merhum Akif İnan'a karşı mesuliyet taşıyan gençlersiniz. En önemlisi de sizler, Gazi Mustafa Kemal gibi gazilerimize, 'toprağı sıksan fışkıracak' şehitlerimize karşı mesul gençlersiniz. Sizin omuzlarınızda çok büyük bir dava taşı var. Selçuklu'dan başlayıp Osmanlı'ya, oradan başlayıp Cumhuriyet'e taşınmış dava taşını, şimdi sizler yüklenecek, sizler geleceğe, geleceğin gençlerine taşıyacaksınız."
Şair Arif Nihat Asya'nın, "Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın/Fatih'in İstanbul'u feth ettiği yaştasın!/Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın/Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!" şeklindeki dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle dedi:
"Sizler, çatışan gençlik olmayacaksınız. Sizler, medeniyetini, kültürünü, dilini, milli ve manevi değerlerini unutan, örseleyen ve örseleten bir gençlik olmayacaksınız. Sizler, kutuplaştıran, kamplaştıran, ayrıştıran, farklı olana hor bakan bir gençlik de olmayacaksınız. Sizler, edebi ve adabı ayaklar altına alan, bu toprakların hamurundaki edebi çiğneyen bir gençlik asla olmayacaksınız. Ben size inanıyorum. Sizler okuyacaksınız. Bu toprakların yazarlarını, şairlerini okuyacaksınız. Bu toprakların mütefekkirlerini okuyacaksınız. Dünyayı çok yakından takip edecek, en az bir yabancı dili iyi bilecek, dünya yazarlarını dünya mütefekkirlerini okuyacaksınız. İradenize ipotek konulmasına müsaade etmeyeceksiniz. Kardeşlerim! Sahte peygamberlere, sahte şeyhlere, sahte hocalara itibar etmeyeceksiniz. Örgüt çıkarlarını, dininin, peygamberinin bile üzerinde gören, örgüt mensuplarını kandırmak için, sevgililer sevgilisi peygamberimizi, Miraç gecesinde, kat kat semadan indirip, kamyonete bindirecek kadar edepten uzaklaşan örgütlerin peşine takılıp gitmeyeceksiniz. Çatışmayı, can almayı, kırıp dökmeyi ideal haline getirmiş örgütlerin tuzağına düşmeyeceksiniz. Başkasının fikrine, özgürlüğüne, değerlerine saygı göstermeyen, başkasının hayat tarzına tahammül edemeyen akımlara asla pirim vermeyeceksiniz. Medeniyetimizin temel kaynakları, her zaman biliyorum ki sizin rehberiniz olacaktır. Ecdadınız özellikle de şehit dedeleriniz, dedeleriniz, sizlerin, bizlerin rehberi olacaktır. Karşılaştığınız her yeni durumu hakkaniyet nizamında tartacak ve istikametinizi ona göre belirleyeceksiniz. İnanıyorum ki bu sayede şaşmayacak, şaşırtılmayacaksınız."
Gençlerden ülke ve dünya meselelerine ilgi göstermelerini isteyen Erdoğan, siyasetten uzaklaşıp kaçmamalarını tavsiye etti.
- "Seçilme yaşı 18"
Göreve geldiklerinde seçilme yaşını 30'dan 25'e indirdiklerini, şimdi de 18 olması önerisini tartışacaklarını ve bu adımı da atacaklarını bildiren Erdoğan, "Seçme seçilme yaşını 18... Almanya böyle, Hollanda böyle. Avrupa'daki bir çok ülkede bu böyle. Bazılarında da 21... Değerli kardeşlerim 18... Seçilmeye niye bu hakkı vermiyorsun? Zor olan seçilmek değil, seçmektir" dedi.
Seçilme yaşı 25 olduğunda MHP'den dile getirilen eleştirilere değinen Erdoğan, "Seçilme yaşı 25 olduğunda, MHP'nin bir temsilcisi Meclis'te basın toplantısı yapıyor. İki genci sağına, soluna almış... Söylediği ne? 'Çoluk çocuğa mı bırakacağız parlamentoyu' diyor. Ben bir kısım genç kardeşlerimi anlamıyorum. Size güvenmeyen, size inanmayan... 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız' diyenlere sormak lazım, sana mı bırakacağız? Parlamentoya kim gelecektir? Halkından temsil yetkisini alan gelecektir. Şu anda 25 yaptık da parlamento 25 yaşında olanlarla mı doldu? Şu anda 25-30 yaş arası genç sayısı parlamentoda parmak sayılarını geçmez. 550 kişilik parlamentoda parmak sayılarını geçmez. Durum bu ama bizim ufuk vermemiz lazım. Genç kuşaklar, genç nesiller, 'Ben üniversiteyi bitirir bitirmez siyaset yapmak istiyorum ve parlamentoya gireceğim' azmiyle koşar" diye konuştu.
(Sürecek)