Derya Var, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anneannesi ve dedesinin de resim sanatıyla ilgilendiğini ve sergilerinin bulunduğunu, çok küçük yaşlarda resim ile tanışmasına bu kişilerin oyuncak yerine getirdikleri kalem, resim defteri ve boyanın neden olduğunu anlattı.
Son 15 yıldan bu yana profesyonel olarak resim yapmaya başladığını ve uluslararası çalıştaylarda kendini ifade etmeye çalıştığını dile getiren Var, sufizme olan ilgisi nedeniyle dervişleri ve mevleviliği konu aldığı eserlerle barışı vurguladığını dile getirdi.
Şu ana kadar 40'a yakın sergi açan Var, şöyle konuştu:
"Şangay'da düzenlenen Asya Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı toplantısında Asya'da Güven Artırıcı Önlemler ve Diyalog Barış Topluluğu'nun etkinliği kapsamında yapılan bir resim sergisine davet edildim. 'Aşkın Kanatları' ve 'Dervişler' ismini verdiğim iki eserim sergilenmeye layık görüldü. Bu ödülü almayı hiç beklemiyordum, benim için de sürpriz oldu. Mevlana'nın 'Ne olursan ol gel' felsefesinden yola çıkarak yaptığım iki resimle ödüle layık görüldüm. Türkiye'den ilk kez birine bu ödül verildi. Çok onurluyum. Benim için çok anlamlı bir ödül. Çünkü son yıllarda yaşanan acımasız savaşlar, yitirilen genç fidanlar vicdanlarımızı çürüttü. O yüzden barışa çok ihtiyaç var. Bu ödülün çok uluslu liderlerin katıldığı bir toplantıda bana verilmesi geleceğe olan ümitlerimi yeşertti. Kimsenin burnunun kanamasını istemiyoruz. Ben buradan dünya liderlerine şöyle seslenmek istiyorum. Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz."
-Barışa, huzura olan açlığı tuvale yansıttı
Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman'dan aldığı ödüle layık görülen eserleri günde 6 saat çalışarak ortalama iki haftada tamamladığını anlatan Var, şöyle devam etti:
"Ben eserlerimde genellikle dervişleri çalışıyorum. Bir yerde kendi ruhumu da terbiye ediyorum. İnsanın kendi içsel yolculuğunu anlatıyorum. Dil, din, ırk farklı olabilir ancak bunlar en büyük zenginliğimiz. Aynı çatı altında bir araya gelinebilir, hatta daha renkli bir mozaiğin ortaya çıkması da sağlanıyor.
Eserlerim aslında sessiz bir çığlık. Hoşgörüye, barışa olan bir susuzluk. Resimler aracılığıyla da bunu insanlara aktarıyorum. Sufizm ve Mevlana'nın hoşgörü mesajlarını iletmeye çalışıyorum. Etkinliğe Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül de katılacaktı ancak Soma'daki maden faciası nedeniyle katılamadı. Bir eserimi de sayın Cumhurbaşkanımıza hediye ettim."