SAÜ Fen Bilimleri Enstitüsünün konferans salonunda düzenlenen "Deprem Gerçeği ve Kentsel Dönüşüm" panelinde konuşan Kutaniş, Ege Denizi'ndeki depremleri anımsatarak, Türkiye'nin deprem kuşağında bulunduğunu vurguladı.
Kutaniş, Türkiye'de çok fazla aktif fay hattı olduğunu, ülkenin 1996'dan sonra 5 deprem bölgesine ayrıldığını aktardı.
"Ülke nüfusunun yüzde 70'i, sanayinin yüzde 60'ı birinci ve ikinci derece deprem bölgesininde bulunuyor" diyen Kutaniş, şunları kaydetti:
"Son asırda 495 bin yapı deprem dolayısıyla yıkıldı. 99 bin 389 kişi de depremde hayatını kaybetti. Bunu istatistiksel bakış açısıyla değerlendirirsek, her yıl 5 bin yapı deprem dolayısıyla yıkılıyor ve bin kişi hayatını kaybediyor. Sakarya ise özel konuma sahip. Kuzeydoğu Anadolu Fay Hattı'nın üzerinde yer alıyor. 1943 yılında Hendek, 1957'de Abant, 1967'de Mudurnu depremleri ve 17 Ağustos felaketi yaşandı bu bölgede. Zemin açısından çok şanslı değiliz. Çeşitli yöntemlere sondajlar yapıldı ve güvenli kaya zemine henüz rastlanılmış değil.
Aslına bakarsanız tehlike ortada. Deprem, coğrafyamızın gerçeği. Bunu kabul ederek yapılarda birtakım değişiklikler yapmak durumundayız."
- "Yapı stokunun yüzde 55'i ruhsatsız, yüzde 60'ı da 20 yaşını geçmiş sağlıksız yapılar"
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Proje Müdürü Orhan Hacısalihoğlu da kentsel dönüşümün riskli yapılar ve alanların sağlıklı şekilde dönüştürülmesi süreci olduğuna dikkati çekti.
Hacısalihoğlu, 1960'lı yıllara kadar Türkiye'nin çoğunun gecekondudan müteşekkil yapılardan oluştuğunu, 1960 ila 1980 yıllarında apartman tipi yapılara geçilmeye başlandığını dile getirdi.
1990'lı yılların başında da apartman tipi yapıların siteleşmeye başladığını belirten Hacısalihoğlu, 1984'de Toplu Konut Kanunu çıkarıldıktan sonra, 90'lı yılların başında Emlak Konut ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ile toplu konut alanları oluşturulduğunu anımsattı.
Hacısalihoğlu,şöyle devam etti:
"Depremin ardından yönetmelik çalışmaları başladı. Bence kentsel dönüşüm noktasında atılmış en ciddi adımdır '2007 Deprem Yönetmeliği' dediğimiz deprem bölgelerinde yapılan yönetmelik. Türkiye genelinde en büyük kentsel dönüşüm adımı budur. 2011'de bir de Van depremini yaşadık. Kanun da Van depreminin hemen akabinde çıktı. Birinci derece deprem bölgelerinde 30 milyon, ikinci derece deprem bölgesinde ise 20 milyon insan yaşıyor. Türkiye'de 19 milyon yapı stoku var. Bunların yüzde 55'i ruhsatsız, yüzde 60'ı da 20 yaşını geçmiş sağlıksız yapılar. Bu kanun çıkmadan önce tespit edilen en hassas rakam, Türkiye'deki 19 milyon yapı stokunun 5 milyonunun riskli yapılar arasında olmasıdır."