Çavuşoğlu, Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu'nu AB Bakanlığı'nda kabul etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyaretine ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, Erdoğan'ın Köln konuşmasında çok samimi bir şekilde Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza "entegre olun" dediğini belirtti.
Çavuşoğlu, Erdoğan'ın "entegrasyonun asimilasyon olmadığını, zaten asimilasyonun bir insanlık suçu olduğunu" söylediğini hatırlatarak, "O zaman Alman basını sanki Almanya gibi ülkeler asimilasyon politikası uyguluyor ve biz buna karşıymışız gibi yorumlamaya başladılar. Çarpıttılar işin açıkçası" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın Köln konuşmasında özellikle Almanya'ya yönelik verdiği mesajları "son derece dostane" olarak nitelendiren Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Cehenneme git Erdoğan' diyen Alman basınına bizim basınımız da tepki gösteriyor. Böyle bir saygısızlığı kabul etmemiz zaten mümkün değil. Erdoğan'ın Almanya'ya gelmesini istemeyen bazı siyasilere ve basın mensuplarına da elbette tepki vermek lazım. Onların haddine değil Başbakan'ın nereye gidip gitmeyeceğine karar vermek."
Çavuşoğlu, Almanya'daki koalisyon iktidarının Başbakan'ın ziyareti ile ilgili mesajlarının ise son derece olumlu olduğuna işaret etti. Başbakan Erdoğan'ın Almanya ziyaretinde kendisine yönelik ciddi bir hazımsızlık olduğunun görüldüğünü belirten Çavuşoğlu, "Dolayısıyla Almanya'daki medyanın ve bazı siyasilerin hazmetmesi gerekir. Erdoğan 8 tane seçim kazanmış ve her seçimde de oylarını artırmış Türkiye'nin lideridir. Türkiye'deki vatandaşlarımız da destek veriyor, seviyor. Almanya başta olmak üzere dünyada yaşayan vatandaşlarımız da hem seviyor hem destek veriyor" şeklinde konuştu.
- AP seçimleri -
Avrupa Parlamentosu (AP) seçim sonuçlarına ilişkin bir soru üzerine Çavuşoğlu, çok ilginç bir AP seçimi gözlemlendiğini söyleyerek, "Daha önce defalarca konuşmalarımızda böyle bir seçim sonucunun gerçekleşeceğinden endişe duyacağımızı belirtmiştik" ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, kamuoyu yoklamaları ve kendi öngörülerinin seçim sonuçlarına yansıdığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Çok ilginç bir seçim çünkü farklı görüşlerin sandığa yansıdığını görüyoruz. Bunlardan bir tanesi ırkçı partilere olan desteğin artması. Yani yabancı düşmanı, göçmen düşmanı aynı şekilde İslamofobik, anti-semitik partilere Avrupa halklarının desteği artmış görünüyor. Bu gerçekten Avrupa değerlerini kökten tehdit ediyor ve Avrupa kurumlarının kuruluş amaçlarıyla da çelişiyor. Diğer bir trend ise AB'nin kendisine karşı olan siyasi partilere halkların desteğinin arttığını görüyoruz. Üçüncü bir trendde ise AB'nin şu andaki mevcut yapısına tepki gösteren ya da karşı olan siyasi partilere de desteğinin arttığını görüyoruz."
- "Önemli olan merkez partilerin nasıl duruş sergileyeceğidir"
Bakan Çavuşoğlu, Avrupa'nın lokomotifi olan iki önemli ülke Almanya ve Fransa'da federal bir AB istendiğini ancak seçim sonuçlarına bakıldığı zaman Fransa'da aşırı sağcı partinin, Almanya'da ise Avro Bölgesi'ne karşı olan partinin oylarını arttırdığını belirtti.
Fransa ve Almanya'nın AB dengesini nasıl götüreceği konusunda soru işaretleri doğduğu değerlendirmesinde bulunan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu seçim sonuçlarının tamamen Türkiye'nin AB'ye üyeliği çerçevesinde değerlendirilmesi ya da bağlantı kurulması aslında bazı gerçekleri görmemize engel olabilir. Bu seçimleri AB'nin kendi politikaları ve geleceği açısından değerlendirmek lazım. Aşırı partilere her zaman akım olabilir. Bazen yükseliş oluyor sonra tekrar duruluyor. Mesela Avusturya'da bu akım yavaş yavaş geriye doğru gidiyor. Burada önemli olan merkez partilerin nasıl duruş sergileyeceğidir."
Çavuşoğlu, Avrupa'daki merkez partilerin ve liderlerinin de güçlü bir duruş sergileyemediğini vurgulayarak, "Kaybettikleri oyu alabilmek için ırkçı partiler, radikal partilerin ya da marjinal görüşlü partilerin söylem ve eylemlerine girmeye başladılar. Esas zaafiyet burada başlıyor" dedi.
Öte yandan, AP seçim sonuçlarının AB için kısa vadede sonuçlar doğurmayacağının altını çizen Çavuşoğlu, "Ancak bunlar bir sinyaldir ve uyarıdır. Merkez partiler bu uyarıları alıp, AB'nin yaşadığı krizin fırsata nasıl dönüştürüleceğine kafa yorarlarsa ve de Avrupa değerlerini savunurken güçlü bir duruş gösterebilirse bu sürecin geçici olduğunu görebiliriz" diye konuştu.