Yapı Kredi Private Banking, Ankara'daki özel bankacılık müşterilerine, 2014'e yönelik ekonomik beklentilerini paylaştığı özel bir seminer düzenledi.
Seminerde, Yapı Kredi Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mert Yazıcıoğlu ve Yapı Kredi Hazine Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mert Öncü konuşmacı olarak katıldı.
Yapı Kredi Hazine Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mert Öncü, konuşmasında, genel seçimlerin ardından Türkiye'ye hızlı bir para girişi olduğunu, yüksek faiz ve güçlü makroekonomi dolayısıyla Türkiye'nin tercih edildiğini söyledi.
Faiz ve enflasyonun çok hızlı düşemeyeceğini düşündüklerini ifade eden Öncü, şunları belirtti:
"Enflasyonda vergi artışlarının ve kurun etkisi var. Gerçek kur etkisi kendisini 8 ayda gösteriyor. Kurdaki gerçek enflasyon etkisini ağustos-eylüle kadar yaşayacağız. Taze ve meyvede yaz aylarında pozitif etki geliyordu, dondan dolayı onu da çok beklemiyoruz. Enflasyon ne yazık ki mayıs-haziran dışında biraz daha yüksek gitmeye devam edecek. Sene sonuna doğru düşmeye başlayacak gibi gözüküyor."
Dolar kurunun 1,98-2,15 lira arasında rahat oynadığını ifade eden Öncü, "Dolarda değer kaybı çok olmayacak gibi gözüküyor. Değer kaybı olabilmesi için Türkiye'nin çok pozitif olması lazım" değerlendirmesini yaptı.
Öncü, altının enflasyonist bir patlama halinde değer kazanacak bir ürün olduğuna işaret ederek belli bir miktar bulundurmakta sıkıntı olmadığını ama altınla geleceği kurtarmanın "çok kötü senaryoya" inanmak anlamına geldiğini kaydetti.
-Borsadaki seyir-
Yapı Kredi Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mert Yazıcıoğlu da 2014'le birlikte seçim atmosferine girilmesinin piyasalarda durgunluğa neden olduğunu, 3 seçimden birinin yapılmasının ardından çok aktif bir nisan ve mayıs ayı geçirildiğini ifade etti.
Piyasaların hızlı hareket ettiği, çabuk reaksiyon gösterdiği dönemlerde banka hisselerinin hızla yükseldiğine işaret eden Yazıcıoğlu, "Bundan sonra kalıcı bir pozitif bakış için bankalarca taşınan endeksin diğer hisselere yayılıp genel bir makroekonomik yapı oluşturmasını bekleriz. Oluşturuyor mu? Bugün için evet demek zor" dedi.
Yazıcıoğlu, piyasalarda bonodaki yukarı ya da aşağı yönlü hareketi mevduat faizinin izlediğini, bonodaki hareketin hızlı, mevduat faizindeki hareketin ise yavaş olduğunu dile getirdi.
"Mevduat faizi daha yavaş bir hızla bono faizinin üzerini hedefleyen bir şekilde inecek ve hazine bonosunun ne olacağına bakacaktır" diyen Yazıcıoğlu, kredi faizleri konusunda ise şöyle konuştu:
"Hazine bonosunun yönü bir yöne gitmeye başladığında kredi faizi çok daha hızı bir şekilde o yönü takip eder. Mevduat faizinden çok daha hızlı takip eder. Sebebi bankaların piyasa payını kaybetme endişesidir. Önümüzde 2-3 hafta içinde kredi faizlerinde biraz daha düşme göreceğiz, ondan sonra hazine bonosu trendini bekleyecek. Çok sert bir reaksiyon gösterdi aslında kredi faizleri, konut kredileri birlere geldi. Bir miktar daha aşağı gelir ama tüketici kredileri aşağı inerken hızlı inen bir üründür."
-"Gayrimenkul krizi uzak"-
Konut sektörüne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yazıcıoğlu, Türkiye'de ev sahipliği oranının gelişmiş ülkelere göre çok düşük olduğuna değinerek "Gayrimenkul krizini uzak görüyorum, çünkü biz hala kendi evimizi alıyoruz. Aile yapımız da çok farklı ne yapar eder, o evin borcunu öderiz" ifadesini kullandı. Yazıcıoğlu, bunun yanında inşaat sektörünün büyümesinin yavaşlayacağına inandığını aktardı.
Yazıcıoğlu, döviz kuru konusundaki tahminini ise "Yakın gelecekte eski yüksek büyümelerden uzak bir dönem görüyoruz. Büyümemiz çok yüksek olmayacaksa cari açığımız daha aşağılarda olur gibi gözüküyor. Kurun yakın gelecekte 2,20'yi geçmesini beklemem, kötü günde dahi" şeklinde ifade etti.
