Bozdağ, Yozgat Belediyesi Bilal Şahin Sosyal Tesislerinde, partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Türkiye'de seçim sonuçlarını değerlendiren tek partinin AK Parti olduğunu belirten Bakan Bozdağ, "Biz başarılı olduğumuz yerde bile seçim sonuçlarını değerlendiriyoruz ama CHP ve MHP'nin böyle bir derdi yok. 'Biz istesek de istemesek de bize oy verecek olanlar var' diyorlar. Kılıçdaroğlu gitsin CHP'nin, Bahçeli gitsin MHP'nin oyu değişmez. Neden, aynı tas aynı hamam da ondan" diye konuştu.
Türkiye'nin, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile önemli bir sürece girdiğini vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz. MHP'nin de CHP'nin de adayı yok. Çıkıp da yiğitçe 'bizim adayımız şudur' diyemiyorlar. Nasıl bir aday arıyorlar, hem milliyetçi hem laik hem muhafazakar hem sosyal demokrat hem de ulusalcı olacak. Böyle bir adamı Türkiye'de bulabilirlerse 'aşk olsun' demek düşer. Çıkıp da kendi gibi bir adamı koyamıyor. Bu ne demektir, 'ben yanlış adamım, benim partim yanlış parti, benim politikalarım yanlış politika' demektir. Kendilerini cumhurbaşkanlığına layık göremiyorlar. Kendini cumhurbaşkanlığına layık göremeyenleri bu millet başbakanlığa, belediye başkanlığına layık görebilir mi? Kendi içinden cumhurbaşkanı adayı çıkaramayanlar başbakan çıkarabilir mi? Bu açıkça 'ey millet, bizden adam olmaz' demektir. 'Bizden cumhurbaşkanı olmaz' diyorlar. O zaman sizden, başbakan hiç olmaz. CHP ve MHP cumhurbaşkanlığı, başbakanlık rüyaları görmeye devam ediyor ama her seçim, bunların rüyası değil, kabusu olacak. Bunlar çatı matı yapıyorlar. Temeli olmayan çatı ayakta duramaz. Allah izin verirse 10 Ağustos'ta milletin kasırgası bunların çatısını alıp götürecektir."
- Soma'daki maden faciası
Soma'da yaşanan maden faciasından sonra hükümete yöneltilen eleştirilere de değinen Bakan Bozdağ, bu süreçte herkesin, yangının nasıl söndürüleceğini düşünmesi gerektiğini söyledi.
Milletleri millet yapan en önemli esaslardan birinin de acıların paylaşılması olduğuna işaret eden Bozdağ, "Siyasi görüşlerimiz, inançlarımız ideolojimiz ne kadar farklı olursa olsun acılar karşısında duruşumuz bir olmuştur ancak ülkemizde acılardan ayrışma üretmek isteyen birileri her zaman oldu. Soma'da da bunları gördük" dedi.
Bozdağ, Türk milletinin bu eleştirilere prim vermeyeceğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Hükümetlerimiz döneminde zaman zaman afetler oldu. Hükümetlerimiz, her afetin ardından üzerine düşeni yaptı ama kazaların öncesinde de gerekenleri yapmak lazım. Bu konuda da Türkiye'de atılmış adımlara baktığımız zaman en önemli adımları, hükümetlerimiz attı ama belli ki yetmedi. Bunun için de son Bakanlar Kurulu'nda Başbakanımız, bakanlarımıza talimat verdi. Dünyanın madencilik konusunda en ileri olan ülkelerinde bu işlerin nasıl yapıldığını araştıracaklar."
- "Siyasi rant hesabı yaptılar"
"Soma'da babalar, anneler, torunlar, eşler göz yaşı döküyor, 77 milyon insan ağlıyor, bazı insanlar da çıkıyor, bu ağıtların ortasında 'siyasal rantı nasıl sağlarız', bunun hesabını yapıyorlar" diyen Bozdağ, "İnsan olmanın asgari özelliklerini taşıyan bir insan bunu yapmaz. Vicdanını kara taşa gömenlere bu millet her zaman gereken dersi vermiştir" diye konuştu.
Soma'daki faciada, "140-150 civarında Suriyelinin madende bulunduğu ve bunların üzerine beton döküldüğü iftirası atıldığını" belirten Bozdağ, "Ey CHP'liler, ey CHP'nin vicdanı kararmış vekilleri. Esed, 150 bin insanı katlederken siz gidip Esed'le fotoğraf çektirdiniz. Bu katili dünyaya masum göstermek için çalışmalar yaptınız" ifadelerini kullandı.
- "Toplantı ve gösteri hürriyeti bir haktır"
Türkiye'de karmaşa çıkarmak için "yeminli grupların bulunduğunu" savunan Bakan Bozdağ, şunları söyledi:
"Türkiye'de toplantı ve gösteri hürriyeti bir haktır. Türkiye, demokratik bir ülkedir. Herkes istediği yerde toplantı yapma hakkına sahiptir, düşüncesini ifade etme hakkına sahiptir ama yüzünü maskeleyip, polislere molotof atıp, polisleri canlı canlı yakma hakkına sahip değildir. Şahısların ya da kamunun malına zarar verme hakkına sahip değildir. Biz, gösteri yapılmasına karşı değiliz. Toplantı ve gösterilerin terörize edilmesine karşıyız. Amerika'da, Almanya'da gösteri alanları var. Bunların sınırları çizilmiş. Bunların dışına çıkın bakalım, size izin veriyorlar mı? Oralarda kurallar uygulanıyor. Biz de kendi ülkemizdeki kuralları uyguluyoruz. Kendi ülkelerindeki kuralları bırakıp, Türkiye'de uygulanan kurallar hakkında konuşanlara diyorum ki 'Sizin kanunlarınızla bizim kanunlarımızı yan yana koyalım. Bir bakalım nasıl?"
(Bitti)