Ertem, Rusya-Çin arasındaki doğalgaz anlaşmasına yönelik değerlendirmesinde, bu anlaşmanın sadece bir enerji anlaşması olmadığını, çok önemli ekonomik-siyasi gelişmeleri de ortaya koyduğunu belirtti.
Anlaşmayla, Rusya'nın Çin'e yılda 40 milyar metreküp gaz satışı gerçekleştireceğini anımsatan Ertem, bu miktarda gaz akışı için yeni boru hatlarının inşa edilmesi gerektiğini, bunun aynı zamanda yalnız Rusya ve Çin arasında değil, Türkmenistan'dan başlayarak Asya bölgesinde ticari ve siyasi entegrasyon için çok önemli bir çıkış olduğunu söyledi. Ertem, şunları kaydetti:
"Şunu mutlaka görmeliyiz; bu anlaşma basında enerji anlaşması diye anlatılıyor, bu eksiktir. Yapılan anlaşma iki ülke arasında çok yönlü ticaret anlaşmalarını da içeriyor ve Rusya-Çin ticaret hacminin 10 yıl içinde 200 milyar dolara çıkarılması da hedefleniyor. Böyle olunca karşımıza Rusya'dan başlayarak Çin'e uzanan dev bir ticaret çevrimi çıkıyor. Bu anlaşma, AB ve ABD'nin hazırlıklarını yaptığı Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşmasına (TAFTA) alternatiftir. Tam şu sıralar Tayland'da olan ABD yanlısı ordu darbesini de göz önüne alırsak, Pasifik'te ABD-Çin gerginliğinin kendini hissettirdiğini söyleyebiliriz. ABD, Tayland darbesiyle Çin'e (bölgedeki ülkelerdeki ordu güçleri hala benim denetiminde) demiştir. Bu durum, karşımıza Rusya-Çin ve ABD-İngiltere ve AB'den oluşan yeni bir soğuk savaş yolu olarak anlatılabilir. Bunun güçlü işaretleri var ancak burada küresel ekonominin ve buna bağlı olarak siyasetin geldiği aşamada böyle keskin bir ayrım yapamayız"
- "Türkiye'nin de lehine bir dönem"
Rusya'nın Avrupa pazarından ve Avrupa'ya dönük politikalarından vazgeçmesi ve tümden yeni bir doğu yönelimiyle yüzünü doğuya dönmesinin çok zor olduğunu, bu durumun Çin ekonomisi için de geçerli olduğunu vurgulayan Ertem, ABD ve tümüyle Batı dünyasının artık eskisi gibi rahat olmadığına işaret etti. Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD ve Batı, Çin gerçeğinden başlayarak doğunun yükselişini ve hamlelerini hep sırtında hissedecek. Bu duruma Türkiye de dahildir. Türkiye'nin, kendi çıkarları doğrultusunda, bölgesinde enerji ve transit geçiş koridorlarını denetlemesi, buralarda eski sınırları aşan yeni bir dış politika izlemesi ve bunun için de batıdan pek icazet almaması tabii ki yeni ve önemli bir durum. Bu durum, Çin-Rusya'nın geliştirmeye çalıştığı, enerjiden başlayan yeni ortaklıktan ayrı bir gelişme değil. Artık güney ve doğu ülkeleri, Batı'nın her hamlesine karşı kendi hamlelerini yapacaklar. Bu da şüphesiz yeni ve Türkiye de dahil gelişmekte olan güney ve doğu ülkelerinin lehine bir dönem."