Feyzioğlu, Bilimsel Eczacılığın 175'inci yılı kutlama etkinlikleri kapsamında Adana Eczacı Odası tarafından bir otelde düzenlenen "Türkiye'de hukuk ve demokrasi" konulu konferansa katıldı. Konferans öncesi Soma'daki maden faciasında ölen işçiler için saygı duruşunda bulunuldu.
Feyzioğlu, çok büyük bir acının içerisinden geçtiklerini belirterek bu acının hiçbir şekilde siyasi malzeme yapılmasını doğru bulmadığını ilk günden itibaren ifade ettiğini söyledi.
Böyle günlerde toplumların millet olduğunu hatırlaması gerektiğini anlatan Feyzioğlu, "Böyle günlerde o siyasi partiden, bu siyasi partiden ayrımı yapmadan, din, etnik köken, cinsiyet ayrımı yapmadan birbirimizi kucaklamayı başarmalıyız. Bu sorumluların peşine düşmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Ancak hepimizin ayrı siyasi görüşü olabilir, ayrı siyasi partilere oy veriyor olabiliriz, dünya görüşlerimiz farklı olabilir ama bu bizim aynı milletin fertleri olduğumuzu lütfen kimseye unutturmasın. Böyle bir günde birliği başaramazsak biz ne zaman bir olacağız" diye konuştu.
Konuşmasını katılımcıların sorularıyla devam ettiren Feyzioğlu, "Muhalefet partileri Cumhurbaşkanlığı önerisi ile size geldi mi" sorusuna "Hayır, gelmedi. Yok böyle bir teklif" dedi.
Feyzioğlu, "Hükümet meşru mudur" sorusuna ise "Elbette meşrudur çünkü seçim kazanmıştır, mecliste çoğunluğu vardır. Bizim için meşru ve gayrimeşru kavramları hukuki kavramlar olmak zorunda. Hükümetleri birilerinin gayrimeşru ilan etmesi Türkiye'yi 1960'dan bu yana darbelere götürmüştür. Her bir darbe de canımıza okumuştur" yanıtını verdi.
Feyzioğlu, Danıştayın kuruluş yıl dönümündeki konuşmasına ilişkin, şunları söyledi:
"Bir, ben uzatmadım Sayın Danıştay Başkanı uzattı. Çünkü kendisine 30 dakika ayırmış konuşmasında 25 dakika konuştu konuşmasını tekrarlardan arındırıp söylüyorum: 'Çok güzel bir binamız var, her şey çok güzel, biraz daha fazla bizle istişare ederseniz istişare görevimizi yerine getirmiş oluruz. İş yükümüz çok fazla bu sebeple dosyaların azaltılması lazım. Yetkilerimizi sınırlarsanız mutlu oluruz.' Bir dakika sürmedi bitti. Kalan 24 dakika kanaatimce tekrar.
Dolayısıyla Sayın Başkanın kullanmaktan imtina ettiği dakikaları da kullanmak zorunda kaldık. İkincisi, velev ki uzattık Türkiye'nin en önemli sorunlarını birebir yurttaşımızın yaşadığı sorunları dinlemek için Afyon toplantısına 15 dakika geç gidilemez mi? Velev ki uzattık. Uzattığımız kanaatinde değilim ama Türkiye'nin en önemli sorunlarını konuşuyoruz orada tamamı hukuki, tamamı Anayasa'ya dayanıyor, tamamı mesleğimizle ilgili. 15 dakika da geç gidin yahu nereye gidiyorsanız. Dolayısıyla bu sorunlara orada konuşmak zorundaydım. Sayın CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'nun düşüncelerine saygı gösteriyorum ama sayın Loğoğlu biraz daha fazla çalışsaydı bizim söyleyecek o kadar az işimiz olurdu."
