Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, uyuşturucu madde kullanmak için satın alan, bulunduran, kullanan ve kullanımını kolaylaştıranlara verilen hapis cezalarını artırıyor.
Tasarıya göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma ve özendirme suçunun 2 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezası, 5 yıldan 10 yıla kadar olacak şekilde değiştiriliyor.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullananlar, 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada 5 yıl süreyle kamu davası açılmasının ertelenmesine karar verilecek. Cumhuriyet savcısı şüpheliyi, erteleme süresi zarfında yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği taktirde ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracak. Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanacak. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararıyla üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilecek. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi halinde denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulabilecek.
Kişinin, erteleme süresi zarfında yükümlülüklerine veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi, bulundurması veya kullanması halinde kamu davası açılacak. Bu eylem ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmayacak.
Erteleme süresi içinde suçun kasıtlı işlenmesi halinde başlatılacak soruşturmada, davanın açılmasının ertelenmesine karar verilmeyecek. Bu süre içinde yasakları ihlal etmeyen kişiler hakkında takipsizlik kararı verilecek.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ya da kullanımı kolaylaştırma suçundan yapılan yargılama sırasında, kullanmak için uyuşturucu satın alma, bulundurma ve kullanma suçunun işlendiğinin anlaşılması halinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilecek.
Aksine düzenleme bulunmayan hallerde, "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak" suçlarında, kamu davasının açılmasının ertelenmesine veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanacak.
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçu, soruşturmalar için geçerli olmaktan çıkarılıyor. Tasarıya göre bundan böyle yürütülen soruşturmalarda değil, davalarda yargı görevini yapanın, bilirkişinin ya da tanığın hukuka aykırı etkilenmeye teşebbüs edilmesi halinde 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verile. Teşebbüs iltimas derecesini geçmezse verilecek ceza, 6 aydan 2 yıla kadar olacak.
Suçtan zarar görenler, takipsizlik kararlarına karşı en yakın yerdeki ağır ceza mahkemesine değil, aynı yerdeki ağır ceza mahkemesinin bulunduğu sulh ceza hakimliğine itiraz edecek.
Sulh ceza hakimliği, karar vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görürse o yerin Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilecek. İtirazı reddetmesi halinde kararını gerekçeli olarak verecek, itiraz edeni giderlere mahkum edecek ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde, sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin yükümlülükleri serbest denetim müdürlükleri belirleyecek ve hangisinin uygulanacağına en fazla 1 yıllığına mahkeme karar verecek.
-Bölge adliye mahkemeleri
Bölge adliye mahkemelerinin dosya üzerindeki ön inceleme sonucu verilecek kararları itiraza tabi olacak.
Tasarı, Yargıtay'ın bazı temyiz incelemesi yetkilerini de bölge adliye mahkemelerine devrediyor.
Bölge adliye mahkemeleri, yerel mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterildiği halde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmışsa, sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmışsa, artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddi hata yapılmışsa, suçun belirlenmesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmişse, Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanunu'na göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa, bunları düzelterek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verecek.
Bölge adliye mahkemesi, duruşma sonunda istinaf başvurusunu esastan reddedecek veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak, yeniden hüküm kuracak.
Adli para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen her türlü bölge adliye mahkemesi kararı temyiz edilemeyecek. On yıl veya daha az hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen beraat kararları ise temyiz edilebilecek.
Bölge adliye mahkemelerinin sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarıyla ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları; ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlarla ilgili adli para cezalarına ilişkin her türlü kararları; davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararlarıyla ilgili bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar temyiz edilemeyecek.
Yargılama giderleri hükümden ayrı karara bağlanacak. Bu karara karşı itiraz yoluna başvurulabilecek. Ancak, hüküm hakkında temyiz veya istinaf kanun yoluna başvurulması halinde, açıkça belirtilmesi koşuluyla, yargılama giderleri de hükümle birlikte incelenecek.
-Ağır hastaların tahliyesi kolaylaşıyor
Tasarıyla, ağır hastalık ya da engellilik nedeniyle cezanın infazının geri bırakılması şartlarında da daha net düzenlemeye gidiliyor.
Cezanın infazının geri bırakılması koşulu olarak, "toplum güvenliği bakımından tehlikelilik" unsuruna "ağır ve somut bir tehlike" kriteri ekleniyor. Böylece, ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum bakımından ağır ve somut bir tehlike oluşturmayan mahkumların cezalarının infazının geri bırakılması amaçlanıyor. Düzenlemeye göre, ağır ve somut tehlike açıkça belirlenmediği ve gerekçelendirilmediği takdirde bu mahkumların cezasının infazı geri bırakılabilecek.
(Sürecek)