TESK Otel'deki toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu, Ordu Valisi Kenan Çiftçi, AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora, bazı illerin ziraat odası başkanları ve çiftçiler katıldı.
Arzu, burada yaptığı konuşmada, AK Parti'nin Afyonkarahisar'da yapılan 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantısında bölge milletvekilleri tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yaşanan zirai don ile ilgili bilgi verildiğini söyledi.
Konunun hassasiyetle takip edildiğini ifade eden Arzu, şöyle konuştu:
"Türkiye şeffaflaşıyor, artık yeni bir Türkiye'ye doğru gidiyoruz. Türkiye sorunlarını yerelde çözmeye yönelik büyük adımlar atıyor. Tabi bu adımlar atılırken sizler destekliyor ve 'istikrar sürsün' diyorsunuz. Biz de verdiğiniz bu destekle yolumuza devam ediyoruz. Türkiye son 10 yılda gerçekten çok büyük bir dönüşüm ve değişim yaşıyor. Neredeyse devrim niteliğinde çalışmalar yapılıyor. 10 yıl önce Türkiye'de tarıma verilen toplam destek 1,7 milyar lira iken geçen yıl 9 milyar liranın üzerinde tarıma destek verdik. Bu yıl ise bütçemize 10 milyar liralık destek koyduk."
Arzu, tarımın açık alanda ve doğal şartlarda yapılan bir üretim olduğuna işaret ederek, şunları belirtti:
"Geçen yıl gerçekten bolluk bereket vardı, bu sene ise istemediğimiz sıkıntıları yaşadık. İnanıyorum ki hükümetimizin desteğiyle bu sorunların da üstesinden geleceğiz. Biz TARSİM'de bu tür afetlere karşı yüzde 50, hatta risk oranı yüksek yerlerde yüzde 65'e kadar prim desteği veriyoruz. Eğer verdiğimiz bu prim desteklerinden dolayı tarım sigortası yapılmış olsaydı, bugün yaşanan afeti elbette konuşacaktık ama çiftçilerimizin zararını daha az konuşmuş olacaktık. Önümüzdeki süreçte özellikle tarımla ilgili tarım sigortasına mutlaka önem vermeliyiz. Çay ve fındık bahçelerinin iyileştirilmesi konularını desteklememiz lazım."
- TZOB Genel Başkanı Bayraktar
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise sıcaklıkları çok uzun süre eksi derecelerde devam eden bölgelerde don olayının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin değişik bölgelerinde sıcaklığın sıfırın altında 18 derecelere kadar düştüğünü anımsatan Bayraktar, bunun yanı sıra fırtına ve dolunun da ürünlere zarar verdiğini söyledi.
Karadeniz Bölgesi'nde fındık, çay ve kivi başta olmak üzere diğer tarım ürünlerinin dondan etkilenerek zarar gördüğünü belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
"Gerçekten son yıllarda görülen en büyük afetlerden birini yaşadık. Tabiri caizse bu bir ateşti ve ateş de düştüğü yeri yaktı. Tabi içerisinde bulunduğumuz sıkıntılı durumu ilgili kurumlara iletmek üzere Türkiye'nin değişik yerlerinde bu toplantıları yapmayı düşündük. Buna da Ordu'dan başladık. Omuz omuza vererek çiftçilerimizin sorunlarına çare bulmaya çalışacağız. Bu bölgede fındık ve çayı aldığınız zaman ekonomik faaliyet biter. Yani fındık ve çay yoksa bu bölgede sadece üreticilerimiz değil, esnafımız da tüccarımız da sanayicimiz de ihracatçımız da hatta tüm tüketicilerimiz bundan zarar görecektir. Bu afet hepimizi vuracak demektir. Dolayısıyla verilecek desteklerin bu bağlamda çiftçilerimizi rahatlatması aynı zamanda bu kesimlerin bir kısmının da rahatlaması demektir. Çiftçilerimize farklı kesimlerden de bu dönemde destek bekliyoruz."
- İthalat söylemlerine tepki
Bayraktar, fındık ithalatı yapılması yönünde söylemlerin olduğunu işaret ederek, söylemlerde bulunanlara tepki gösterdi.
Çiftçinin moralinin bozulmamasını isteyen Bayraktar, "Bugünlerde bir ithalat söylemi var, bunu hem fındıkta yaşıyoruz hem de zaman zaman hayvancılık sektöründe. Ben o söylemlerde bulunan bazı arkadaşlara şunu ifade etmek istiyorum, lütfen çiftçimizin moralini bozmayın. Bakın çiftçimizin moralini yükseltmek için buradayız. Çiftçimiz sıkıntı çekiyorsa sizler de sıkıntı çekiyorsunuz. Bizler önümüzdeki yıl çiftçilerimiz nasıl üretimi sürdürebilir bunun mücadelesi içerindeyiz. Şimdi ithalat konuşulacak şey mi? Bu çok yanlış bir düşünce" ifadelerini kullandı.
- "Herkes aklını başına alsın"
Bayraktar, et fiyatları üzerinden de ithalat söylemlerinde bulunan bazı kesimler olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Vay efendim, et fiyatı pahalı, et ithalatı yapalım. Bir defa şunda anlaşmamız lazım. Arz talep dengesinin sağlanmasında üretim esastır. Yani bugün ithalat yaparsınız, ahırları boşaltırsınız, ithalatçı olmaya devam edersiniz. Elbette fiyatlar makul bir seviyeye geldiği takdirde arz talep dengesi sağlanacaktı. Zaten hayvancılığı süt hayvancılığı ile beraber götürmeniz lazım. Ana varsa dana vardır. Süt hayvancılığınız iyi değilse besi hayvancılığınızın iyi olma şansı yoktur. Şimdi geldiğimiz noktada yem fiyatlarına göre bir miktar hayvan fiyatlarımız arttı ama ithalat lobileri hortladı. Bugüne kadar TZOB olarak bu ithalat lobilerine karşı verdiğimiz mücadeleyi bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Karşınızda bizi bulacaksınız. Yem fiyatlarına bağlı olarak et fiyatları makul seviyeye gelmek üzere. Bu, ahırların dolması demektir. Yapılacak bir ithalat fiyatları çökertir. Bundan aracılar kazanır, ne üretici kazanır ne de tüketici. Herkes aklını başına alsın."
Toplantıda Valisi Çiftçi, Milletvekili Ünal ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz da birer konuşma yaparak konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
