Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Turan Karataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk kültüründe önemli bir yeri olan söyleşi ve sohbetin artık unutulduğunu belirterek, "Halbuki konuşarak başka dünyaları keşfedebiliriz, ben sohbet dünyasını bunun için önemsiyorum" dedi.
Geleneksel Türk kültürünün şifahi yanına işaret eden Karataş, "30 hafta boyunca 30 Türk aydınını getirelim, halkın huzuruna çıkaralım istedik çünkü televizyonda konuşuyorlar ama aklınıza takılan bir şey olsa soramıyorsunuz. Oysa böyle bir etkileşim ve bilgi paylaşımıyla derdinizi de anlatmaya hizmet ediyor bu platformlar" değerlendirmesinde bulundu.
-Sadece tabletiyle barışık, tabiatı bilmeyen bir nesil
Karataş, çocukluğunda ve gençliğinde bu sohbet odalarına iştirak ettiğini ve orada dinlediklerinin hala zihninde canlandığını söyleyerek, günümüzde sadece tabletiyle barışık, tabiatı bilmeyen bir nesil yetiştiğini ifade etti.
Kitaplardan da her şeyin öğrenilemeyeceğini vurgulayan Karataş, kuşların, balıkların, çiçeklerin, ağaçları adını bu tür sohbet meclislerinde yazar ve şairlerden dinlediğini ve bugünkü gençlerin bunlardan mahrum kalmasına üzüldüğünü dile getirdi.
Karataş, kültürün milleti millet yapan unsurlardan olduğunu belirterek, "Ülke olarak seviniyoruz, milli gelirimiz yükseliyor, yollarımız yapılıyor, hava ve demir yollarında beklediğimizi başarılar var, sağlıkta da iyiyiz ama bu imkanları sunduğumuz insanımızın görgüde, bilgide, günlük yaşantısında, nezaket, nezahat, estetik ne kadar anlatılıyor? Biz bu hizmetleri alırken ve tüketirken ne kadar insani hareket edebiliyoruz? Bu kültür kurumları bunu anlatmalı" diye konuştu.
-"Buralar rejimin kutsalları gibi korunmuş"
Bu kurumların diğer kurumların işbirliğiyle hayatı zenginleştirmek, derinleştirmek, anlamlı kılmak için çeşitli etkinliler yapılabileceğini kaydeden Karataş, geçtiğimiz günlerde yoğun ilgi gören Kültür Seminerleri'ne de işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Buralar sırça köşk gibi, rejimin kutsalları gibi korunmuş. Biz bu kurumu da saygınlığını da yitirmeden millete hizmet için seferber etmeliyiz. Kendisini bu millete ait hisseden herkes buraya gelmeli. Alevi de Türk de Kürt de Çerkez de gelmeli ama bugüne kadar bu zenginliklere çok fazla göz kırpılmamış. Zannediyorum bundan sonra biz bir yol açabilirsek bizden sonrakiler de bunları devam ettirebilir"