İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından düzenlenen "Srebrenitsa" konulu panele konuşmacı olarak katılan Subasiç, Srebrenitsa'da yaşanan katliamın şahitleri olduklarını, kendisinin ailesinden de 22 kişinin katliamda can verdiğini söyledi.
Savaş zamanında Srebrenitsa'da kayıtlara göre 3 gün içinde 10 bin 700 kişinin öldürüldüğünü, bunların 570'inin kadın, binden fazlasının çocuk olduğunu kaydeden Subasiç, 12 binden fazla kadının ise tecavüze uğradığını anlattı.
Subasiç, "Srebrenitsa katliamının en önemli nedenlerinden biri Müslüman olmamız" diyerek, şunları ifade etti:
"Biz anneler olarak sesimizi duyurmak istiyoruz. Tüm dünya, Avrupa bilsin, sesimizi duyurmak istiyoruz. Yeni doğan bebekler bile katliamda toprağa verildi. Düşmanlar önce toplu mezarlar yapıyorlardı, savaştan sonra döndüğümüzde toplu mezarlıkları yok etmek istiyorlardı. Dediler ki 'intikam alıyoruz, 500 sene sonra Osmanlı torunlarını öldürüyoruz'. Biz onları birçok mahkemeye şikayet ettik. Duyduk ki eğer Balkanlarda yine bir savaş olursa hiçbir kadını hayatta bırakmayacaklarmış. Biz de söylüyoruz ki hayatta olduğumuz sürece sesimizi kısmayacağız, sesimizi duyuracağız."
Konuşmacılardan Srebrenitsa Anneleri Derneği üyesi Kada Hatiç ise o dönem savaş çıkmasını beklemediklerini, kendilerine ilk ateş etiklerinde savaşta olduklarını anladıklarını söyledi. Birkaç günde Srebrenitsa'nın toz duman olduğunu kaydeden Hatiç, elektrik, su ve diğer tesislerin yok edildiğini, mağdur durumda bırakıldıklarını dile getirdi.
Diğer konuşmacılar Zumra Sehomeroviç, Sabaheta Fevziç ve Kadira Gavelviç de o dönemde yaşadıklarını paylaştı.
Toplantıyı organize eden İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Abdullah Gül de Bosna Savaşı sırasında yaşanan soykırımın unutulmaması için böyle bir etkinlik düzenlediklerini ifade ederek, annelerin de acılarını paylaşmak istediklerini belirtti.