Dolar

34,8642

Euro

36,6029

Altın

3.039,20

Bist

10.058,47

TBMM Başkanı Çiçek: (2)

TBMM Başkanı Çiçek: (2)

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-07 16:29:00

TBMM Başkanı Çiçek: (2)
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'den insanlardan istifade edememe gibi bir eksiklik olduğunu belirterek "Tecrübenin Türkiye'de fazla müşterisi yok. Tecrübe mağazası açsak, kira paramızı zor çıkarırız. Biz kendimize bir şey buluruz ülkeye hizmet noktasında ama aktif siyaset anlamında, benim yaşımda olanlar bakımından bu işin sonuna gelmiş oluyoruz" dedi.

Çiçek, A Haber'in canlı yayınında Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı.

"Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak, çatı aday mümkün müdür?" sorusu üzerine, Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bir sorun görmediğini söyledi. Bu seçimin önceki seçimlere göre en az sancılı, sıkıntılı bir seçim olacağını ifade eden Çiçek, "Mesela 2007'de Cumhurbaşkanını süresi içinde seçemedik. Kural belli olduğu halde bilinen sebeplerden dolayı seçilemedi. Siyasallaşmış bir 367 kararı ile bunu seçemedik, ta Ağustos'a kadar. Türkiye 1961'den bu tarafa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hep sancı çekti. Demokratik bir ülkede olmaması gereken görüntüleri yaşadık, uçaklar uçtu, aba altında sopalar gösterildi..." diye konuştu.

Çiçek, bu nedenlerden dolayı Cumhurbaşkanını halkın seçeceği bir düzenleme yapıldığını anımsatarak, halkın karar verdiği noktada sıkıntıların asgariye indiğini söyledi. Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde her partinin kendine göre bir yöntem düşündüğünü, AK Parti'nin Afyonkarahisar'da istişare yapacağını açıkladığını kaydederek, tüm partilerin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için 29 Haziran'a kadar bu arayışlarını sürdüreceğini bildirdi.

"AK Parti'nin en kuvvetli adayı Sayın Başbakan mıdır? Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin en yüksek makamından Başbakanlığa inmesinin doğru olup olmadığı tartışılıyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?" sorusu üzerine Çiçek, daha henüz kesinleşen bir aday olmadığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "istişarelerin devam ettiğini" söylediğini anlattı.

Cemil Çiçek, "Sayın Başbakan'ın Cumhurbaşkanı olmasında yasal bir engel yok. Ben bu işlerin dışında olan birisiyim, konumum itibariyle öyle olmak da gerekiyor. Ama Türkiye'de olayları, çok önceden 'şöyle olacak böyle olacak' demek yerine, günü güne değerlendirmek daha uygun olacak" dedi.

-3 dönem yasağının devam etmesi

"AK Parti'deki 3 dönem yasağının devam etmesi" ile ilgili soruyu da yanıtlayan Çiçek, bu konunun yeni bir konu olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı meselesi söz konusu olduğunda, "3 dönem yasağı kalksa, Başbakan Başbakanlığa devam etse gibi değerlendirmeler" yapıldığını anımsatan Çiçek, şöyle konuştu:

"Ben bu konuda daha önce de şunu söylemiştim. 3 dönem yasağının, partinin yol haritası ve kendi iç dinamikleri açısından doğru buluyorum, bu doğru bir kuraldır. Türkiye siyaseti için değil, AK Parti için doğrudur, çünkü AK Parti ile ilgili bir konudur. Buna karşın, '70'den fazla arkadaş tecrübeli arkadaştır, uzun süre Meclis'te, Hükümet'te, Meclis'te göre yapıyor' deniliyor. Tecrübenin Türkiye'de fazla müşterisi yok. Tecrübe mağazası açsak, kira paramızı zor çıkarırız. 'Tecrübeden istifade edeceğiz' lafı devir teslim törenlerindeki güzel bir sözdür, çok fazla da istifade edildiğine şahit olmadım. Tecrübeden istifade etmenin yolu illa da Meclis'te olmak değildir. Bu insanlar tecrübelerini, partide görev alarak, danışmanlık yaparak veya düşünce kuruluşlarında paylaşabilirler."

Cemil Çiçek, "Sizin planınız ne?" sorusuna, "Siyaseti bırakırız artık, bu saatten sonra yapabileceğimiz... Artık belli bir yaşa da geliyoruz. Bu saatten sonra belli görevlere gelenlerin yapabileceği işler sınırlı oluyor. Belli bir görüntüsü, cazip yanı var gibi gözükür ama öbür taraftan da özel hayatınız yoktur. Bu görevlerden sonra da yapabileceğiniz çok fazla bir görev yoktur. Türkiye'den insanlardan istifade edememe gibi bir eksiklik var. Biz kendimize bir şey buluruz ülkeye hizmet noktasında. Ama aktif siyaset anlamında herhalde, benim durumunda yaşımda olanlar bakımından bu işin sonuna gelmiş oluyoruz. 3 dönem olup da daha genç yaşta olan arkadaşlar var, onlar ara verip kaldığı yerden devam edebilir" yanıtını verdi.

-ANAP-AK Parti mukayesesi

"ANAP-AK Parti mukayesesi şartlar açısından doğru bir benzetme midir, Türkiye için en ideal sistem ne olmalıdır?" sorusu üzerine Çiçek, şunları kaydetti:

"Olaylarda bir kısım geçmişte yaşanmış şeylerde benzerlikler var ama yüzde yüz aynı olmaz. 3 dönem yasağı, AK Parti'nin kendi iç dinamikleri ve yol haritası bakımından doğrudur, yoksa Türkiye siyaseti için yüzde yüz doğrudur diyemem. Geçtiğimiz günlerde ABD Temsilciler Meclisi Başkanı geldi; 'ben 25 yıldır görevdeyim' dedi. Ondan evvel başkan yardımcısı geldi, 'ben 39 yıldır parlamentodayım' dedi. Batı da parlamentoda uzun süre görev yapmış pek çok insan var. Biz de en çok yenilenen değişen kurum parlamentodur. 3 dönem AK Parti için doğrudur, Türkiye siyaseti için doğrudur denemez.

Türkiye sistem meselesini uzunca bir dönemdir tartışıyor. Bu Anayasa ile Türkiye'nin idaresi her geçen gün zorlaşıyor. Biz Anayasa'yı değiştiremedik. Anayasa değişmediği sürece, her geçen gün yeni Anayasal sorunlarla karşılaşırız. Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda, iki parti parlamenter sistemden yana oldu, AK Parti ise başkanlık sistemi dedi, daha sonra 'olmazsa olmazımız değildir' dedi."

Cemil Çiçek, yeni Anayasa yapılamadığı için Türkiye'de şu anda dünyada emsali olmayan garip bir durum olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Halk seçeceğine göre, Parlamentonun seçtiği Cumhurbaşkanına nazaran çok daha etkili ve yetkili bir Cumhurbaşkanı olacak. Arkasında halk desteği olan Cumhurbaşkanı olacak. Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı'nın önemli yetkileri var. 'Cumhurbaşkanını ne yetkisi var ki' deniliyor. 1961 Anayası'na göre Cumhurbaşkanının 5-6 tane sembolik yetkisi vardı. Bu kadar sembolik yetkisi olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sancıya dönüşmüştü. Sembolik yetki için bile bu kadar kavganın, müdahalenin olduğu Cumhurbaşkanlığı, bugünkü Anayasa'daki yetkileri hesaba kattığınızda ve halk da seçeceğine göre son derece yetkili bir Cumhurbaşkanıdır, bunu kabul edeceğiz. Ben kuralı söylüyorum, şahıslarla ilgili demiyorum. Bu kadar yetkili olan bir Cumhurbaşkanının Anayasa'da sorumluluğu yok, sorumsuz. Kısmen bizim anayasamız Fransa'daki modele, oradaki yarı başkanlığa benzer. Ama iki fark vardı; birisi orada halk seçiyor, biz de parlamento seçiyordu. İkincisi halka karşı sorumlu olan. Ama şimdi kim seçilecekse, yaptığı iş ve işlemlerden dolayı sorumluluğu yok.

Buna karşılık etkili olmak mecburiyetinde olan bir Hükümet olacak. Gelecek çok yetkili Cumhurbaşkanı, etkili olmak zorunda olan da Başbakan ve Hükümet olacak. Bunun birbirinden farklı iki siyasi görüşten olduğunu düşünelim. Bu devamlı sıkıntıyı beraberinde getirir. Bu hali ortadan kaldırmamız lazım. Bugünkü Anayasa açısından buna imkan gözükmüyor. Geriye tek bir şey kalıyor: Bu sistemin işlemesi kişisel kabiliyetlere, sabra, tahammüle, özelliklere ve niteliklere kalıyor. Bu da zaten ileri demokraside kabul edilebilecek bir husus değil. Ya Başbakan çok tahammüllü olacak ya Cumhurbaşkanı çok toleranslı olacak. Zaman zaman elektrik kesintisi gibi bu ilişkiler de kesintiler oluyor. Rahmetli Sabancı, 'bir gecede servetimin yüzde 80'ini kaybettim' diye bağırıyordu. Anayasa fırladı Türkiye'nin feleği şaştı. Sistemin kendisi potansiyel risk taşıyor."

TBMM Başkanı Çiçek, "O zaman doğrusu başkanlık sistemi mi?" sorusu üzerine, "Ya ona ya buna karar vermek lazım, bugünkü hal, hal değil. Ya parlamenter sistem ya da yarı başkanlık" dedi.

(Bitti)

SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara