Bahçıvan, "Tekstil ürünleri İmalat Sanayi Raporu - Tekstilin Dokunduğu Topraklar" isimli bilgilendirme toplantısının açılış konuşmasında, tekstil sektörünün sanayi çevreleri ve Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez bir alan olduğunu söyledi.
Türkiye'de tekstil sektörünün ülke ekonomisi için ilk günkü önemini koruduğunu anlatan Bahçıvan, "Her ne kadar bütün sektörler belli bir büyüme kaydetse de hala Türkiye'nin istihdamını ve ihracatını temel alan en önemli sektör olarak tekstil sektörümüz en önde görünüyor. Tekstil imalatı sanayini bugün hangi özelliği önemli kılmaktadır diye soracak olursanız, her halde tartışmasız istihdam ve ihracata yaptığı katkı diye yanıtlanacaktır. Bugün 23 bini aşan girişim sayısı ile 342 bin kişilik istihdam yaratmaktadır bu sektör. Bu sektörün aynı zamanda dünya tekstil ihracatı içindeki payı yüzde 4'ü buluyor" diye konuştu.
- "Bazen 'sanayisiz İstanbul' gibi sivri fikirler ortaya çıkıyor"
Sektörün İstanbul'la bütünleşen bir yapısı olduğuna dikkati çeken Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Bugün İstanbul'da ve İstanbul'un çevresindeki havzada en önemli sektör olma özelliğini tekstil sektörümüz sürdürmekte. Bazı dönemlerde tartışıyoruz, bazen 'sanayisiz bir İstanbul' gibi bir takım sivri fikirler ortaya çıkıyor. Evet bazı sektörleri İstanbul'dan uzaklaştırabiliriz, bazı sektörler İstanbul'un dışında bir gelişme gösterebilir. Ama öyle sektörler var ki bunlar yıllar içerisinde etle kemik kadar bütünleşmiş ve asla bu sektörleri İstanbul'dan ve İstanbul'un çevresinden ayırmak mümkün değil. Bunların başında da tekstil sektörümüz geliyor.
İstanbul'suz bir tekstil sektörü düşünmek veya tekstil sanayi olmadan bir İstanbul düşünmek asla mümkün değildir. İSO olarak bunun sürekli savunucusu olacağız. Çünkü İSO'nun temelinde dün kurulduğunda nasıl tekstil varsa bugün de tekstil sektörü İstanbul'un, İstanbul Sanayi Odası'nın temel markası olma görevini sürdürecektir, sürdürmek zorundadır."
- "Tekstil sektörü kendi makinesini üretebilecek teknolojileri yaratabilmelidir"
Sektörün Ar-Ge ve inovasyonla kendini besleyen yüksek teknolojili bir yapıya kavuşmasının her zaman destekçisi olacaklarını dile getiren Bahçıvan, üniversite sanayi iş birliği konusunda İstanbul, Marmara, Yıldız Teknik, Boğaziçi ve İstanbul Teknik üniversiteleriyle ortak bir rapor hazırlamak için yoğun bir çalışma yaptıklarını vurguladı.
Tekstil sektörünün sermaye yoğun bir sektör olmakla beraber dış rekabete en çok bağlı sektörlerin de başında geldiğini aktaran Bahçıvan, "Bu sektörün artık katma değeri yüksek ürünlere yönelmesinin zamanı çoktan gelmiştir. Artık eğitim kalitesi düşük, bilgi birikimi ve Ar-Ge kapasitesi zayıf, inovasyon ve tasarım gücü yetersiz ülkeleri ve sektörleri dünya rekabetinde çok daha zor günler beklediğini bilerek hareket etmeliyiz. Üretemediğimiz teknolojiyi kullanmakla övünüyoruz. Bu en çok da tekstil sektörümüz için geçerlidir ve çok üzücü bir durumdur. Bu nedenle elde etmiş olduğumuz değerleri artık yabancıların makine parkına harcamanın önüne geçecek açılımlar yapabilmeliyiz. Tekstil sektörümüz bu anlamda kendi makinesini üretebilecek teknolojileri yaratabilmelidir" değerlendirmesinde de bulundu.
- "Korunma önlemlerine rağmen tekstil ipliklerinde ithalat yoğun biçimde sürüyor"
İSO Danışmanı Can Fuat Gürleser ise rapora ilişkin bir sunum yaptı. TÜİK verileri baz alınarak hazırlanan rapora göre, Türkiye'nin tekstilde 2012 yılında dünyanın en büyük yedinci ihracatçı ülkesi konumuna yükseldiğine dikkati çekti.
Tekstil ithalatında geçen yıl tüm korumalara rağmen çoğunlukla tekstil iplikleri alımı yapıldığını aktaran Gürleser, "3 milyar dolarlık bir ithalat var tekstil ipliklerinde, ithalat yoğun bir şekilde devam ediyor. Diğer kalemlerde bir miktar azalma var. Korunma önlemlerine rağmen tekstil ipliklerinde ithalat yoğun bir biçimde devam ediyor. Özellikle pamuklu mensucatta 2012 korunma önlemlerinin burada etkisini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
- "Ar-Ge çalışmaları ve tescil edilen marka sayısı arttı"
Ar-Ge çalışmalarında sınırlı bir artış yaşandığını dile getiren Gürleser, sektörde tescil edilen marka sayısının da arttığını vurguladı.
Gürleser, Türkiye'nin bu alanda Ar-Ge ve markalaşma çalışmalarını artırarak, ihracat ve istihdamda önemli başarılar elde edebileceğine dikkati çekti.
Tekstil sektörünün dünya mal ihracatı içindeki payının azaldığını anlatan Gürleser, "2012 yılında 284 milyar dolarlık bir ihracat var. Alt kırılımlara baktığımızda iplik 54 milyar dolarla ilk sırada, ev tekstili yaklaşık 46 milyar dolarla ikinci sırada. Bunu sektör paydaşlarımızın görmesinde fayda var" bilgisini de verdi.
Toplantıda, İSO'nun tekstil komitesi üyeleri de değerlendirmelerini paylaştı.