Dağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, baharın gelmesiyle, hava sıcaklığında aşırı oynamalar olduğunu, sık yağışlar görüldüğünü ifade ederek, rutubet nedeniyle küf sporlarının arttığını, ot ve ağaç polenleri uçuşmaya başladığını kaydetti.
Bütün bu etkenlerin özellikle üst solunum yollarında kaşıntı, tıkanıklık, akıntı gibi belirtilere yol açabileceğine işaret eden Dağlı, 'Saman nezlesi olan kişilerde hapşırık, şeffaf su gibi akıntı, burundan nefes alma güçlüğü, damakta kaşıntı olabilir. Astımı olanlarda ise öksürük nöbetleri, balgam çıkarma veya kusma, göğüste sıkışma veya hırıltı görülür' ifadesini kullandı.
'Nefes darlığı, burun tıkanıklığı, öksürüğün', enfeksiyonların yanı sıra alerjinin de temel belirtileri olduğuna dikkati çeken Dağlı, burnu akan, gözleri sulanan kişinin, enerjisi ve iştahı yerinde ve belirtileri uzun zamandır devam ediyorsa alerjiden şüphelenmek gerektiğini söyledi.
Çocuklarda solunum yolu aşırı duyarlılığı ve alerjinin her yaşta görülebileceğini ifade eden Dağlı, 'Okul öncesi çocuklarında viral enfeksiyonla ortaya çıkan hırıltının önemli bir kısmı daha sonraki yaşlarda ortadan kalkabilir. Solunum sistemi yakınmaları olan çocukların alerjisi en çok ev tozu, polenler ve küf mantarlarına karşı görülebiliyor' şeklinde konuştu.
-Aileden çocuğa geçiyor
Alerjinin genler ile soydan taşınan bir hastalık olduğunu bildiren Dağlı, tetikleyici etkenlerin ancak hazır bir genetik alt yapıda hastalık yaratabileceğini, anne veya babadan birinin astımı varsa çocukta yüzde 30, iki ebeveynde de varsa yüzde 70 olasılıkla hastalık belirtileri oluşacağını kaydetti.
-Tedavi edilmeyen alerji okul başarısını olumsuz etkiliyor
Tedavi edilmeyen alerjik nezle, konjonktivitin çocuğun okul başarısını olumsuz yönde etkileyeceğini belirten Dağlı, şöyle devam etti:
'Devamlı burnu ve gözü kaşınan çocuk dikkatini derslerine veremeyecektir. Alerjik riniti olan çocukların yarısında astım gelişme riski vardır. Astımı olan çocuklarda ise tedavi yapılmaması uzun dönemde kalıcı akciğer değişikliklerine neden olacağı gibi, gece uykusuzluğu ders başarısını ve yaşam kalitesini düşürür.'
Astım, rinit gibi hastalıkların tetikleyicisinin sadece alerjenler olmadığına dikkati çeken Dağlı, hava kirliliği, sis, sigara dumanı, virüslerin de tetikleyici olduğunu, alerjisi olan kimsenin sadece alerjisi olduğu proteine kaşı duyarlılığının azaltılmasının her zaman bulguları ortadan kaldırmayacağını kaydetti.
-Alerjisi olanlar nelere dikkat etmeli
Bahar aylarında dışarıda dolaşmak için en uygun zamanın yağış sonrası polenlerin yere yapıştığı zaman olduğuna işaret eden Dağlı, havanın kuru ve rüzgarlı olduğunda özellikle saat 10.00-16.00 arası dışarıda dolaşmanın polenlerle teması arttıracağını söyledi.
Alerjisi olanların sokaktan veya bahçeden eve dönünce yüzünü, kaş ve kirpiklerini yıkaması, gece yatarken yatağa polen taşımamak için saçların yıkanması gerektiğini anlatan Dağlı, 'Polenin yoğun olduğu günlerde pencereleri açarak evi veya arabayı havalandırmak yerine klima kullanılmalıdır. Küf mantarlarına alerjileri olanlar ise yağışlı havalarda dışarıda uzun yürüyüşlerden kaçınmalıdır' şeklinde konuştu.
-Çocuklara organik besinler verilmeli
Halk arasında alerji tedavisine yönelik asılsız bir çok yiyecek tarifi bulunduğunu belirten Dağlı, çocukların bu bitki ve gıdalara alerjisi olabileceği bu nedenle her önerilenin uygulanmaması gerektiğini ifade etti.
Çocuklara katkı maddesi içeren raf ömrü uzun yiyecekler yerine, taze hazırlanmış mümkünse organik besinler verilmesi gerektiğini vurgulayan Dağlı, 'Ayrıca flavonoid içeren kırmızı ve turuncu meyve ve sebzeler antioksidan içerdikleri için alerjinin iltihabını engellediğinden önerilmektedir' görüşüne yer verdi.