Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Daire Başkanı Dr. Ulvi Ata'nın katılımıyla düzenlenen konferansta, "Dinde Samimiyet" konusu ele alındı. Türkiye'nin Melbourne Başkonsolosluğu İdari ve Sosyal İşler Ataşeliği tarafından düzenlen konferans, Avustralya ve Türkiye ulusal marşlarının okunmasıyla başladı.
Melbourne Başkonsolosu Seyir Apak, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam eden konferansın açılışında, Hz. Muhammed'in, "Din, samimiyettir'" hadisini hatırlatarak, dinde samimiyet olgusunu Mevlana'nın 'Testinin içinde ne varsa, dışarıya akan da odur' sözüyle vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Daire Başkanı Dr. Ulvi Ata ise mübarek aylarda insanların kendilerini samimiyet testine tabi tutmaları gerektiğini söyledi. Ata 'Müslüman olmak aslında bir anlamda 'samimiyim' demektir. Samimiyet kavramının zıddı ise samimiyetsizliktir. Belki de Müslüman'a hiç yakışmayacak, Müslüman ile anılmayacak bir şey varsa samimiyetsizliktir desem herhalde abartı olmaz' dedi.
Hazreti Peygamber'in hayatı boyunca hangi dine mensup olursa olsun hiç kimseye yalan söylemediğini, bu yüzden kendisine "Emin" unvanı verildiğini anlatan Ata , şöyle konuştu:
"Sevgili Peygamberimizin ömründe hiç yalan söylememiş olması, kendi aleyhine de olsa doğruyu tercih ediyor olması, eşi ile olan ilişkisini, çocukları ile olan ilişkisini, komşuları ile olan ilişkisini, bütün çevresindeki insanlarla, inanmayanlarla olan ilişkilerini hep bir samimiyet çizgisi üzerinde yapmış olması İslam dininin bu konuda ne kadar samimiyete önem verdiğinin birer göstergesidir."
Samimiyet konusundaki en önemli ve ilk eğitim kurumunun aile olduğunu vurgulayan Ata, "Anne ve babalara son derece özel ve önemli görevler düşüyor. Anne ve babalar rol model olduklarını hiç unutmayacaklar, gelişi güzel konuşmaktan, yalan konuşmaktan, dedikodu etmekten hem kendileri için sakınacaklar hem de çocuklara yanlış örnek olmayayım diye sakınacaklar' ifadesini kullandı.