Akkaya, yaptığı yazılı açıklamada, Bakan Çelik'in, 1 Mayıs ile ilgili sözlerini anımsatarak öncelikle 1 Mayıs'ta işçilere ve emekçilere yaşatılan şiddet ve terörün kaynağını ve kimin tarafından uygulandığını öğrenmesi gerektiğini belirtti.
Akkaya, "2010 yılında Taksim'i 1 Mayıs alanı ilan ederken Taksim o dönem şehrin merkezi değil miydi' diye sorarlar insana" ifadesini kullandı.
"Bakan konuşmasında ayrıca iş cinayetlerinin sorumluluğunu da sendikacılara ve sendikalara yükleyerek iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmediği için kazaların olduğunu söyleyerek yeni bir gafa imza atmıştır" diyen Akkaya, açıklamasının devamında şunları belirtti:
"Eğer bir ülkede 12 yıl boyunca önlenebilir iş kazaları azalmadan, sürekli artıyorsa bir ülkede 12 yılda 13 bin 400 ölümlü iş kazası olmuş ise her gün 4 işçi ölüyor, 6 işçi de engelliler sınıfına katılıyorsa buna ilişkin bir yasa çıkarılıp, Çalışma Bakanlığı tarafından bu yasanın yürürlüğe girmesi engelleniyorsa Çalışma Bakanı olarak birilerini suçlayacağına, Güney Kore'de 50 çocuğun ölümünü önleyemediği için ailelerinden özür dileyerek istifa eden Bakan'dan ders almasını salık veririz.
1 Mayıs'ta işçilerin ve emekçilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlama, Taksimi yasaklamanın arkasında ne olduğunu da bugün itibarıyla Bakanın açıklamalarından öğrenmiş bulunmaktayız. Bakan, açıkça kıdem tazminatı fonu kurma hayallerinin devam ettiğini, taşeron işçilere yönelik herhangi bir düzenleme yapmayacaklarını belirterek sendikalara açık açık meydan okumuştur."
AK Parti iktidarının çalışana, emekçiye, sendikalara nasıl ve ne kadar değer verdiğini tekrar gösterdiğini belirten Akkaya, "Bakanın basın açıklamasında söylediği gibi Türkiye bir hukuk devleti ise Çalışma Bakanı, neden mahkemelerin on binlerce taşeron işçi için verdiği kararları uygulatamamış, sorumlular hakkında işlem yapmamıştır, bunu açıklaması gerekir" değerlendirmesinde bulundu.