Yetkililer, 38 yaşındaki Clayton Lockett'in McAlester kentindeki Oklahoma Eyalet Hapishanesi'nde üç ilaçtan oluşan karışımın enjekte edilmesinden 10 dakika sonra bilincini kaybettiğini açıkladı. Ancak üç dakika sonra Lockett, acı içinde kıvranmaya, dişlerini kenetlemeye ve kafasını şiddetle sallamaya başladı.
İnfazı izlemek için salonda bulunanların ölüm odasında yaşananları görmemesi için perdeleri kapatan cezaevi yetkilileri, infaz işlemlerini sonlandırdı. Lockett'in, birkaç dakika sonra kalp krizinden öldüğü açıklandı.
Lockett'in avukatı David Autry, "Tanık olduğumuz şey, dehşet vericiydi. Yetkililer, kesinlikle beceriksizce davrandılar" dedi.
Cezaevi yetkilileri, Lockett'e önce 100 miligram sakinleştirici midazolam, sonra felç eden bir ilaç, son olarak da kalbin durmasına neden olan potasyum klorür enjekte edildiğini söyledi. İnfaz sırasında Lockett'in damarının patlaması sonucu, ilaçların istenenden farklı bir etkiye neden olduğu sanılıyor.
Lockett, 1999'da Kay kasabasında iki arkadaşı ile hırsızlık için girdiği bir evde 19 yaşındaki Stephanie Neiman'a önce tüfeğiyle ateş açmış, daha sonra yaralı genç kızı diri diri gömmüştü.
Lockett'in infazının, ABD'de idam cezalarında kullanılan ilaçlar ile ilgili tartışmaları yeniden alevlendirmesi bekleniyor.
İdam cezasına karşı çıkan Avrupalı ilaç şirketlerinin, ABD'deki cezaevlerine infazlarda kullanılan ilaçları satmayı kabul etmemesinin ardından bazı eyaletler yeni ilaçlar denemeye başlamıştı. Missouri, Teksas ve Oklahoma gibi eyaletler, söz konusu ilaçları nereden aldıklarını açıklamıyor.
Sorunların ardından Lockett'ten iki saat sonra idam edilmesi öngörülen Charles Warner'ın cezasının 14 gün sonra infaz edilmesine karar verildi.