Kartepe'deki Deniz Hava Komutanlığı'nda düzenlenen törende konuşan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, insanlığın yüzyıllar boyu denizlerde elde ettiği tecrübe, bilgi ve teknoloji birikiminin havacılık alanındaki çalışmalara yön verdiğini söyledi.
Dünyada ilk motorlu uçağın yerden havalandığı 1903 yılından itibaren havacılığın hızlı bir gelişim gösterdiğini ifade eden Bostanoğlu, kullanım alanlarının da karalardan denizlere doğru genişlediğini kaydetti.
Bostanoğlu, 1910'lu yıllardan itibaren uçuş menzilleri kısa olan uçakların, denizlerde günlerce seyir yapabilen harp gemilerinden kalkacak ve suya inecek şekilde dizayn edilmeye başlandığını dile getirerek, "Böylece denizcilik ve havacılık yeni bir sinerji alanı oluşturmuştur. Türk havacılığı ise ilk motorlu uçağın başarıyla gökyüzüne tırmandığı 1903 yılından 8 yıl sonra 1911'de gökyüzü ile kucaklaşmıştır. Bu yönüyle Türk havacılığı, 1909-1912 yıllarında havacılık teşkilatlarını kuran ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya ve Rusya ile aynı dönemde gökyüzünde ay yıldızlı kanatlarını çırpmaya başlamıştır" diye konuştu.
Uçakların muharebe sahnesinde görev almalarıyla deniz savaşlarının karakterinde de önemli değişmeler ve gelişmeler yaşandığını belirten Bostanoğlu, şöyle devam etti:
"Başlangıçta deniz üzerinde sadece keşif gözetlemeyle sınırlı olan uçakların görev tanımı, sonraki yıllarda taarruzi bir yapıya doğru genişlemiştir. 1. Dünya Savaşı'ndan itibaren denizler üzerindeki harekatı 3 boyutlu ortama taşıyan deniz hava kuvveti, günümüzde sahip olduğu helikopterler, deniz karakol uçakları ve jet uçaklarıyla deniz harekatının vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Deniz hava kuvveti içerisinde havada uzun süre kalışları, harp gemileriyle uyumlu çalışabilmeleri ve aynı anda birkaç farklı görevi yerine getirebilmeleri nedeniyle deniz karakol uçakları ön plana çıkmaktadır. Deniz karakol uçakları sahip oldukları modern silah ve sistemleriyle savaş dışı harekat görevlerinin yanı sıra keşif, gözetleme, denizaltı savunma harbi ve su üstü harbi görevlerinde tüm dünya deniz kuvvetlerinin sahip olmayı en çok arzu ettiği platformlar arasında yer almaktadır. Bir platformda hem hava hem de deniz sistemlerinin bir arada entegre edilmesinin birçok zorluğu bulunmaktadır."
- "Türk deniz havacılığı, MELTEM-3'le dünyada etkin hale gelecek"
Bostanoğlu, MELTEM-2 Projesi sözleşmesinin imzalandığı 2002 yılından bu güne kadar deniz karakol uçaklarını başarıyla teslim aldıklarını ifade ederek, projeyle Türk deniz havacılığının deniz karakol uçağı alanında ivme kazandığını söyledi.
MELTEM-3 Projesiyle de önemli gelişmelerin yaşanacağını dile getiren Bostanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk deniz havacılığı, MELTEM-3 Projesi kapsamında 2017 yılından itibaren envantere girecek 6 adet ATR-72 deniz karakol uçağı, Genel Maksat Helikopter Projesi kapsamında 2018 yılından itibaren hizmete girmesi öngörülen 6 adet genel maksat helikopteriyle bölgesinde ve dünyada önemli ve etkin bir deniz hava kuvveti haline gelecektir. Ayrıca, 2013 yılında hizmete giren 2 adet ATR-72 genel maksat uçağı ile deniz kuvvetlerimiz ihtiyaç duyduğu operatif ve taktik seviye personel ve malzeme nakli görevleri de ilk kez kendi unsurlarımızla yerine getirmeye başlanmıştır. Deniz kuvvetlerimizde görev, eğitim ve bakım faaliyetlerini tek başına yerine getiren yegane birlik olma özelliğine sahiptir. Deniz Hava Komutanlığı, sahip olduğu modern platformlar, Deniz Hava Eğitim Merkezi, Deniz Hava Harekatı Destek Merkezi, bakım ve lojistik imkan ve kabiliyetleriyle yüksek nitelikli insan gücü sayesinde hepimizin gurur duyduğu bir seviyeye gelmiştir. Bu gururumuz, dost ve müttefik ülkelerin Deniz Hava Komutanlığımızdan deniz karakol uçağı ve deniz helikopter harekatına yönelik eğitim talepleri nedeniyle bir kat daha artmaktadır."
Bostanoğlu, Deniz Kuvvetlerinin vazgeçilmez bir parçası olan Deniz Hava Komutanlığının envanterine giren CN-235 deniz karakol uçaklarının güçlerine daha da güç katacağını anlatarak, deniz kuvvetlerinin etkinliğinin ilgi ve etki alanına giren tüm denizlerde daha çok hissedileceğine inandığını kaydetti.
- "Bu uçaklarla TSK'nın, harekat kabiliyeti artacak"
Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir de MELTEM-2 Projesinin harekat, ülkelerarası işbirliği ve savunma sanayisine sağladığı katkılar açısından Türkiye'ye önemli avantajlar getirdiğini söyledi.
Deniz karakol uçağının sahip olduğu gelişmiş radar, elektronik harp ve silah sistemleriyle Türk Silah Kuvvetlerinin (TSK) harekat ve caydırıcılığını arttıracağını ifade eden Demir, bölge barışı için istikrar unsuru olmaya devam edeceğini kaydetti.
Konuşmaların ardından THALES Başkan Yardımcısı Pierre-Eric Pommellet, Deniz Hava Komutanı Tümamiral Hakan Üstem'e deniz karakol uçaklarının teslim sertifikasını verdi.
Daha sonra Bostanoğlu ve beraberindeki protokol üyeleri, deniz karakol uçağını gezdi.