Şengel, hizmet binasında düzenlediği basın toplantısında, olağan genel kurulunun ardından yönetimi oluşturduklarını ve mazbatayı olarak yeniden göreve başladıklarını söyledi.
DAİB'in 17 ili kapsadığını anlatan Şengel, "İhracatı daha çok teşvik etmeliyiz. Buna yönelik çalışmalarımız devam edecek. Özellikle tanıtıma yönelik fuar destekleri veriyoruz. Fuarların önemini çok iyi anlatmamız gerekiyor. Bölgeden ilgi çok az. Farklı ülkelerde firmalar sadece piyasa araştırması için gitse bile biz destek veriyoruz" diye konuştu.
Bağlı illerin beş ülkeye sınırı olduğuna dikkati çeken Şengel, şunları kaydetti:
"Sınır komşularımız söz konusu. Bu bir avantaj. Her ne kadar bazı sınır kapılarında sorunlar yaşansa da önümüzde büyük bir engel yok. İhracatı istenilen seviyeye getirmek için gece gündüz mücadele etmeliyiz. Bölgemizi bir bütün kalkındıracağız. İhracat demek mal satmak demek, mal satmak demek üretmek demek, üretmek demek istihdam demek, istihdam demek ekonomik refahlık, huzur demektir. Bunun için ihracat çok önemli. Verimli bir bölgedeyiz. Ülkemizin kurtuluşu ihracata bağlı. Ülkenin gelişen, istenilen sağlamlıkta olabilmesi için ihracatın olması gerekiyor."
Yurt dışına gezi programları düzenleyerek hem ihracat için çalışma yaptıklarını hem de söz konusu ülkelerdeki yatırımları inceleyerek, bunların Türkiye'de de yapılmasını hedeflediklerini anlatan Şengel, "Bölgede sektörlerdeki en büyük ihracat çelikten oldu bu sene. Haliyle sektöre çelikten gireceğiz. İnşaat sektörüne herkes girebiliyor" dedi.
- İhracat edilen ülke sayısı 191'e ulaştı
Şengel, 1987 yılında ihraç edilen ürün çeşidi 3 iken, 2013'te 8 bin 864'e ulaştığını belirterek, "1987 yılında sadece 6 ülkeye ihracat yapılırken, 2013'te ihracat yapılan ülke sayısı 191 olmuştur. 1987 yılında 7 milyon dolar olan birliğimizin ihracatı, 2013 yılında 3 milyar 99 milyon 580 bin 532 lira dolara ulaşmıştır" ifadelerini kullandı.
Bölgenin çok verimli olduğunu vurgulayan Şengel, şöyle devam etti:
"Büyük firmalara 7-8 yıl önce hep diyorduk ki 'gelin fabrika yapın, sanayi kurun', istihdam olsun. Baktık bu da olmuyor 'şube kurun'. Hiç değilse ayağınız olsun diye. Bazı arkadaşlarımız yaptı, bazıları da inşallah yapar. Doğu Anadolu'ya şu sıralar giren firmalar, yer alan firmalar çok kazançlı çıkacak. Belki beş, belki on yıl sonra girmediklerine çok pişman olacaklar. Çünkü yer bulamayacaklar. Tren en az on katar, yirmi katar ilerlemiş olacak. Belki 21'inci katara girmiş olacaklar. Çözüm süreci böyle devam ettiği sürece, bizim bölgemizin yeraltı kaynakları, kendi varlıkları, kendine kat kat yetebilecek hatta Türkiye'ye de büyük katkılar sağlayabilecek kaynaklarımız var. Bu kaynaklardan, büyük holdinglerin bazıları konumlanıyor. Aklı olan konumlanır. Kaçıranlar 10 yıl sonra eyvah diyecek, pişman olacaklar ama tren kaçmış olacaktır."