Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
İş Sağlığı ve Güvenliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilgisayar ve internet kullanımının kimi zaman bağımlılık haline geldiğini belirterek, bununla ilgili araştırma yaptıklarını söyledi.
Bilgisayar ve internet kullanım sıklığının hızlı biçimde artmasının, bireylerin bu alana ayırdıkları zamanda da artışa neden olduğunu dile getiren İlhan, 2005 yılında 7 milyon 270 bin internet kullanıcısına sahip olan Türkiye'de, 2012 Haziran ayında bu rakamın 36 milyon 455 bine ulaştığını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumunun 2012 Yılı Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması sonuçlarına göre, bilgisayar ve internet kullanım oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 16-24 olduğunu ifade eden İlhan, eğitim durumuna göre en fazla internet kullanım oranının yüzde 93 ile yüksekokul, fakülte ve daha üstü kişiler olduğunu bildirdi.
İlhan, bilgisayar ve internetin aşırı kullanılmasının, bilgisayar/internet bağımlılığı riskini de beraberinde getirdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"İnternet bağımlılığı, genel olarak internetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hali ve saldırganlığın olması ve kişinin iş, sosyal ve ailevi hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir.
İnternet kullanımı ile ilgili zihinsel meşguliyet, internet kullanımını sınırlama ve kontrol etme ile ilgili yineleyici düşünceler, erişim isteğini durduramama, işlevselliğin çeşitli düzeylerde bozulmasına karşın internet kullanmayı sürdürme, giderek artan sürelerde internette zaman geçirmek, kullanma olanağı bulunamadığı zaman arama ve aşerme davranışları gibi internetin aşırı ve kötü kullanımı; bağımlılığın belirtileri arasında yer almaktadır."
İnternetin bağımlılık şeklinde kötüye kullanımının, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin sınıflandırma sisteminde yer almadığını, toplumsal bir sorun haline gelmiş olan "internet bağımlılığı" nın daha önceden kabul edilmiş "Madde İstismarı ve Bağımlılığı" kavramının genişletilerek, "Madde Kullanımı ve Bağımlılık Bozuklukları" başlığı altında yer aldığını aktaran İlhan, "Ülkemizde genç nüfusun yoğunluğu göz önüne alındığında internet bağımlılığı, toplumun büyük bir kesimini doğrudan ilgilendiren sosyal bir sorun niteliği taşımasının yanında, internet kullanım sıklığının giderek artması, bağımlılık sorunun sık görülmeye başlamasıyla da önemli bir sağlık sorunudur" dedi.
-Kanunlara aykırı içeriklerin internette kısıtlanması gerektiğini düşünenler fazla
İlhan, "Bilgisayar ve İnternet Kullanımı Bağımlılık Araştırması"ın 2014 Mart ayında Ankara Gölbaşı, Sincan ve Etimesgut ilçelerinde toplam bin 390 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldığını ve araştırmada araştırma ekibince geliştirilen araştırma formu ve internet bağımlılığı ölçeğinin kullanıldığını söyledi.
İlhan'ın verdiği bilgiye göre, toplumu temsil eden örneklemde yapılan araştırmada, katılımcıların yüzde 68,4'ü internet kullanırken, yüzde 31,6'sı internet kullanmıyor. İnternete en sık erişim yerleri yüzde 68.1 ev, yüzde 17 cep tel/tablet bilgisayar olarak dikkat çekiyor.
Katılımcıların yüzde 71.7'si masaüstü/dizüstü bilgisayara sahipken, bu bilgisayarların yüzde 88.1'inde internet bağlantısı bulunuyor. Katılımcıların yüzde 90,3'ü cep telefonuna sahip iken, yüzde 48,2'sinin telefonunda internet bağlantısı bulunuyor. Tablet bilgisayar, katılımcıların yüzde 18,7'sinde bulunuyor ve bunların yüzde 18'inde internet kullanılıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 38,1'i işyerinde internet kısıtlaması olması gerektiğini düşünürken, yüzde 39,4'ü kısıtlama olmaması gerektiğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 38,8'i internet içeriğinin kısıtlanmaması gereken serbest bir yer olduğunu düşünürken yüzde 36,4'ü tam tersini düşünüyor. Kanunlara aykırı olan içeriklerin internette kısıtlanması gerektiği düşüncesi yüzde 66,8 ile "evet" olarak belirtilirken, yüzde 23,4 ile "hayır" olarak ifade ediliyor. Katılımcıların yüzde 68,3'ü ahlaksız içeriklerin internette kısıtlanması gerektiğini düşünürken yüzde 22,2'si kısıtlanmaması gerektiğini belirtiyor.
-Katılımcıların yüzde 26'sı hiç internet kullanmıyor
Araştırma sonucuna göre, katılımcıların yüzde 47.8'i düzenli olarak internet kullanırken, yüzde 26.5'i hiç internet kullanmıyor. İnternet kullanım süresine bakıldığında katılımcılar yüzde 48.8'i 0-9 saat, yüzde 30.3'ü 20 ve üzeri saat haftalık internet kullanıyor.
Araştırmaya katılanların interneti en çok kullanma amaçlarının dağılımı incelendiğinde, katılımcıların yüzde 34.4'ü sosyal, yüzde 25.2'si haber, yüzde 13'ü oyun için, interneti kullandıklarını belirtiyor.
Katılımcıların yüzde 20,9'u kendisini internet bağımlısı olarak görürken, yüzde 79.1'i internet bağımlısı olarak görmüyor. Araştırmada kullanılan internet bağımlılığı ölçeğine göre ise katılımcıların yüzde 18,2'si muhtemel internet bağımlısı ya da internet bağımlısı olarak çıkıyor.
Bağımlılık 16-24 yaş grubunda, erkeklerde, bekarlarda, ortaokul ve lise mezunlarında, işsizlerde, aylık geliri bin TL'nin altında olanlarda ya da 5 bin TL'nin üzerinde olanlarda daha fazla görülüyor. Sırasıyla oyun, pornografi ve sosyal amaçlı internet kullananlarda bağımlılık daha fazla çıkıyor.
-"Sosyalleşme ihtiyacı sosyal paylaşım sitelerinde gideriliyor"
Araştırma sonucunu yorumlayan Prof. Dr. İlhan, sonuçlar bireylerin eğitim ve bilinç düzeyleri azaldıkça amaç dışında internet kullanımının ve buna bağlı olarak internet bağımlılığının arttığını gösterdiğini belirtti.
İnternet bağımlılığı oranını azaltmak için öncelikle bireylerin bilinç düzeyinin yükseltilmesi gerektiğinin altını çizen İlhan, şunları kaydetti:
"Kişilerin sosyalleşme ihtiyacı arttıkça ve bu ihtiyacı internet dışı ortamlardan karşılama olanağı bulamadıkça insanlar özellikle sosyal paylaşım sitelerine eğilmektedir. Bu da giderek artan bağımlılık gelişimine yol açmaktadır. Bu durumun önüne geçebilmek için bireylerin sağlıklı ortamlarda gerektiği şekilde sosyalleşmesi gereklidir. İnternet bağımlılığının ön planda görüldüğü yaş grubu dikkate alınırsa bağımlılıkların engellenmesinde ailelere büyük rol düşmektedir.
İnternet çoğu insanın sosyal hayatının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu nedenle internet bağımlıların hayatından interneti tamamen çıkarmak yerine; bağımlılara, doğru internet kullanımı anlatılmalıdır. Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi internet bağımlılığında da ailenin ve kişinin bilgilendirilmesi ve uyarılması bağımlılığın önlenmesinde önem bir adımdır. Önlemlerdeki esas amaç, bir yandan kişinin internet kullanım sebeplerini ortaya çıkararak bu sebepler üzerinde çalışmak, bir yandan da kişinin hayatını programlamak ve internet başında geçireceği zamanı azaltmak için dışsal kontroller geliştirmektir."