AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Balta, Türk tarımındaki gelişmeler, gübre üretimi ve şirketinin finansman ve yatırımları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Gübrenin Türk çiftçisine girdi maliyetinin yüzde 10-12 civarında olduğunu dile getiren Balta, gübrenin doğru miktar ve formülle kullanıldığı zaman yüzde 50'ye varan bir verim elde edilebildiğini kaydetti. Çiftçi kesiminde gübre fiyatlarının sık sık pahalı bulunduğunu anımsatan Balta, devletin tarım alanındaki teşviklerini her geçen yıl artırdığını ifade ederek, şunları dile getirdi:
"İnsanlarımız çiftçi kayıt sistemine üye olmadıkları için devletin teşviklerinden yararlanamıyorlar. Geçen sene Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sadece 9 milyar lira çifçiye teşvik adı altında bir sürü ödeme yaptı. Bu sene bu miktarı 13 milyar liraya çıkardı. 13 milyar lira 6,5 milyar dolar demek. Gübrenin zaten Türkiye'deki cirosu 3 milyar dolar. Tarım Bakanlığı fazlasıyla gübreyi karşılamış oluyor, ancak insanlarımızın bir alışkınlığı var her şeyden şikayet ederler. Çiftçiler mazotun zammının faturasını da gübreye yıkarlar. İnsanlarımız bilinçsiz bir şekilde şikayet ediyor. Bilinçli hareket edilecek olsak verimlilikten gübrenin de mazotun da maliyetini çıkarırız."
- "Türkiye ekonomisi yüzde 4 büyürken gübre tüketimi yüzde 8,5 büyüdü"
Geçen yılın bütün sektörlerde olduğu gibi gübre sektörü için de sıkıntılı geçtiğini anlatan Balta, kurdaki oynaklığın sektöre zorlu bir dönem yaşattığını belirtti.
Gübrenin hammaddesi olan azot, fosfat ve potasyum gibi kaynakların Türkiye'de bulunmaması nedeniyle ithalata bağlı bir sektör olduklarını söyleyen Balta, şöyle devam etti:
"Kur etkisinin en fazla etkilediği sektör gübre sektörüdür. Çünkü gübre dövizle alınır Türk Lirası ile satılır. Dolayısıyla fiyatlara bu artışların yansıması daha etkin olur. Dövizle alıp da belli bir vadeyle Türk Lirası'yla satmak bizim için risktir. Büyük bir kitleye hitap etmemizden dolayı belli bir miktar gübreyi stoklarımızda bulundurmamız gerekiyor. O bizim için risk olabilir.
Bu riskleri karşılayabilmek için döviz hareketlerini çok yakından takip edip döviz artışlarını fiyatlara yansıtmak zorunluluğu doğuyor. Biz gübreyi ithal ederek, hammaddeyi ithal ederek burada ürettiğimiz gübreyi tarım alanlarında insanlarımızın kullanması sonucunda bir verimlilik elde ediliyor. Bu verimliliği ihraç edebiliyoruz. Diyelim ki 3 milyar dolarlık bir ithalat gerçekleşiyorsa bunun karşısında Türkiye tarım ürünlerinde yaklaşık 17-18 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştiriyor.
Yurt dışından aldığımız gübreyle burada kaliteli verimli bir domates veya narenciye yetiştiriyorsunuz bunu da iyi bir fiyatla ihraç ediyorsunuz. Tümüyle ithal diye gübreyi almamazlık yapamayız. Toprakların buna ihtiyacı var. Gübrenin bir kısmını üretiyoruz, bir kısmını da direkt emtia olarak dışarıdan ithal ediyoruz."
- "1 milyon 667 bin ton gübre satışı gerçekleştirdik"
Şirket olarak seneyi başarılı bir grafikle tamamladıklarını dile getiren Osman Balta, "Özellikle yıl sonunda seçimlerin yaklaşması nedeniyle piyasaların seçimlerin oluşturduğu hareketlilikten, gerginlikten etkilenmesinden dolayı kur zararları yazdılar ama genel olarak GÜBRETAŞ için iyi bir sene oldu. İnşallah 2014 yılının da 2013'ten daha da iyi olacağını düşünüyorum. Hedefimiz her zaman seneyi bir önceki seneden daha iyi bir şekilde tamamlamak" diye konuştu.
Sektördeki büyümeden memnun olduklarını aktaran Balta, GÜBRETAŞ'ın 2013 finansal sonuçlarına da değinerek, şunları aktardı:
"Türkiye'de 2013 gübre tüketimi toplamda yüzde 8,5 büyüdü.Türkiye'nin kendi ekonomik büyümesi yüzde 4 olarak gerçekleşti. Ama gübre tüketimi yüzde 8,5 olarak gerçekleşti. Geçen sene 5,8 milyon ton bir tüketime ulaşıldı. 2013 yıl sonu itibariyle pazarı lider olarak tamamladık. Konsolide ciroyu geçen senenin yaklaşık yüzde 3 civarında önünde tamamladık. Miktarsal olarak da yaklaşık yüzde 7,3 önünde tamamladık, yani 1 milyon 667 bin ton gübre satışı gerçekleştirdik. Bu bir önceki sene 1 milyon 551 bin tondu. GÜBRETAŞ, 62. yılını da bir önceki seneye göre bütün senelerin rekorlarını miktarsalda da ciroda da rekor kırarak tamamlamış oldu. Biz de hemen hemen Türkiye'ye paralel olarak tamamlamış olduk yılı."
Son 5 yıldır yurt dışı yatırımların borcunu ödedikleri için temettü dağıtamadıklarını hatırlatan Balta, "İran'daki yatırımımızın borcunu tümüyle geçtiğimiz sene nisan ayında tamamladık. Yaklaşık 657 milyon dolar İran Özelleştirme İdaresine ödendi. 62. Olağan Genel Kurulu'nda 2013 net karından 66,8 milyon liranın ortaklara temettü olarak dağıtılması kararı alındı. Temettü gelirleri hissedarlara 30 Mayıs'ta ödenecek" bilgisini de verdi.
- İran'daki yatırımlar
GÜBRETAŞ'ın İran'daki yatırımı olan Razi şirketi ile borcun kapandığını da paylaşan Osman Balta, "Razi'nin 5 yıllık ödeme planı vardı 10 taksitte ödendi senelik 2 taksit halinde ödeme yapıldı 5 yılda tamamlandı" diye konuştu.
İran'daki tesislerde önemli rehabilitasyonlar yaptıklarını ve kapasite kullanım oranlarını iyileştirdiklerini belirten Balta, şöyle devam etti:
"İran'da halihazırda devam eden yatırımlarımız var 2012 yılı sonunda orada Razi'nin bulunduğu bölgede fosforik asit üreten fabrikanın yüzde 87,5'luk kısmını satın aldık. 2013 yılında da kalan yüzde 12,5'luk kısmını satın aldık. Bu tesisi satın alarak gerek İran'ın iç piyasasına gerekse yurt dışına Diamonyum Fosfat (DAP) gübresi üretip satabileceğiz. İran'daki üretimimizin yüzde 25-30'luk kısmı iç piyasaya gidiyor, kalanı da ihracat yapılıyor.
İhracatlar ağırlıklı olarak İran'dan Uzak Doğu'ya gidiyor. İran yatırımı ilk başta bizim için riskli bir yatırımdı, İran'ın özel konumu itibariyle olsun Avrupa ve ABD ile ilişkileri açısından olsun. Biliyorsunuz bir ambargo süreci yaşadık. Bu süreç biraz gevşedi. Bu ambargonun tamamiyle kaldırılacağını düşünüyoruz. İran'ın bu özel durumlarına rağmen GÜBRETAŞ'ın böyle bir yatırım içerisine girmesi önemli, ülkemiz açısından da önemli Türkiye'nin en büyük dış sanayi yatırımı olarak gerçekleşti. GÜBRETAŞ için de önemli bir yurt dışı açılımı oldu."