Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 82. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı, bankanın İdare Merkezi Konferans Salonu'nda yapıldı.
Banka Meclisi ve Denetleme Kurulu'nun 2013 hesap yılına ait raporları ve kar dağıtımı ile ilgili teklif, Denetleme Kurulu Raporu'nun okunmasının ardından kabul edildi.
Banka hissedarı Selahattin Ergüden, raporlara ilişkin yaptığı konuşmada, liranın simgesini "ucube" olarak nitelendirerek, Türk Lirasını temsil etmediğini ve simgenin artık kullanılmamasını istedi. Yıllık raporun siyah karakterler ve okunabilir büyüklükte olmasını talep eden Ergüden, bankanın yapısına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Ergüden, bankanın özerkliğiyle ilgili eleştirilerde bulunarak, "Para işleriyle siyasetin alakası yoktu. Sayın başkanlar müstakil olsaydı bu şekilde kararlar almaz, iktisadi kurallara göre kararlar alırlardı. Bankanın bağımsız olması şarttır, hükümetin siyasi bir kolu olarak çalışırsa hiçbir şeye cevap verilemez. Merkez Bankası bağımsız değil, Hükümet'in emriyle çalışmaktadır. Siyasetin girdiği yerde hiçbir şey olmaz" dedi.
Banknotların basımındaki tercihleri de eleştiren Ergüden, "Bizim paramızda Atatürk'ten sonra bir çok resim geldi. İkinci resmin kim olduğu, neden konduğu izah edilemez. Bayrağımızı değiştirmeyiz. Bayrağı değiştirmekle para üzerindeki resmi değiştirmek aynı şeydir" diye konuştu. Ergüden, bazı hissedarların uzak yerlerden geldiklerini ifade ederek, bankanın bir misafirhane sahibi olmasının önemli bir kolaylık olacağını söyledi.
Ergüden, konuşmasında, Başçı'ya, "Bankada ne kadar altınımız var görebilir miyiz" diye sordu.
- "Varlık içinde yokluk çekiyoruz" -
Adnan Bahar da sermaye artırılmadığı için hissedarlar olarak varlık içinde yokluk çektiklerini ifade etti. Bankanın 6 bin civarında ortağı olduğunu dile getiren Bahar, bankanın borsada bir tahtası olmasını ve bankaya gerçek değerin piyasa tarafından verilmesi gerektiğini savundu.
Sermaye artırımı ve hissedarlara ödenen karın artırılması konusunda verilen sözlerin tutulmadığını dile getiren Bahar, "3 bin lira alacağız diye Genel Kurul'a gelip el kaldırıyoruz. Bu toplantı için 50-100 bin lira ödeniyor. Yapılmasın, kasada kalır, cari açığın kapatılmasına bizden bir katkı olur. Kul hakkı olduğu için hakkımı helal etmiyorum. Artık anlamı yok, Genel Kurul da yapılmasın. Bir sadaka veriyorsunuz bari makasta adil olun, canımız acıyor" diye konuştu.
Bahar, banka yönetimindeki görevden alma iddialarına ilişkin, "Yönetimden bir şikayetim yok başarılarının devamını diliyorum. Üstümüzdeki kişilerin tasarruflarına da saygı duyuyorum" dedi. Bahar, şikayetlerini ortadan kaldırmak için hissedarlara birlikte hareket etme çağrısı yaptı.
- "Bankanın 6 bin 461 hissedarı var" -
Erdem Başçı, bankanın 6 bin 461 hissedarı bulunduğunu, bunların 4 bin 936'sının sadece bir hisseye sahip olduğunu söyledi. Bunların nominal değerinin de son derece düşük olduğunu dile getiren Başçı, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla kuruşlar mertebesinde temettü alınması söz konusu olabiliyor. Pek çok hissedar bunları almıyorlar bile. Kamuoyunda yanlış bir algı var; Merkez Bankası çok kar ediyor, onun önemli bir kısmını özel kişilere, kuruşlara veriyor. Bu kesinlikle yanlış. Tam tersine böyle bir gerçek var.
TBMM'nin bu konuyu çözmesi gerekiyor. Anladığım kadarıyla yoğun bir gündem vardı yakın dönemde, gündeme gelemedi. Bu konuda bir çalış yapılması gerekiyor ve yapılacaktır diye ben ümit ediyorum. TBMM'nin çözmesi gereken bir konudur bu. Çözmenin değişik yolları var, onlardan birisini değerlendirirler diye tahmin ediyorum. Sonuçta burada nominal bir sınır var, verilebilecek temettü üzerinde yüzde 12'lik bir sınır var o da 3 bin lira yapıyor. Bütün hissedarlarımıza verebileceğimiz aslında 3 bin lira geri kalan vergi olarak Maliye Bakanlığına ve temettü olarak da ihtiyatları azaldıktan sonra Hazine Müsteşarlığımıza gidiyor. Bunun bir gerekçesi var çünkü biz burada bir kamu imtiyazı kullanıyoruz, bir tekel var. Para basma yetkisi sadece Merkez Bankasına ait. Kamu imtiyazı olduğu için özel ortaklara çok fazla kardan pay verilmemesi makul ama orada da bir ölçü, ayar meselesi var. Kuruşlar mertebesinde olması da gerçekten çok kabul edilebilir bir durum olmayabilir. Bunu kanun değişikliği ile çözmek mümkün."
Enflasyonun parasal bir olay olduğunu ifade eden Başçı, bu konuda ne kadar parasal genişlemeye gidildiğinin belirleyici olduğunu söyledi. Başçı, basılan paranın kendisini doğrudan doğruya enflasyon olarak göstermediğini, bir kısmının reel büyümeyi karşıladığını, ayrıca paraya olan talep arttığında da enflasyon yaratmayacak bir ilave genişleme olabileceğin belirtti.
Reel büyümenin ve reel para talebinin ötesinde para basılmasının enflasyon olarak deneceğine işaret eden Başçı, bunu bilanço ile takip etmenin faydalı olacağını dile getirdi. Başçı, "Türkiye ne zaman aşırı miktarda parasal genişleme yapmış enflasyon aşırı yüksek olmuş. Daha makul parasal genişleme yaptığında daha makul enflasyon olmuş" dedi.
Özerklik ve Merkez Bankası'nın kararlarına yönelik eleştirilere de yanıt veren Başçı, şunları kaydetti:
"Banka Meclisi'nin kendi yetkisi çerçevesinde kararları almıştır. Bu Türk Lirası simgesinde de böyledir, paranın üzerindeki resimlerde de böyledir. Sorumlusu da Merkez Bankası'dır. Simge konusu kişiden kişiye değişebilir ama vatandaşlarımız tarafından ilk günden itibaren benimsendi. Böyle bir simge pek çok ülkede var ama Türkiye'de yoktu. TL de kısaltma olarak hala kullanılabilir. Yakın zamanda böyle bir çaba Rusya'da oldu ve Rusya'da parasına bir simge edindi, Hindistan'da var. Durmuş Bey'in bu konuda ilk günlerde bir yorumu vardı simgenin beğenilmesiyle alakalı, 'Eyfel kulesini de ilk yapıldığında kimse bir şeye benzetememişti ama zaman içerisinde çok beğenilir oldu. Ona benzer bir seyir izliyor Türk Lirası simgesi de. Vatandaşlarımız kullandıkça gözümüz alışıyor. Oradaki eğimin yukarı doğru olması da aslında Türkiye'de büyüyen bir ülke olduğumuzu sembolize eder. Avrupa'da avronun çift çizgisi yatay, büyümüyor. Bizimki yukarı doğru gidiyor ve büyüyor diye okunabilir."
Konuşmaların ardından Banka Meclisi Üyeleri ve Denetleme Kurulu ibra edildi
- "Altınlar aynen duruyor" -
Bankanın kanundaki değişikliklerin bankanın esas mukavelesinde değişiklik yapılmasına ilişkin gündem maddesi görüşülerek kabul edildi.
Erdem Başçı, değişikliklere ilişkin Genel Kurulu bilgilendirirken, Merkez Bankasının mülkiyetindeki altınlarda eski Başkan Durmuş Yılmaz'ın zamanından bu yana hiçbir değişiklik olmadığını, "Gördüğünüz altınlar aynen durmaya devam ediyor" dedi.
Başçı, Türk Eximbank üzerinden ihracatçılara verdikleri reeskont kredilerinin vadesinin 4 ayla sınırlı olduğunu, kanun değişikliği ile "Banka Meclisi'nin takdiriyle vadeyi belirler" noktasına geldiklerini, fiilen de 8 ayı uyguladıklarını söyledi.
(Bitti)