Zeybekci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek faiz oranlarının üretime, istihdama, tüketime ve ihracata zarar verebileceğini, Türkiye'nin bütün ekonomi çarklarının yavaşlamasına ve durmasına neden olabileceğini belirtti.
Türkiye'de, seçim öncesinde yaşanan siyasi belirsizlik ve spekülatif amaçlı bazı gelişmeler dolayısıyla Merkez Bankasının tedbiren faiz artışına gittiğini anlatan Zeybekci, o dönemde yapılan faiz artışının da beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini söyledi.
Zeybekci, milletin yerel seçimlerde, siyasi ve ekonomik istikrarın devamı yönünde güçlü bir irade beyanında bulunduğunu, böylelikle faiz artışının gerekçesi olan siyasi riskin ortadan kalktığını kaydetti.
Yerel seçimler sonrasında, piyasaların da siyasi risk olmadığı yönündeki mesajı algıladığını, faizlerde aşağı, TL'nin değerinde ise yukarı doğru bir eğilim görüldüğünü ifade eden Zeybekci, Türkiye'nin yüksek faiz yükünden kurtulması gerektiğini vurguladı.
-"Milli gurur meselesi olarak algılıyoruz, bu yanlış"
Bakan Zeybekci, kur politikası ve TL'nin değerine ilişkin de şunları kaydetti:
"TL'nin değerli olmasını, sanki milli gurur meselesi olarak algılıyoruz, halbuki bu yanlış. 30 yıldan beri dünya, Çin'in milli parasının değersiz olduğunu ve bunun haksız rekabet yarattığını söyler. Çin, buna karşı direnir ve para biriminin değerini yükseltmez. Bu sayede kendine avantaj sağlar. Çin, 30 yıldan beri ihracat ve büyümede rekorlar kırdı. Dünyanın en büyük ihracat rakamını Çin elinde tutuyor.
Türkiye, yeni bir kur seviyesi oluşturdu. Yani 1,80'ler ile 2,15'ler seviyesinde. Bunu enflasyona da yansıttı, maliyetlerini de aldı. Bundan sonraki süreçte, Türkiye'nin ihracatını destekleyen ve teşvik eden, ithalatı da cazip olmaktan çıkaran kur seviyesinin 2,15-2,25 (dolar) aralığı olduğuna inanıyoruz. Bunun altındaki kur değerinin, TL'nin değerlenmesinin Türkiye'de ihracatı değil, ithalatı teşvik edeceğini, dış ticaret açığımızı artırma eğilimi göstereceğini düşünüyor ve dolayısıyla cari açığımıza iyi gelmeyeceğine inanıyoruz. Merkez Bankamız, dolar-TL kuru 2,30 üzerine çıktığında, milyar dolarlık satışlarla rezervlerinde azalışa gitmişti. Şimdi, 2,15 altındaki seviyelerde alım müdahalesi yapmasının, Türk ekonomisi ihracatı ve büyümesi için yararlı olacağını düşünüyoruz."
İhracatı, üretimi, istihdamı ve artan gelirle birlikte tüketimi artırarak milli büyümeyi sağlamayı arzu ettiklerini anlatan Zeybekci, "İhracat artışını sonuna kadar zorlamamız gerekiyor. 1 lira =1 doların, Türk ekonomisi için çok zararlı olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Zeybekci, Türk işadamlarının Bosna Hersek'e yatırım yapmasını istediklerini de dile getirdi. "Türk ekonomisinin menfaatleri, buralarda olmamızı gerektiriyor" diyen Zeybekci, hammade, ara malı ve enerji ihtiyacının sürdürülebilir şekilde garanti altına alınması için gerekli imkanları Bosna'da gördüklerini söyledi.
Bosna Hersek ekonomisinin canlanması bakımından da bu ülkede faaliyet gösteren Ziraat Bankası tarafından sağlanan kredi imkanlarının küçük esnaf açısından fon niteliği taşıdığını anlatan Zeybekçi, bu kredilerin değerlendirilmesi tavsiyesinde bulundu.