Dolar

34,9542

Euro

36,6146

Altın

3.021,23

Bist

10.058,63

YSK için sürekli çalışan kurul önerisi

YSK için sürekli çalışan kurul önerisi

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-10 08:27:41

YSK için sürekli çalışan kurul önerisi
MELDA ÇETİNER- TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) sürekli çalışan bir kurul haline getirilmesi ve oy kullanma tekniklerinin gözden geçirilmesi önerisinde bulundu.

Kuzu, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, YSK'nın anayasal kurum olduğunu hatırlatarak, birçok ülkede yasalarla düzenlendiğini, Türkiye'de ise 1960'dan sonra "1960 öncesine tepki olarak" oluşturulduğunu ifade etti.

YSK'nın, Yargıtay ve Danıştay'dan hakimlerden oluştuğuna dikkati çeken Kuzu, "Asli görevleri bu değil. Bunu yan görev olarak yapıyorlar. Kurulu sürekli hale getirmek lazım. Çünkü Türkiye'de seçim bitmiyor; biri bitiyor, diğeri başlıyor, sık sık seçim oluyor. Meslek odaları seçimleri de hakim nezaretinde yapılıyor. Böyle olunca, oralarda da itirazlar oluyor ve bu yıllarca sürebiliyor. Bu nedenle daimi hale getirmek lazım. Tabii yine hakimlerden oluşacak" diye konuştu.

Türkiye'de her türlü itiraza rağmen genel anlamda seçimlerin iyi gittiğini anlatan Kuzu, "Oylar çalındı, atıldı deniyor. Az, çok oluyor ama bunların sistematik, planlı, programlı olarak, oyların birinden alınıp diğerine yazılması, yakılması gibi iddialar afaki şeylerdir. Buna inanmamak lazım. Türkiye'de 1946 seçimi hariç, seçimler hep güvenceli geçmiş. 1950 öncesinde oylar açık veriliyordu, sayım gizli yapılıyordu. Ama açık sayım ve hakim güvencesinden sonra bu konuda bir şey olmadı" dedi.

Kuzu, Türkiye'de en sıkıntılı konunun "nasıl yaparız da oyu geçersiz kılarız" yaklaşımından kaynaklandığını, oysa tam aksi olması gerektiğini savunarak, şöyle konuştu:

"(Ne yaparız da oyu geçerli kılarız) anlayışı hakim olmalı. Vatandaşın iradesine en yakın, bir partiye oy verdiğini bildiriyorsa o mutlaka geçerli olmalı. Efendim 'iki-üç bastın geçersiz, partinin kafasına, kenarına vurdun geçersiz...' YSK, bu seçimlerde geçersiz oy sebebiyle iflas etti ve sınıfta kaldı. Yaklaşık 2 milyon oy gitti, geçersiz sayıldı. Bugüne kadar en çok 900 bin oy hesaba katılmamıştı. Bu felaket bir şey. Avrupa'da bunlara rastlaman mümkün değil. Vatandaşın kültür seviyesi, eğitim durumu nedeniyle bunları anlıyorum ama yine de Türk milleti o kadar karışık seçimlerde çok güzel oy kullandı. Sandıkları çok dolaştım, bu tür geçersiz sayılan oyların yüzde 80'i AK Parti'ye ait. Bizim seçmenimiz daha halka dayanan, elit olmayan, zengin olmayan gruptur. Sağduyu sahibi bize oy veriyor, parası olan, biraz elit olan bize vermiyor. Oy kullanırken muhtar kağıtlarını da diğer oy pusulaları ile aynı zarfa konulduğu için oylar geçersiz sayıldı. Geçersiz oyların bir milyonu buradan oldu. Bunu neye dayanarak çıkarıyorsun? Evet yasada 'farklı tür seçimlerin aynı zarfa konulduğunda geçersiz sayılacağı' ifade ediliyor ama bunlar farklı tür değil, aynı tür seçim... Biz bunu YSK'ya bildirdik ama talebimiz reddedildi. Vatandaşın iradesi nerede kaldı? Burada YSK'nın çok büyük hatası var."

-"​Demokraside bir oy bir oydur mantığı seçim yetkililerinde yok"

Oy kullanma tekniklerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunan Kuzu, kırtasiye ne kadar aza indirilirse o kadar sağlıklı seçim yapılabileceğini söyledi.

Kuzu, muhtar pusulasının da diğer zarfın içine konulabileceğini ve geçerli sayılabileceğini, belki bunları yasaya koymak gerektiğini dile getirerek, "Ayrıca mühür meselesi var. Mührün daha düzgün yapılmasını geçen seçimde ilettik. Mührün yok mu Türk işi hali... Nasıl bir mühür? Güya pratik olsun diye yapılmış ama bir çok oy da mühürden dolayı geçersiz sayıldı. Demokraside bir oy bir oydur mantığı bizim seçim yetkililerinde yok. Nasıl yaparız da geçersiz sayarız var. Partiler ister ki muhalefetten ya da iktidardan bir oy gitsin ama hakem olarak senin ne işin var, geçerli mi geçersiz mi kararını sen vereceksin. Sen ilke kararını düzgün almalısın. Nitekim muhtar kağıtlarının aynı zarfa konulması durumu kimi sandıklarda geçersiz, kimilerinde geçerli sayıldı. Birlikte kullanılabilir, tasnif ederken ayrılır" diye konuştu.

Geçmiş yıllarda yapılan yasal düzenlemeyle mektupla oy kullanmayı getirdiklerini ancak hükmün Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini hatırlatan Kuzu, bunun, Kuzey Avrupa ülkelerinde dışarıdaki seçmen için çok kullanılan yöntem olduğunu kaydetti.

Seçmenlerin yurt dışında bulundukları yerlerde oy kullanması imkanı getirildiğini, bunun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanacağını anlatan Kuzu, "Honduras'ta 10 Türk vatandaşı varsa, orada nasıl sandık kurulacak? Mektupla da oy kullanamayacak. Elin Avrupalısı bunu yapıyor, sen niye yapmıyorsun?" diye sordu.

-"Elektronik oylama

Kuzu, elektronik oylama yönteminin de yasada olduğunu hatırlatarak, "YSK bunun alt dizaynını yaparsa mümkündür. Herkesin parmak izini alınacak. Makine bunu tanıyacak. Seçmen oyunu parmak iziyle kullanacak. Seçmen kimi istiyorsa partilerin üzerine basar. O zaman sayım da anında olur. Sandık açıldığında sayım bitmiş olur. Ama burada çok güvenceli olması lazım. Burada yetkililer gelip anlattılar ama Komisyon tatmin olmadı" dedi.

YSK'nın yeniden düzenlenebileceğini, tarafsız, işi seçim olan bir kurul olması gerektiğini belirten Kuzu, bunun için Anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu hatırlattı. YSK'nın 60 yıllık seçim tecrübesine sahip olmasına rağmen hala sorunlu olduğunu belirten Kuzu, "YSK için RTÜK benzeri bir modelin çok doğru olmayacağını" söyledi.

Kuzu, "Orada oylama yapılacak. AK Parti'den 4, CHP'den 2 şeklinde...Bu hoş bir tablo çıkarmaz. Her partinin kurulda işleri takip eden üyeleri var, oylamaya katılmıyor ama bir şey olursa itirazını dile getiriyor. Sorun üyelerin oylama yapılırken vereceği karar...Partili olursa olmaz. RTÜK gibi olmaz. RTÜK'te bir karar alırsın yarın onu düzeltirsin ama seçim öyle değil. Kesin karardır verilen" dedi.

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara