Dolar

34,8748

Euro

36,6219

Altın

3.048,53

Bist

10.058,47

Dünya Kalp Haftası

Dünya Kalp Haftası

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-08 07:46:01

Dünya Kalp Haftası
Kalp hastalıklarının görülme sıklığı son yıllarda hızla artmasına karşın tıpta ve teknolojide yaşanan gelişmeler sayesinde kalp hastalıklarının tedavisi gelişiyor ve kalpten ölüm oranları giderek azalıyor.

Acıbadem Hastanesi'nden yapılan açıklamada, kalp hastalıklarının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ölüm nedenleri arasında başı çektiği ve ani ölüm nedenleri arasında da ilk sırada yer aldığı ifade edildi.

Artık çocukluk yaşlarına kadar inen hareketsizlik, obezite ve sağlıksız beslenmenin kalp hastalıklarına davetiye çıkardığı belirtilen açıklamaya göre, hazır gıda tüketimi ve sigaranın yanı sıra stres de kalbi vuran faktörler arasında bulunuyor. Bu nedenle kalp hastalıklarının görülme sıklığı son yıllarda hızla artıyor. Buna karşın tıpta ve teknolojide yaşanan gelişmeler sayesinde kalp hastalıklarının tedavisi hızla gelişiyor ve kalpten ölüm oranları giderek azalıyor.

- İğne deliğinden kalp tedavisi

Açıklamada görüşlerine yer verilen Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı ve Acıbadem Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Sinan Dağdelen, 12-18 Nisan Dünya Kalp Haftası öncesinde kalp hastalıklarına dair bilgiler verdi.

Türkiye'de yaklaşık 3 milyon koroner kalp hastası bulunduğunu ve her 7 kişiden birinin de kalp krizi riskiyle karşı karşıya olduğunu aktaran Dağdelen, kalp hastalıklarının ani ölüm nedenleri arasında da başı çektiğini ve sinsi bir şekilde can alabildiğini, bu nedenle kalbin ürkütücü ve korkutucu bir organ olarak algılandığını ifade etti.

Buna karşın son yıllarda tıpta ve teknolojideki gelişmeler sayesinde tedavi yöntemlerinin de hızla geliştiğine işaret eden Dağdelen, artık tek bir iğne deliğinden girilerek kalp hastalıklarını tedavi edebilmenin mümkün olduğunu belirten.

Hastanın bir yerini kesmeden, biçmeden, kanatmadan kasık damarlarından veya kol damarlarından girmek suretiyle invaziv yani ameliyatsız tedavi yöntemlerinin yaygınlaştığını anlatan Dağdelen, şunları kaydetti:

"Bu şekilde kalp kapakçıkları, kalp damarları, akciğer damarları ve kalpteki deliklerle ilgili tedavi yöntemleri hızla gelişiyor. Aynı zamanda kalpte uygulanan pil tedavisi denilen yöntemle, pille kalpteki bazı hastalıkları tedavi edilebiliyor. Kalpteki bazı anormallikleri ısıtarak, yakarak tedavi etmek de mümkün oluyor. Damarlarda bazı bölgelerdeki aşırı adrenalini kontrol etmek için, kalbi ve tansiyonu rahatlatmak için yaptığımız tedavi yöntemleri var. Bunların hepsini invaziv tedavi yöntemleri dediğimiz kanatmadan ve kesmeden, ameliyat etmeden kateterizasyon sayesinde tek bir iğne deliğinden yapmak mümkün."

- Hastalığın görülme sıklığı artıyor

Geçmişte hastane içi kalp krizinden ölümler yüzde 15 seviyelerinde iken bugün bu oranın yüzde 2 seviyelerine kadar gerilediğinin bilgisini veren Dağdelen, bir kalp krizi hastası ne kadar erken teşhis edilir, ne kadar erken hastaneye ulaştırılır ve ne kadar erken doğru kateterle ilgili tedaviye başlanırsa o hastanın ölüm oranının o kadar düşürüldüğünü vurguladı.

"Artık biz hasta insandan korkmuyoruz, teşhis edilmemiş ve geç kalınmış insandan korkuyoruz" diyen Dağdelen, buna karşın günümüzde genç yaşlı demeden kalp hastalıklarının görülme sıklığının giderek arttığına işaret etti.

Dağdelen, çocuk yaşlardan itibaren hareketsiz yaşam tarzındaki artış, spor yapma alışkanlığının olmaması, kötü ve hazır beslenme, hazır gıdalarla kontrolsüz beslenme ve sigaranın kalp hastalıklarının görülme sıklığını artırdığını, hatta küçük yaşlara çektiğini ifade etti.

- Kalbimizi vuran faktörler

Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalbi vuran faktörleri ise tuzlu, şekerli ve aşırı yağlı gıda tüketimi, lezzeti artırıcı aromalar ve birçok katkı maddesi içeren hazır gıdalar, egzersiz yapmamak, hareketsiz yaşam tarzı, fazla kilo, sağlıksız beslenmek ve kalple ilgili sinyalleri dikkate almamak olarak sıraladı.

Aşırı stresin de kalp üzerinde son derece olumsuz etkisi olduğuna dikkati çeken Dağdelen, "Stres demek adrenalin demek. Adrenalin demek ise damar ve organ hasarı demektir. Bir vücutta bazal olarak yükselen adrenalin seviyesi ne kadar fazlaysa o kişinin organlarının ve damarlarının ve kalbinin maruz kaldığı stres de o derece fazladır" ifadelerini kullandı.

Dağdelen, aşırı stresin organların daha erken yaşlanmasına, hücrelerin daha erken bozulmasına ve daha erken ölmesine neden olarak pek çok hastalığa davetiye çıkardığını da kaydetti.

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara