Başçı, Kayseri Sanayi Odası'ndaki (KAYSO) "Para Politikaları" toplantısında, sıkı para politikasının alınan makro ihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle tüketici kredilerinin yavaşlamaya devam ettiğini söyledi.
Parasal sıkılaştırmanın enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin belirli bir gecikmeyle gözlenebileceği değerlendirildiğinde enflasyondaki düşüşün haziran ayından sonra başlayacağını öngördüklerini belirten Başçı, ihracatın büyümeyi desteklemesini beklediklerini vurguladı.
Küresel büyüme oranlarının gelişmiş ülkeler kaynaklı olarak arttığına dikkati çeken Başçı, gelişmekte olan ülkelerde büyüme hızlarında bir miktar yavaşlama söz konusu olduğunu ifade etti.
Buna rağmen gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğuna belirten Başçı, şunları kaydetti:
"Bu böyle kalmaya devam edecek. Geriden gelenler mutlaka daha hızlı büyüyecekler, Türkiye'de onlardan birisi. Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızındaki yavaşlama konjonktürel bir yavaşlama söz konusu. Özellikle Çin'de bu konu çok konuşuluyor. Dolayısıyla Türkiye'nin ihracatı açısından biz ihracat ağırlıklı büyüme diye bir endeksi takip ediyoruz. Orada son çeyrekte özellikle ihracat ağırlıklı büyümede bizim açımızdan yukarı doğru hareketlenme var, bu ihracatçılarımız açısından iyi haber. Avrupa açısından kıpırdanma diyebileceğimiz talep artışı söz konusu. Kıpırdanma dememizin sebebi Avro bölgesinde işsizlik çok az. İstihdam artışlarına bakıyorsunuz, yıllık bazda hala daha eksi bölgede. Fakat bir miktar son dönem aylık trendlere baktığınızda hafif bir istihdam artışları görülmeye başlandı."
Türkiye'de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla verilerinin açıklandığını anımsatan Başçı, yılın tamamı için yüzde 4 büyüme olduğunu, son çeyrekte ise önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4,4'lük artış söz konusu olduğunu dile getirdi.
- Ilımlı büyüme trendi devam ediyor
Buna ılımlı büyüme trendi adını verdiklerini ve bu durumun halen devam ettiğini belirten Başçı, şöyle devam etti:
"2013 yılında büyümenin belirleyicisi nihai yurt içi talep oldu. Biz daha dengeli bir büyüme olabilir dış talep de katkı yapabilir diye düşünmüştük fakat 2013 yılında özellikle Avrupa'dan gelen talebin zayıf olması ve bizim iç talebin bir miktar canlanması nedeniyle iç talep bazlı büyüme gördük. Burada 2014 yılında net ihracatın olumlu katkı yaptığı bir yıl görebiliriz. Böyle bir ihtimal var. Daha önce böyle 2 dönem oldu. 2008 Lehman krizi. Bu ciddi bir krizdi. Bir de Avro bölgesi borç krizi döneminde de yine ihracat büyümeye olumlu katkı yaptı. Fakat bu dönemde büyüme oldukça zayıftı. Lehman krizinde büyüme eksiydi. Avrupa bölgesi borç krizi döneminde de büyüme hızımız yüzde 2'lere kadar düşmüştü. Bu yıl enteresan bir yıl olacak. İç talep de çekinildiği kadar, endişelenildiği kadar zayıf değil. Fakat dış talepten olumlu katkı gelebilir. Burada Avro bölgesi çok önemli. Oraya yaptığımız ihracat ve diğer ülkelere yaptığımız ihracat iyi giderse bu sene büyümemiz daha hızlı olabilir. Yüzde 2,5'den daha yüksek bir büyüme görebiliriz. Dış talebin de katkısıyla. O nedenle bu yıl, belki nadir gördüğümüz bir durum ortaya çıkabilir. Dış talebinde, iç talebinde büyümeye katkı yaptığı ama ılımlı bir büyüme senaryosu makul gibi görünüyor. Erken konuşmamak gerekiyor gelişmeleri izlemek gerekiyor."
Türkiye'nin istihdam tarafının çok kuvvetli olduğunu istihdam artışının tahminlerin ötesinde olumlu geliştiğini kaydeden Başçı, işsizlik oranında da son aylarda bir düşüş yaşandığını vurguladı.
TMI endeksine göre de Türkiye'de 50'nin bir miktar üzerinde ılımlı büyüme görüldüğü belirten Başçı, "Oradaki büyüme hızı yüzde 2,2-5 büyümenin üzerinde bir trende işaret ediyor. 2,5'in üzerinde bir büyüme gelecek muhtemelen, 4'e daha yakın olabilir. Ama şartlar her an değişebilir. Şu anki durumu özetliyorum" diye konuştu.
Sanayi üretimi trendlerine bakıldığında da yüzde 4'lük büyümeyle uyumlu olduğunu ifade eden Başçı, şöyle devam etti:
"Özellikle aralık ve ocak ayında sanayi üretiminde gayet olumlu rakamlar geldi. Ocak ayında geçen yılın ocak ayına göre yüzde 10 reel bir artış var. Perakende satışlarda reel artış yüzde 10. Kuvvetli bir artış. Bu durum biraz bizi de şaşırttı. Eğer bir ülkede belirsizlik olursa tüketim genelde ertelenir, yatırımlar ertelenir, belirsizlik geçince tüketim ve yatırım harcaması yapılır şeklinde bir yaklaşım olur. Türkiye'de biz bunun olmasını bekliyorduk fakat olmadı. Özellikle tüketim tarafında dayanıklı tüketim malları bir kenara bırakırsak diğer harcamalar da kuvvetli seyretti Aralık, Ocak ayında. Bunun Şubat verisi çok önemli. Çünkü biz Şubat ayında alınan makro ihtiyati tedbirlerin etkisini göreceğiz. Bir de parasal sıkılaştırma tedbirlerinin etkisini göreceğiz. O veri de çarşamba günü açıklanacak TÜİK tarafından."
Her ne kadar kredi kartıyla taksitli satışlarda bir yavaşlama görülse de yine de toplam satışlarda aşırı bir yavaşlama yok gibi göründüğünü belirten Başçı, otomotiv sektöründe aşağı yönlü hafif bir dönüş olduğunu ancak aşağı yönlü riskleri de yine ihracatın sınırlayacağını söyledi.
(Sürecek)