ICG Türkiye ve Kıbrıs Projesi Direktörü Pope, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nda (TEPAV) düzenlenen "Bölünmüş Kıbrıs: Kusursuz olmayan bir gerçekle yüzleşmek" başlıklı konferansa katılarak, ICG'nin mart ayında konuyla ilgili yayımladığı rapora ilişkin sunum yaptı.
Adadaki iki halkın da artık bir çözüm istediğine dikkati çeken Pope, ICG raporunda Kıbrıs sorununun çözümü için tüm seçeneklerin görüşülmesi gerektiğine vurgu yapıldığını aktardı.
Pope, "Eğer bölge gazının Kıbrıs veya Kıbrıs karasularından geçerek Türkiye'ye ulaştırılabileceği düşünülüyorsa, bu Kıbrıs olmadan yapılamaz. Uzun vadeli bir boru hattının güvenli bir bölgeden geçmesi gerekir. Bölgedeki gaz ve petrol rezervlerinin Avrupa piyasalarına aktarılması amacıyla bölgenin başlıca ülkeleri Türkiye, Kıbrıs, İsrail ve Yunanistan'ın birlikte çalışması, birbirine entegre olması gerekir" dedi.
Kıbrıs sorununu çözmek dışında her şeyin yapıldığını, ancak kayda değer bir sonuç elde edilemediğini belirten Pope, Türkiye'nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için garantör pozisyonundan vazgeçmesi ve adadaki askerlerini çekmesinin, iki taraf arasında sağlanacak çözüm için çok önemli olacağını da savundu.
-ICG'nin Kıbrıs raporu
ICG'nin Kıbrıs'a ilişkin raporunda, "federal çatı altında yeniden birleşmeye dair görüşmelerin yanı sıra bağımsız bir Kıbrıs Türk devletinin tanınması da dahil olmak üzere Avrupa Birliği (AB) çerçevesindeki tüm çözüm seçeneklerinin ayrıntılı biçimde incelenmesi" önerisinde bulunuluyor.
Kıbrıs'taki toplumların liderleri ile Türk ve Yunan hükümetlerine "bir an önce tüm taraflar arasında doğrudan temas gerçekleştirmeleri" çağrısı yapılan raporda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) de "Kıbrıslı Türklerin AB ile doğrudan ve vergiden muaf biçimde ticaret yapmasının önündeki engeli tek taraflı olarak kaldırmaya" çağrılıyor.