Dolar

34,8656

Euro

36,6417

Altın

3.050,24

Bist

10.058,47

Anayasa Mahkemesinin twitter kararının gerekçesi: (2)

Anayasa Mahkemesinin twitter kararının gerekçesi: (2)

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-02 18:32:43

Anayasa Mahkemesinin twitter kararının gerekçesi: (2)
Anayasa Mahkemesinin twitter ile ilgili kararının gerekçesinde, "Düşünceyi açıklamanın günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerinden biri haline gelen internet ve sosyal medya araçları konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır" denildi.

Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde, ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun temellerinden biri olduğu, toplumun gelişmesi ve bireyin kendini gerçekleştirmesi için vazgeçilmez koşullar arasında yer aldığı vurgulandı.

Toplumsal çoğulculuğa ancak her türlü fikrin serbestçe ifade edilebildiği özgür tartışma ortamında ulaşılabileceği belirtilen kararda, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Bu bağlamda toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Aynı şekilde birey, özgün kişiliğini düşüncelerini serbestçe ifade edebildiği ve tartışabildiği bir ortamda gerçekleştirebilir. Ülkemizde milyonlarca kullanıcısı olan bir sosyal paylaşım sitesine erişimin engellenmesinin bu kişilerin demokratik toplumun temellerinden olan ifade özgürlüğünü sınırlayıcı etkisi dikkate alındığında, bu tür sınırlamaların hukuka uygunluğunun acilen denetlenmesi ve hukuka aykırılık tespiti halinde sınırlamanın hemen kaldırılması demokratik hukuk devleti ilkesinden kaynaklanan bir zorunluluktur."

-"Yürütmeyi durdurma kararına rağmen"

TİB'in erişimin engellenmesi işlemiyle ilgili verilen yürütmeyi durdurma kararına rağmen başvurucuların ihlal iddiasına konu olan twitter.com isimli siteye erişimin halen mümkün olmadığının görüldüğüne değinilen kararda, şöyle denildi:

"Sosyal medyada belli olay ve olgulara ilişkin olarak paylaşılan haber ve düşüncelerin zamanın geçmesiyle güncelliğini yitirip etki ve değerini kaybedebileceği açıktır. Bu durumda yargı kararının yerine getirilerek siteye erişimin ne zaman sağlanacağı konusundaki belirsizliğin sürmesi karşısında ihlali ve olumsuz sonuçlarını ortadan kaldırmak bakımından etkili ve erişilebilir nitelikte bir koruma sağladığının söylenemeyeceği ve böylece başvurucuların idare mahkemesine başvurmalarının etkili bir yol olmadığı sonucuna ulaşılmıştır."

Kararda, ifade özgürlüğünün, bireylerin serbestçe haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına geldiğine işaret edildi.

-"Hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar"

İfade özgürlüğünün, demokratik toplumun temellerinden biri olduğu ve toplumun gelişmesi, bireyin kendini geliştirmesi için vazgeçilmez koşullar arasında yer aldığı aktarılan kararda, şu tespitlerde bulunuldu:

"Hakikat ışığı fikirlerin çarpışmasından doğar. Bu bağlamda toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Aynı şekilde birey, özgün kişiliğini düşüncelerini serbestçe ifade edebildiği ve tartışabildiği bir ortamda gerçekleştirebilir. İfade özgürlüğü, kendimizi ve başkalarını tanımlamada, anlamada ve algılamada, bu çerçevede başkalarıyla ilişkilerimizi belirlemede ihtiyaç duyduğumuz bir değerdir.

İfade özgürlüğünün, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için AİHM'nin de ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında sıkça belirttiği gibi, sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü 'haber' ve 'düşüncelerin' değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın 'demokratik toplumdan' bahsedilemez."

-"Her türlü ifade aracı anayasal koruma altında"

Anayasada sadece düşünce ve kanaatlerin değil, ifadenin tarzları, biçimleri ve araçlarının da güvence altına alındığına dikkat çekilen kararda, Anayasa'nın 26. maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek araçların "söz, yazı, resim veya başka yollar" olarak ifade edildiği ve "başka yollar" cümlesiyle her türlü ifade aracının anayasal koruma altında olduğunun gösterildiği belirtildi.

Bu bağlamda ifade özgürlüğünün, Anayasa'da güvence altına alınan diğer hak ve özgürlüklerin önemli bir kısmı ile doğrudan ilişkili olduğu ifade edildi. Kararda, görsel ve yazılı medya araçları yoluyla fikir, düşünce ve haberlerin yayılmasını güvence altına alan basın özgürlüğünün de düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanılma araçlarından biri olduğu vurgulandı.

Basın özgürlüğünün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) "İfade özgürlüğü"ne ilişkin 10. Madde kapsamında koruma altına alındığı, Anayasa'da da özel olarak düzenlendiği hatırlatıldı.

Demokratik bir sistemde, kamu gücünü elinde bulunduranların yetkilerini hukuki sınırlar içinde kullanmalarını sağlamak açısından basın ve kamuoyu denetiminin en az idari ve yargısal denetim kadar etkili bir rol oynadığı ve önem taşıdığı aktarıldı.

Kararda, internetin modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir araçsal değere sahip olduğu belirtildi.

-İnternetin sağladığı sosyal medya zemini

İnternetin sağladığı sosyal medya zemininin, kişilerin bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymaları için vazgeçilmez nitelikte olduğu ifade edilen kararda, "Bu nedenle düşünceyi açıklamanın günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerinden biri haline gelen internet ve sosyal medya araçları konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır" değerlendirmesinde bulunuldu.

Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün de mutlak ve sınırsız olmadığı vurgulanan kararda, bu özgürlükler kullanılırken bireylerin hak ve özgürlüklerini ihlal edecek tutum ve davranışlardan kaçınılması gerektiği kaydedildi.

(Bitti)

SON VİDEO HABER

İstanbul'dan Halep'e giden Suriyeliler konuştu

Haber Ara