Kuzu, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarının vatana, millete ve devlete hayırlı uğurlu olmasını diledi.
Seçimin çok çetin bir süreçten geçilerek yapıldığını ifade eden Kuzu, Türk siyasi tarihinde böyle önemli birkaç seçim olduğunu kaydetti. Bunlardan birisinin 1950 yılında yapılan seçim olduğunu belirten Kuzu, "Demokrasi bakımından çok önemlidir. Demokrat Parti'yi başa getiren ve demokrasinin de 'yeter söz milletindir' dediği bir seçim" diye konuştu.
Kuzu, 2002'deki genel seçimlerin de Türk siyasi tarihi açısından bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, "Bir de bu seçim çok önemli. Benzer bir durum 2007'de olmuştu. Bize yapılan o 27 Nisan bildirisi üzerine yaptığımız seçimdi. O seçimde de vatandaş askerin o tutumuna, e muhtıraya karşı muazzam bir tepki göstermişti" dedi.
Burada da paralel durum olduğunu ve muhalefetin işbirliğinin toplumun ortak aklını çileden çıkardığını dile etiren Kuzu, şöyle devam etti:
"Yani biraraya gelmesinin mümkün olmadığını düşündüğümüz gruplar biraraya geldiler ve muazzam bir şekilde aralarında da desteği sağlamışlar. Bilemiyorum ne kadar organizeli oldu ama sandıklarda biz bunu gördük. AK Parti'ye karşı Türkiye'de yerli, yabancı bir koalisyon vardı. Yapılan seçim kıran kırana geçen bir seçim. Bir genel seçim havasında oldu. Bir nevi de Tayyip Bey'in şahsı üzerinden yürütüldü. Güven oyuna dönüşen bir seçim. O manada seçimin bu tarafı önemli. Millet Tayyip Bey'in şahsına sahip çıktı. Bir anlamda Tayyip Bey'in mesajlarını doğru algıladı. İstikrara oy verdi. Bundan sonra ne yapılır? Kim yanlış yapmışsa onun hesabı sorulmalı. Kim yanlış yapmışsa, kimin bu süreçte yanlışları varsa bunların mutlaka yargı önünde hesap vermesini sağlayacak yola gitmek gerekiyor. Yanlışı, üzerinden fırçayla kapatamayız."
Bundan sonra Türkiye'nin bu gerilim tansiyonunun düşmesini istediklerini belirten Kuzu, "Ama çok düşeceğe de benzemiyor. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimi var, bir genel seçim var. Ona endeksli yine körükleme faaliyetleri devam edeceğe benziyor" dedi.