Kılıçdaroğlu, Kanaltürk ve Bugün televizyonlarında ortak yayımlanan "Farklı Bakış" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Dört önemli devlet yetkilisinin aralarında yaptıkları bir konuşma internete düştü, düşer düşmez de Youtube kapatıldı. Çok vahim konular var. Çok büyük güvenlik zafiyeti olduğu konuşuluyor. Burada Suriye ile bir savaş ihtimali konuşuluyor. Neler söylersiniz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, öteden beri hükümetin komşularla ilişkili dış politikasını eleştirdiklerini söyledi.
Hükümetin Suriye ile ilişkisini de doğru bulmadıklarını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Meşru bir hükümetin bir terör örgütü ile El Kaide ile işbirliği yapması, o hükümetin, hatta o devletin uluslararası arenada meşruiyetini sorgular hale getirir. Komşularla barış içinde yaşamak varken, niye kavga ediyoruz. Türkiye'den silah yüklü tırlar oraya gidiyordu, herkes biliyordu. Yakalandı bunlar, ifadeler alındı mahkemelerde. Bu konuşmalarda da zaten 'silaha değil, mühimmata ihtiyacı var onların' diyorlar. Aynı ilişki devam ediyor. Ben daha önce Süleyman Şah Türbesi dolayısıyla, orada bir provokasyon yapılabileceğini ve ordunun Suriye'ye sokulabileceği uyarısını yapmış, Genelkurmayı 'sıcak siyasete alet olmayın' diye uyarmıştım. Genelkurmay açıklama yaptı, o açıklamanın üzerine bugünkü ses kayıtları düştü. İki vahim noktası vardır. Bir: Ortada devlet sırrı diye bir şey artık yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin sırları diye bir kavram yok. Devleti siz eğer kendi iç politikanızın açık malzemesi haline dönüştürürseniz, bu tablo çıkar. Siz eğer hükümet olarak, devleti yönetmek için değil de soymak için hükümet olduysanız, bu tablo ortaya çıkar. Devlet sırrı! Hangi devlet sırrı? Bütün dünyanın bildiği konuyu, şimdi kendi yurttaşları için yasak getiriyor. Youtube'u yasakladı. Neden? Kimse öğrenmesin diye. Bütün dünya biliyor, bizim insanımız niye bilmesin. Kendi yaptıklarını bu halkın öğrenmesini istemiyorlar."
Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de "Önce o dört kişinin ifadesine başvurmak lazım" dedi.
Ortada vahim bir tablo olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, "Ortam dinlemesi mi? Birileri mi onları dinleyip, servis etti? Biz bunları bilmiyoruz. Ama ortada vahim bir tablo var. Dört kişinin konuşmasına bakınca farklı bir tablo çıkıyor" açıklamasını yaptı.
Devletin sırlarının tümüyle açığa çıktığını, devletin "delik deşik olduğunu" ileri süren Kılıçdaroğlu, "içerikle ilgili yayın yasağı" olduğunun hatırlatılması üzerine şunları belirtti:
"Devleti yönetmekten aciz bir iktidarla karşı karşıyayız. İçeriği daha da vahim. Türkiye Cumhuriyeti'ni açıkça savaşa sokmak istiyorlar ama buna uluslararası meşruiyet kazandırmak için 'acaba Suriye'den Türkiye'ye nasıl bir kumpas kurarız? Oradan buraya füzeleri nasıl göndeririz? Süleyman Şah Türbesi'ni nasıl basarız? Oradaki askerlerimizi nasıl şehit ederiz ve onu gerekçe göstererek biz Suriye'ye nasıl gireriz.' Allah aşkına, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin konuşacağı konu bu mudur? Bunun hesabını vermek zorundalar. Sayın Cumhurbaşkanı ne konuştu, konuşmadı bilmiyorum. Ne kadar bilgisi var yok onu da bilmiyorum. Siz bu ülkenin gariban çocuklarını, askerlerini Suriye'ye sokmak istiyorsunuz ve bunun altyapısını oluşturmak istiyorsunuz. Sen kendi oğlunu gönder. Oğlun paraları istifleyeceğine gönder bakalım savaşa. Suriye bizim için tehdit değil. Bütün dünya bunu biliyor, kendi iç işi var zaten."
"Bu seçime ayarlı bir çaba mı sizce?" denilmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, bunun "ayarlı değil, özel bir çaba" olduğunu ifade etti.
"Suriye ile savaşmak isteniyor dediniz, neye dayanarak söylediniz?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, hayatının 27,5 yılını devlette çalışarak geçirdiğini belirterek "Devletin nasıl çalıştığını ben bilirim. Devlet adaletsizliklere tahammül etmez. Yanlışlara tahammül etmeyen kadroları vardır. İnsanların boşu boşuna savaşa gönderilmesini istemez istemez devletin vicdanı. Ama iktidar olanlar devlet oldular" cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Acı olanı ise Genelkurmay İkinci Başkanının oradaki tutumudur. Siz bir kumpas kurarak, bu halka kumpas kurmaktır. Gencecik çocukları Suriye bataklığında nasıl ölebileceğini, nasıl öldürüleceğinin kılıfını hazırlıyorsunuz. Nasıl bir askerdir, nasıl bir vicdan aklım almıyor, itiraz etmesi gerekirdi. Eğer siz dış politikayı böyle yaparsınız gelip duvara çarparsınız. Kahraman yaratmak istiyorlar. Erdoğan'dan kahraman çıkmaz, çünkü hırsızdan, başçalandan kahraman olmaz. Kumpas kurarak askerini bir yere sokan adamdan kahraman çıkmaz. Suriye neden Süleyman Şah Türbesi'ne saldırsın. Bir mantığı var mı? 'Ben oraya adamlarımı gönderirim, saldırıyı tezgahlarız biz.' Ne demek bu? Yasak getiriyorlar kimse öğrenmesin diye, bütün dünyanın bildiğini Türk halkına yasaklıyorlar. Neresi devlet sırrı?"
-"Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklemek istiyor"â€"
Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de "iktidarın o saldırıyı yapacağını" ancak kendisinin açıklamasının ardından vazgeçtiğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, "İnsanın aklına şu geliyor: Acaba düşürülen Suriye uçağı, angajman kuralları ihlal edilmeden mi vuruldu? Genelkurmay İkinci Başkanının bu konuşmasından sonra kimse kusura bakmasın, bir ülkenin ordusu bir kumpasla savaş meydanlarına gitmez, hele içinde kendisi varsa. Bu hükümetin başında olan zat açıkça Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklemek istiyor. Bu devletin sırlarını koruyamıyorsanız, 12 yıl sen nasıl başbakanlık yaptın" değerlendirmesini yaptı.
Başbakanın yarın "CHP'yi suçlayacağını" ileri süren Kılıçdaroğlu, "Niye bize destek vermiyor, diyecek. Sen devletin sırlarını uluslararası arenada pazarlarken, ben sana ne söyleyeceğim. 'Bize siber saldırı yapıldı' Günaydın. Dört kişinin yaptığı konuşmayı bütün dünya öğreniyorsa, sen nasıl bir devletsin" dedi.
"Bu konuşmayı kim nasıl dinlemiş olabilir?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Kim yaparsa yapsın, hükümete düşen falillerini bulup yargıya teslim etmektir. Bulacaklarını söylüyorlar. Bulsunlar, bulamazlarsa daha büyük töhmetin altında kalırlar. 'Casusluk faaliyeti.' Güzel, 'devletin haremine girmişler.' Sen neredeydin, o harem kime teslim edildi. Buna teslim edilmedi mi?" yanıtını verdi.
Suriye sınırındaki hareketlilik ve Türk savaş uçaklarına yapılan tacizlerin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Ortada savaş isteyen bir hükümet" olduğunu savundu.
Suriye'nin Türkiye için bir tehdit unsuru olmadığı görüşünü yineleyen Kılıçdaroğlu, "Orduyu göndermek için gerekçe arıyoruz. Bu saatten sonra oraya ordu girmez. Girerse bütün sorumluluk onlardadır, gelen her şehidin sorumlusu onlardır" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Youtube erişimin engellemesine yönelik bir soru üzerine ise şunları dedi:
"Bu ses kaydını bütün dünya istediği zaman öğrenebilir. Türkiye'de niye kapatıyorsunuz? Bizim vatandaşın öğrenmesinde ne kabahat var, zaten sır olmaktan çıktı. Savaş ilanıysa bulsunlar düşmanı savaş ilan etsinler, niye bulmuyorlar? TİB yazı yazıyor, özel hayatı gerekçe göstererek internet sitelerinden kaldırılmasını istiyor. Bunun özel hayatla ne ilgisi var. Devlet sırrı zaten ama bir olay açıklandıktan sonra sır olmaktan çıkar. Bütün dünya biliyor. Kimin için sır, zamanında internete girmeyen yurttaş için sır oldu. Yasağı kendi vatandaşı için getiriyor, kendi ayıbını gizlemek için."
-Baykal'la ilgili kayıtlar-
Deniz Baykal'la ilgili kasetin hatırlatılarak son çıkan ses kayıtları iddialarının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ın Başbakan Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"İnsanda biraz ahlak olur, bütün inançların ortak temeli ahlaktır. Siyasetçinin halkına yalan söylememesi lazım. Kaset olayı gündeme geldiğinde ertesi gün, Erdoğan'ın 'MİT'e talimat verdim konu aydınlanacak' diye açıklaması oldu. Ben genel başkan olduktan sonra Erdoğan'ın böyle böyle bir talimat vermediğini söyledim. Hiç yalanlamadı. Gerçekten de Erdoğan, MİT'e böyle bir talimat vermedi. Böyle bir talimat verse MİT gidip asıl fail olarak onu yakalayacaktı. Daha sonra pek çok iftiralar atıldı. CHP'ye atıldı. 'O yaptı bu yaptı, şu yaptı' diye. Ben gözlerimle gördüm, gözlüğünü takıp o kasetleri izlediğini. Gözlerimle gördüm. Bir değil, birden fazla kaseti izlediğini gördüm. Video kaydı. Dizüstü bilgisayardan Erdoğan'a izlettiriliyor ve konuşuluyor. Erdoğan'a izletenler aynı zamanda Erdoğan'ı da görüntüye alıyorlar, dizüstü bilgisayarındaki kameradan Erdoğan'ı da görüntüye alıyorlar. O konuşmalar internete düşen konuşmalardır, haberi var. Çıkıyor diyor ki: 'benim haberim yoktu, ben onları kaldırttım' diyor. Açıkça yalan söylüyor, bu kadar aşağılık yalan söyleyen başka bir insan görmedim. Arkasından olay medyaya yansıdı, malum görüntüler vesaire... O gördüğüm görüntüde, Erdoğan'ın eliyle gözlüğünü takarken, nasıl izlediğine dair fotoğraf internete düştü, benim gördüğüm videonun başıydı o. Umarım önümüzdeki günlerde düşer ve Erdoğan'ın nasıl bir adam olduğunu bu millet görür."
Ne zaman izlediğine dair bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, zaman vermek istemediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, "Sayın Baykal biliyor mu bu görüntüyü?" sorusunu yanıtlarken de "Biliyor, o nedenle Erdoğan'ı mahkemeye verdi. Erdoğan bu konuda hep yalan söyledi. Şu konuşma da var orada başka bir kasetle ilgili: 'Bir iki gün daha beklersek daha net görüntü elde edebiliriz.' Bunu konuşan Erdoğan, çok iyi biliyor onları, kimlere talimat verdiğini, Türk siyasetinde böyle bir ahlaksızlık hiç olmamıştır. 'Ben engelledim' diyor, peki sen değil miydin 'bu özel değil, genel genel' diyen, sen değil miydin. Özel hayat madem ki bu kadar saygıydı, peki sen meydan meydan dolaşıp bunu diline dolamadın mı? Ahlak kırıntısı var mı diye merak ediyorum. Daha ne pislikler ortaya çıkacak" ifadesini kullandı.
(Sürecek)