İşler, Bolu'nun Yeniçağa ilçesindeki Belediye Düğün Salonu'nda vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, "Bu paralel yapı, birtakım gizli, saklı ve kirli işlerle uğraşıyor. Tehdit yapıyor, şantaj yapıyor. Milletin özel hayatını araştırıyor, konuşmalarını dinliyor. Onları biriktiriyor, zamanı geldiğinde de birileri aleyhinde tehdit ve şantaj yapıyor" diye konuştu.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın tespitlerine göre, 2012 ve 2013 yılında yapılan dinleme sayısının 509 bin 516 olduğunu hatırlatan İşler, "Bunların 217 bin tanesi için mahkeme kararı çıkartılmış, gerisi gayrimeşru dinlemeler. Dinledikleri kim? Bu ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı, bakanları, devlet ricali, bürokrasisi, siyaset adamlar. Sadece AK Parti değil, CHP, MHP, hepsi dinleniyor. Aklınıza ne kadar isim gelirse, ne kadar iş adamı, sanayici, gazeteci varsa Türkiye'de yarın Türkiye'nin geleceğinde ve kaderinde rol oynayabilecek kim varsa herkes dinlemişler. Herkesi fişlemişler. Herkesin ses kasetini veya görüntüsü varsa görüntü kasetlerini hazırlamışlar. Ne için? Tehdit ve şantaj yapmak için" ifadelerini kullandı.
Paralel yapının, sadece kötülüğe ve şerre odaklanmış yapı olduğunu belirten İşler, bunlarla güçlü ve cesur bir şekilde mücadelelerini başlattıklarını ifade etti.
İşler, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda hep paralel yapının faaliyetlerini anlattığını belirterek, "Çünkü bunlar artık Türkiye Cumhuriyeti'ni tehdit etmekte, geleceğini tehlikeye sokmakta. Onun için Sayın Başbakanımız, 'Bu mesele istiklal mücadelesidir' dedi. Hakikaten bu mesele Türkiye'nin beka sorunu haline geldi. Şimdi onlarla mücadelemizi yapıyoruz. Sayın Başbakanımız onları halka anlata anlata bugünlerde sesi kısıldı, rahatsızlandı, hasta oldu ama ona rağmen dün işte meydanlarda gördünüz, Van'da gördünüz, Diyarbakır'da gördünüz" şeklinde konuştu.
Paralel çetenin bazı kalemşorları olduğunu belirten İşler, şunları söyledi:
"Aslında onlara kalemşor mü diyeceksiniz, yoksa silahşor mü diyeceksiniz onu sizin takdirinize bırakıyorum. Bakıyorum, utanmadan, sıkılmadan sayın Başbakanımızın sesinin kısılması ile de dalga geçiyorlar, alay ediyorlar. İşte bunlar, bu kadar yüzsüz, bu kadar namussuz maalesef. Bu yapı dün en büyük kozunu oynadı. Dün devletin Dışişleri Bakanlığında Bakan'ın odasında yapılan gizli bir toplantıyı ortam dinlemesi yaparak her türlü güvenlik tedbiri alınmasına rağmen ne tür bir faaliyette bulunarak bunları kaydettilerse, utanmadan sıkılmadan devletin milli güvenliğiyle ilgili hususları açıkladılar, ses kayıtlarını düşürdüler. Böyle bir ihaneti bu millet hiçbir zaman görmemiştir. Bu şerefsizliği de bu millete yaptılar. Mesele, ne yapıp ne edip AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak. Bu çetenin yaptığı tek bir şey var, 'AK Parti'ye vermeyin kime verirseniz verin, nerede muhalefetten güçlü aday, falan yerde CHP güçlü ona verin, falan yerde MHP güçlü ona verin, filan yerde BDP ona verin'. Arkadaşlar şunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz ki bir yanda AK Parti, diğer yanda diğerleri. Kim bunlar? Bu paralel çetenin liderliğinde CHP, MHP ve bazı yerlerde de BDP, bu dörtlü şu anda AK Parti'ye karşı bir mücadele yürütüyor ama biz diyoruz ki 'Topunuz gelseniz de bir şey yapamazsınız. Millet bizim arkamızda' diyoruz."
- "Meğer ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu kasetlerden haberi varmış"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaklaşık bir hafta önce "AK Parti, ülkeyi savaşa sokacak, bu şekilde bir kahraman yaratılacak ve Tayyip Erdoğan seçimi kazanacak" dediğini belirten İşler, şöyle devam etti:
"Meğer ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu kasetlerden haberi varmış. Bir de onun Genel Başkan Yardımcısı var, ne dedi biliyor musunuz, birkaç gün önce '25'inden sonra öyle gelişmeler olacak ki Tayyip Erdoğan başbakanlık koltuğunu bırakıp gidecek. Seçimleri dahi göremeyecek' dedi. Ya arkadaşlar bunlar Tayyip Erdoğan'ı hiç tanımamışlar. Tayyip Erdoğan öyle şapkasını alıp çekip gidecek adam mı? Eğer gidecek olsaydı, sizin kalitenizde bir adam olsaydı, 17 Aralık'ta çekip giderdi, daha öncesinde Gezi olaylarında çekip giderdi ama ne yaptı Sayın Başbakanımız, bu paralel örgütü keşfettikten sonra 'Sizin, tehdit ve şantajlarınıza aldırmıyorum. Boyun da eğmeyeceğim' dedi. Bunu yüksek sesle de meydanlarda söyledi, 'Elinizde ne varsa, eteğinizde ne varsa dökün, saçın' dedi. Biz işte böyle cesur bir şekilde bu paralel çeteyle mücadelemizi sürdürüyoruz ama CHP'ye geçmişte bu şantajı ve tehdidi yapanın bu çete olduğu anlaşılmıştır. Aynısı MHP'ye de yapıldı 2011 seçimlerinde. O zaman bunları gizli bir elin yaptığını herkes biliyordu ama bu gizli el kimdi bilmiyorduk. Şimdi yaşanan olaylardan sonra gördük ki bütün bu olayların arkasında Türkiye'nin son 3-4 yılındaki ne kadar kirli, gizli, kapaklı ve pis iş varsa bu işlerin arkasında, ne kadar tehdit ve şantaj varsa bunların arkasında bu paralel örgütün olduğu ortaya çıktı."
İşler, Kılıçdaroğlu'nun paralel yapıya bir diyet borcu olduğunu ve bu nedenle onlarla el ele, kol kola, AK Parti'ye karşı mücadele ettiğini ileri sürerek, "Çünkü oturduğu koltuğu bu yapıya borçlu çünkü bu yapı, kendisinden önceki genel başkanı bir kaset şantajıyla koltuğundan etti, getirdi, onu oturttu. Böyle bir insanın kalkıp da bu yapıyla mücadele etmesi beklenebilir mi? CHP'ye gönül veren vatandaşlarımıza sesleniyorum; CHP, yeri geldiği zaman, şu iddiada bulunuyorlar, 'Cumhuriyeti kuran bir parti' diye, Cumhuriyet tehdit altında olmasına rağmen Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden bir parti ve ona gönül verenler, nasıl olur da bu tehdidi savuranlarla mücadele etmezler. Bunu onların takdirine bırakıyorum. Dün bu olay yaşandığında CHP'den hiçbir açıklama gördünüz mü? Bilakis, efendim içeriye odaklanarak bilmem ne yaparak yine AK Parti'yi suçlama ve AK Parti'yi savaş çıkarma heveslisi olarak gösterme gayreti ve çabası içindeler" diye konuştu.
CHP'nin bu paralel örgüte teslim olmuş durumda olduğunu iddia eden Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "MHP de kendisine tehdit ve şantaj uygulanmasına rağmen, 'Yiğidi öldür, hakkına ver' derler, Devlet Bahçeli'nin pek çok konuda kararlı ve dirayetli duruşları oldu. O duruşlarını biz takdirle karşıladık ama şimdi böyle milli bir meselede doğrusu Devlet Bahçeli'nin çaresiz ve aciz kalması ve tavır alamamasını da MHP'li kardeşlerimizin takdirine bırakıyorum çünkü böyle önemli bir meselede Türkiye'nin bekasını ilgilendiren, Türkiye'nin istiklalini ilgilendiren bir meselede böyle tavır alamaması gerçekten düşündürücü. Demek ki işin içinde başka şeyler var" dedi.
- "Pazar akşamı milletimiz onları o ayakkabı kutusuna sokacak"
Bütün kamuoyu yoklamalarının AK Parti'nin seçimden açık ara birinci parti çıkacağını ortaya koyduğunu ifade eden İşler, "Artık bu seçimin galibi belli. Büyük bir zaferle çıkacağız. Kaybedenler de belli, onlar şimdi son çırpınışlarını yapıyorlar, kaybedeceklerini biliyorlar ama o kadar iftira attılar o kadar yalan o kadar ağır ithamlarda bulundular ki Allah nasip ederse pazar akşamı milletimiz onları o ayakkabı kutusuna sokacak. Onların ufku o kadar dar ki kendilerini bir ayakkabı kutusuna hapsettiler. Milletimiz de onları inşallah o ayakkabı kutusuna 30 Mart akşamı hapsedecek" diye konuştu.
İşler, programın ardından, Ekrem Doğanay İlme ve Kur'an'a Hizmet Vakfı'nı ziyaret ederek, öğrencilerle bir araya geldi. Öğrencilerle sohbet eden İşler, daha sonra Yeniçağa'dan ayrıldı.
(Bitti)