Partisinin il teşkilatı tarafından bir otelde düzenlenen "MHP'nin Antalya'da İktidara Yürüyüşü" yemeğinde konuşan Akşener, 30 Mart'ın yerel yönetim seçimi olmasına rağmen 17 Aralık olayının ardından başka bir hal aldığını söyledi.
17 Aralık'tan sonra başka bir Türkiye'nin ortaya çıktığını, fark edilemeyen paralel yapının 11 sene sonra fark edildiğini anlatan Akşener, 17 Aralık sürecinin ardından 8 bine yakın polisin yerinin değiştiğini, pek çok yargı mensubunun "hallaç pamuğu gibi" dağıtıldığını öne sürdü.
Türkiye'de endişe verici bir sürecin yaşandığını savunan Akşener, Başbakan Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili şunları söyledi:
"Ben eski İçişleri Bakanıyım ve 4 dönemdir milletvekiliyim. Yıllardır hem kocam hem ben çalıştık. Şimdi benim oğlumun evinden 1 trilyon lira çıkmaz. Ritz Carlton'da bir oda, bir salon evin aylık kirası 20 bin lira. Bakanlar ve başbakanlar, milletvekili maaşının üzerine 500 lira koyun o kadar maaş alır. Yemezseniz, içmezseniz, hiçbir şey yapmazsınız bile oradaki ev kirasını ödemeniz mümkün değil. İşsiz güçsüz bir gencin evinden bu kadar para çıkıyorsa burada bir sorun var demektir. Kimse ahmak değil. Burada yolsuzluk, hırsızlık yapıldı mı yapılmadı mı kardeşim. Soru bu, bu sorunun cevabı belli mi? Hayır belli değil."
Suçlamaların üstünün laf kalabalığı yapılarak, bazı insanların haşhaşilikle, teröristlikle, kumpasçılıkla, paralelcilikle suçlanarak örtülemeyeceğini ifade eden Akşener, "Bu soruya cevap veremeyen sayın Başbakanın mitinglerindeki yüz ifadesini, ses tonunu görüyor musunuz? Türkiye korku filmi izliyor. Benim gençliğimde 'Fredi'nin Kabusu' diye bir film vardı, aynısı" diye konuştu.
- "Din siyasete alet edilmesin"
Eskiden, "din siyasete alet edilmesin" denildiğini belirten Akşener, şu anda dinin siyasete "oyuncak" edildiğini öne sürdü.
Başbakanın bir milletvekili tarafından peygamber yerine konulduğunu, başka bir milletvekili tarafından Allah'ın isim ve sıfatlarıyla tarif edildiğini, bir başka kişinin de çıkıp "günah işleme özgürlüğü" dediğini kaydeden Meral Akşener, "Benim bildiğim günah işleme özgürlüğü diye bir kavram yoktur. Bir hukuk devletinde suç işleme özgürlüğü diye bir kavram kesinlikle yoktur ama bugüne kadar ne Diyanet İşleri'nden ne sayın Başbakandan tek bir kelime duydum" dedi.
- 30 Mart seçimleri
Urfa, Mardin, Muş ve Bitlis'in BDP'ye teslim edildiğini, Hatay'da Alevi-Sünni kavgası çıkartılmaya çalışıldığını, Berkin Elvan ve Tunceli'de şehit olan polis memurunun Başbakan Erdoğan tarafından sahiplenilmediğini, Elvan'ın cenazesinin ardından grupların karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını iddia eden Akşener, sokak çatışmalarının MHP'nin duyarlı ve sağduyulu söylemleri sayesinde önlendiğini söyledi.
Akşener, "Bütün bunlara baktığınız zaman, demek ki 30 Mart'ta yerel seçimlerin yanı sıra bir de genel politika açısından ders verme, uyarı yapma görevimiz var gibi gözüküyor" ifadesini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şu anda ülke istikrarını bozan konumunda bulunduğunu savunan Akşener, "Sayın Başbakan sanki 30 Mart seçimlerinin olmaması için elinden gelen gayreti gösteriyor. Okmeydanı ve Hatay'dan iki hadise anlattım. İçte bir kargaşayı MHP nedeniyle yaratamıyor. Şimdi dolayısıyla içteki talep tükendiği takdirde Suriye örneğinde olduğu gibi göstermelik bir savaş söz konusu olabilir" açıklamasında bulundu.
- "Her canlı bir defa kasedi tadacaktır"
Son dönemde konuşulan ses kayıtları ve görüntülerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Akşener, şunları söyledi:
"Sayın Başbakanın (Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen görüntüler) 'ben kaldırttım' demesi abesle iştigal. Referandum süresince miting meydanlarında 'ne özeli, ne özeli genel' diye bağırdı. Kaldırtmak ne kelime, köpürttü işi. Miting meydanlarında bağıra bağıra ortaya getirerek duymayanın da duymasını, görmeyenin de görmesini sağladı. Ben bu konuların, çok riskli konular olduğunu biliyorum. Karacaahmet Mezarlığında (her canlı ölümü tadacaktır) diye yazar. Ben o dönem 'her canlı bir defa kaseti tadacaktır' demiştim. Ferasetli insanmışım, ortaya çıktı."
- MHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Çelik
MHP'nin Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Çelik'i İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde tanıdığını anlatan Akşener, o dönem Hakkari Valisi olan Çelik'in Hakkari'de son derece sıcak, eşit, saygıya ve sevgiye dayalı bir iletişim kurduğunu söyledi.
Anketlere göre Antalya'da Kemal Çelik'in önde olduğunu söyleyen Akşener, Çelik'in belediye başkanlığı görevini adalet, hakkaniyet ve cesaretle yürüteceğine inandığını bildirdi.
Antalya'nın bir dönem merkezi idarenin gücü altında ezilen başkanla yönetildiğini, ondan sonra ise merkezi idare ile kıyasıya kavga eden yöntemi benimseyen belediye başkanı geldiğini anlatan Akşener, Antalya'nın ezilmeye ya da kavga etmeye değil, adalet, hakkaniyet ve cesarete ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
MHP Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Çelik de 29 Eylül 2013 tarihinden bu yana seçim çalışmalarını sürdürdüklerini, hazırladıkları projelerle Antalya'nın geleceğini kurguladıklarını ifade etti.
Çelik, "İnşallah 31 Mart sabahı bayrağımızın kırmızı beyazı ve Antalyaspor'un kırmızı beyazının yanına üç hilalin kırmızı beyazını dikeceğiz" dedi.