Öztürk, 30 Mart Yerel Seçimleri öncesinde engelli seçmen olarak hakları ve partilerin yerel seçimlerde engellilere yönelik çalışmaları hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de "engelliler yaşamıyor gibi" davranıldığını ifade eden Öztürk, engellilerle alakalı uzun bir süre hiçbir düzenleme yapılmadığını anlattı.
Öztürk, "Sol tandanslı hükümetlerde engellilere verilen vaatlere rağmen hiçbir çalışma yapılmamış. İlk defa rahmetli Erbakan zamanında Başbakanlık Özürlüler Dairesi kuruldu. Bu, onun seçim vaadiydi. Engelliler için 2002'den sonra Erdoğan hükümetleri döneminde devrim sayılabilecek yasalar çıktı" diye konuştu.
Mustafa Öztürk, Anayasa'nın 10. maddesinde engellilere pozitif ayrımcılık yapıldığını ve engellilerin oylarının kullanabilmeleri için gerekli fiziksel düzenlemeler için Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) talimatlandırıldığını ve valiliklerden bununla ilgili düzenleme yapmalarının istendiğini hatırlattı.
- "3,5 milyon insan bu şekilde oy kullanmadı, protesto etti"
Yerel seçimlerde oy kullanmak isteyen engelliler için gerekli fiziki düzenlemelerin yapılmadığını dile getiren Öztürk, şunları söyledi:
"Yasa ve düzenlemelere rağmen alanda çalışan bürokratlar engellilerin oy kullanabilmeleri için gerekli fiziksel düzenlemeleri yapmamış. Engelli, 5 katlı binanın 5. katında oturuyor. Asansörü yok, tekerlekli sandalyede. 'Okulda 5. katta oy kullanacaksın' deniliyor. Evden çıkamayan adam nasıl oy kullanacak? Belediyelerin bir sürü asansörlü aracı var. Belirli alanlarda engelliler bu araçlarla alınarak, düz ayak, spor salonları gibi yerlerde, oy kullanmaları sağlanabilirdi. Geçen seçimde üçüncü katta bedensel engelliden oy kullanması istendi. Adam geldi, tekerlekli sandalyeyle çıkması gerekiyor, 'Çıkmayacağım' dedi, oy kullanmadı. 3,5 milyon insan bu şekilde oy kullanmadı, protesto etti. Yazık, günah. Bu insanlar da bu memleketin vatandaşı. Bunlar da kendi iradelerini beyan etmek istiyorlar. Bu seçimlerde de ne yazık ki YSK bu konudaki talimatlarını okuyamadık. Basından takip ettiğimiz kadarıyla böyle bir talimat yok. Alanda da taşrada da Ankara merkezde de bununla ilgili fiziksel bir düzenleme yok. Rastgele engelliler okullara dağıtılmıştır. Görme ve bedensel engelliler bu anlamda fiziksel düzenlemelere ihtiyaç duyuyor."
AK Parti'nin, görme engellilerle ilgili oy pusulalarında kabartma yazı kullanılması şeklinde bir çalışması olduğunu aktaran Öztürk, bu çalışmanın görme engelliler için çok önemli olduğunu ve geçen seçime yansımayan bu çalışmanın bu seçimde kullanılması gerektiğini bildirdi.
- "Türkiye cezalı konuma düşebilir"
Engellilerin oy kullanması için gerekli düzenlemenin yapılmaması halinde Türkiye'nin cezalı konumu düşebileceği uyarısında bulunan Öztürk, Türkiye'nin Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'ye imza koyduğunu, 2005 yılında 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un yayınlandığını hatırlattı.
Yasanın, engellilerin, özür gruplarına göre kategorize edilerek, fiziksel engellerinden dolayı evlerinden alınarak, oy kullanacakları mekana kadar götürülmesini ve getirilmesini yerel yönetimlerin görev alanına aldığını anlatan Öztürk, geçen seçimde yerel yönetimlerin bunu yapmadığını, referandumda bu düzenlemeler yapılmadığı için engellilerin oy kullanamadığını söyledi.
Öztürk, "Özürlüler 'Fiziksel engelimden dolayı vatandaşlık hakkımı kullanamadım, oy kullanamadım' diyerek AHİM'e dava açma hakkına sahip. Türkiye Cumhuriyeti'ni BM'de imzalanan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme gereği cezalı durumuna düşürebilirler" diye konuştu.
- "Partilerin engelliye yönelik projesi yok"
Üsküdar Üniversitesi Engelli Bakımı ve Rehabilitasyonu Bölümü Koordinatörü Mustafa Öztürk, partilerin yerel seçim çalışmalarını takip ettiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçimde AK Parti dışında hiç bir partinin engellilerle ilgili projesini duymadım. Türkiye'de belediyelerin yaptığı iyi bir şey var. Her belediyenin özürlüler ve rehabilitasyon birimi var. Bu 'halka, engelliye dokunuyorum' demek, 'engelliler ücretsiz faaliyetlerimden faydalanıyor' demektir. Gönül isterdi ki, bunun üstüne konacak daha farklı projeler geliştirilsin. Bu seçimde de hiç bir siyasi partinin 'engellilerle şöyle bir proje getireceğiz' diyerek deklare ettikleri bir proje yok. Böyle bir söylemleri yok. Sanki ülkede hiç engelli yaşamıyor. Bu memlekette yaşayan 8,5 milyon engelli var. Bunların 3,5 milyonu oy kullanıyor. Bunların bir kardeşi, anne-babası var. Üçle çarparsanız 24 milyon insan eder. 24 milyon insanı ilgilendiren bir proje geliştirmezseniz, bu insanların babası, annesi oy veremez ki."
- "Avrupa'da engelli bakım parası veren 7-8 ülkeden biriyiz"
Hükümetin 2005 yılında engelliler için önemli bir yasa çıkardığını hatırlatan Öztürk, yasayı çıkarmak kadar uygulamanın da önemli olduğunu vurguladı.
Yasaların ve yönetmeliklerin bürokratlar tarafından uygulandığını anlatan Öztürk, "5378 sayılı kanunun yüzde 40'ının ancak yönetmeliği çıkarılarak uygulanmıştır. Hükümetin heyecanını bürokratların taşımaması, bu çıkarılan yasa ve yönetmeliklerin de engelliler adını bir faydaya dönüşmemesi demek. Avrupa'da engelli bakım parası veren 7-8 ülkeden biriyiz. Engelliye hem evde hem de kurumlarda bakıyoruz. Eğitim katkı parası veriyoruz. Bakıcısına ayrı para veriyoruz. İlaç parasını veriyoruz. Bir sosyal devlet daha ne yapabilir? Avrupa ile boy ölçüşecek kadar nitelikli düzenlemeler yapılmış, ama bunu uygulayacak alanlardaki memurlar yetersiz" değerlendirmesinde bulundu.
Öztürk, bürokratlardan bilgi ve yeteneklerinin yanı sıra gönüllerini de ortaya koymalarını istedi. Öztürk, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ilgili müdürlüğünden 5378 sayılı kanunun tanıtımı için gerekli çalışmayı yapmasını da talep etti.