Arınç, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, davet edildiğinde çok sevindiğini, Bartın'ın tabiat harikası olduğunu söyledi.
Dün bu saatle Patnos Gençlikspor'un atkısını taktığını ifade eden Arınç, "Patnos nere, Bartın neresi. Güzel bir seçim geçireceğiz. Yol üzerinde Devrek'ten geçmiştim. Meğerse Devrek Kaymakamı Patnos'tan aday olan Cem Afşin Akbay. Dün elini kaldırdık. Devrek'in kaymakamı, Patnos'un belediye başkan adayımız. Allah'ın izniyle kazanacağız. Dün Patnos'tan zorlukla ayrıldım. Binlerce insan büyük coşku ve heyecan içinde BDP'nin belediye başkanından kurtulacağı günü her gün büyük bir özlemle bekliyor" diye konuştu.
Belediye seçimlerine az zaman kaldığını anımsatan Arınç, miting alanındakilere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın selam ve sevgilerini iletti.
Mahalli seçimlerin 5 yılda bir yapıldığını, oyların iyi kullanılması gerektiğine dikkati çeken Arınç, doğumdan ölüme kadar insanların belediye hizmetlerine muhtaç olduğunu söyledi.
Belediye başkanının herkesle kucaklaşması, ayrım yapmaması gerektiğine işaret eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adaleti esas alan belediye başkanı olursa kaymaklı baklava olur. İnsan huzurla yaşar. 5 yılı beklemek gerekiyor. Bazen belediye başkanı çok başarılı oluyor, tekrar seçiliyor. Bazen de benim Mecliste Kamer Genç için söylediğim, aynen belediye başkanı için de oluyor. Bazen 5 yılı zor kapatıyoruz. 'Bir günü gelse de ondan kurtulsak' diyoruz. Bazen cezaevine gidenler, bazen de verdiği sözleri unutmuş oluyor. Öyle babayiğitler gördük ki 'belediye başkanı olduğum gün kapıyı kaldıracağım' diyor. Bununla şov yapıyor adam. Kapıları kaldıran adamlar iki gün sonra iki çelik kapı koyuyor. Verilen sözler unutuluyor.
Dolayısıyla çok iyi seçim yapmamız lazım. Kötünün içinden iyiyi seçmek kolay iş. İyinin içinden en iyisini seçmek vazifemiz. AK Parti olarak hedefimize koyduğumuz şey şudur. İyi insanlarla seçimi kazanmalıyız. O insanları denetlemeliyiz. Yaptığı işlere bakmalıyız. Ona her an 'aman ha yanlış yapma' demeliyiz çünkü ben AK Parti iktidarıyım. "
- "İki seçmenden biri oy verdi bize"
Allah'ın AK Parti'ye 10 yıldan beri üç seçimde oyunu arttırarak tek başına iktidar olma fırsatı verdiğini aktaran Arınç, 1950'den bu yana 64 yıl geçtiğini, 64 yıldır ülkede çok partili siyasi hayat olduğunu söyledi.
1950'den önce tek başına iktidardaki CHP'nin "astığının astık, kestiğinin kestik, yaptığının yaptık" olduğunu anlatan Arınç, şunları belirtti:
"2002'de henüz 15 aylık partiyken yanımızda 70-80 yıllık partiler vardı. İktidar olmuş partiler vardı ama millet onlardan yaka silkiyordu. Biz 15 aylıktık, bize yüzde 35 verdi. 360 milletvekili çıkardık. 2007'de oyumuz yüzde 47 oldu. 346-350 milletvekili çıkardık. Son seçimde hamdolsun, yüzde 50'yi çıkardık. İki seçmenden biri oy verdi bize. Yüzde 50 oy oranını nispi temsilde sağlayan başka bir parti yok Türkiye'de. Çoğunluk sisteminde olmuş olabilir ama biz farklı partilerle yarışıyoruz. Hepsini topla bizim yarımız kadar etmiyor. Biz yüzde 50 oy alıyoruz.
Bugünkü anketlere bakarsanız, Allah nasip ederse yüzde 54'leri bulmuş gibiyiz ama bir sene daha var. Bir sene sonra inşallah yüzde 60'ları konuşacağız. 10 kişiden 6'sı inşallah AK Parti'ye oy verecek insanlar olacak. Herkese saygımız var ama bizim bir de iddiamız var. İnşallah üç dönem oylarını arttıran bir partiysek yine yükselişte olmamız lazım, inişte olmak bize yakışmaz."
- "Adam ölümü gördü ya sıtmaya razı olmaya çalışıyor"
Partisinin milletten yüzde 50 oy almasına kafa yorduğuna dikkati çeken Arınç, insanları zorla sandığa götürmediklerini, oyların rengini değiştirmediklerini, parayla satın almadıklarını söyledi.
Bahsettiklerinin 1945-46'larda yapıldığını savunan Arınç, şunları dile getirdi:
"Peki nedir bu işin sırrı? Adam karikatür çizmiş gazetesinde. Tayyip Bey, tek başına, babayiğit duruyor. Karşısında da iki kişi var. İki seçmenden birinin oyunu almış ya. İki kişiden birisi ama önlerine bakıyor. Biraz büklüm gibiler. Tayyip Bey onlara diyor ki 'Söyleyin bana hanginiz oy verdi?' Önemli olan bu iki kişinin kim olduğu. Karikatüre bakıyorsunuz. Biri Bahçeli, biri Kılıçdaroğlu. İkisinden birisi oy erdi. Sandık öyle söylüyor. Kılıçdaroğlu oy kullanamadı. Kağıthane'ye 'Kağıttepe' demişti. Kiraladığı evin yolunu bulamadı. Seçmen pusulası eline ulaşmadı, oy kullanamadı.
Yine başına aksilik gelebilir de... Ben başka bir şey söylemek istiyorum. 'Şimdi söyleyin bana hanginiz bana oy verdi' deyince, Bahçeli de Kılıçdaroğlu da verir mi? İki adam çizsen, 'birini Hasan, diğerini Hüseyin' desen, 'mutlaka biri vermiş' dersiniz. Bakın, Allah söyletiyor."
"Birisinin oy vereceği bir yıl önce belli oldu" diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kılıçdaroğlu'na, bir yıl önce televizyonda sordular. Sonunda dediler ki 'yarın cumhurbaşkanı seçimi olduğunda Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül aday olsa hangisine oy verirsiniz?' Hemen atladı, 'Abdullah Gül'e oy veririm' dedi. Allah söyletiyor. Sanki Abdullah Gül, CHP'nin milletvekili. Benim kurucum, ilk başbakanım, hamdolsun, bizim 40 yıllık siyaset arkadaşımız. Allah'ın izniyle 7 sene Türkiye'de örnek cumhurbaşkanlığı yapmış bir insan. Adam ölümü gördü ya sıtmaya razı olmaya çalışıyor. 'Abdullah Gül'e oy veririm' diyor. Önüne kim çıkarsa göreceksin sen bir tanesine oy vermek zorunda kalacaksın. Neden? Çünkü AK Parti milletimizi kucaklıyor. Seçimden seçime, başarıdan başarıya koşuyor.
Türkiye'deki karnemiz yıldızlı pek iyilerle dolu. Allah'a hamdolsun."
Arınç, her ay belediyenin bütçesine milyonlar gönderilmesine rağmen hizmet yapılmamasının eksiklik olacağını vurgulayan Arınç, yerel yönetimleri desteklediklerini, belediyelerin gelirlerini arttırdıklarını dile getirdi.